Hiç değişmeyen, değişme konusunda itibar edilecek bir emare de göstermeyen bir CHP geleneği var bu ülkede…

Bu gelenek tarihi, tarihe ve tarihçiye bırakmayan, kendi seyrinde akmasına tahammül edemeyen, istediği seyirde akmadığında tarihe sürekli emirler yağdıran, seçmenin iradesine meydan okuyan bir üstenci, seçkinci bir gelenek…

“Tarihçiye emrederek nasıl tarih yazdırılır”ın dünyadaki ender örneklerinden birini bu ülkeye yaşatmış olan CHP zihniyeti bu yöntemle, geçmişte yaşanmışları -Osmanlı ve Selçukluyu yok sayarak- kendi idealleri doğrultusunda yeniden inşa/icat etti…

Yakın geçmişin, şimdinin ve geleceğin tarihini de -elindeki gücün durumuna göre- darbecilere verdiği zaman zaman talimatlarla zaman zaman da yaptığı işbirlikleriyle şekillendirmeye devam etti/ediyor…

Kendinden olmayan devlet idarecilerine sürekli ya darağacını ya da namluyu göstererek “Despot/diktatör/faşist nasıl olunur”un en temel örneklerini sunanların, bu ülkede “demokrasi” demeleri, en hafif yanıdır akıllarla alay etmenin…

En acı olanlarını ise millet hem madden hem de manen iliklerine kadar yaşamıştır ve yaşamaya da devam etmektedir…

Eyvallah, demokrasilerde herkes hesap verebilir olmalıdır; buna iman etmeyenin zalimden yana olduğu da çok açıktır…

Lakin son günlerde sürekli “128 milyar dolar nerede” diyenler keşke ama keşke bu ülkeye darbelerle, iş bilmezliklerle, iradesizliklerle, trilyon dolar maddi ve hesabı mümkün olamayacak kadar manevi zarar verenlere de iki çift laf edebilselerdi…

Tabii bu bir samimiyet gerektiriyor…

İşte bu sebeple, Yalova belediyesindeki yolsuzluklara, İBB’nin nereye harcadığı belli olmayan milyarlarına bir cümle bile sarf edemeyenlerin bu konuda söylediği her laf, zayidir bana göre…

Söz konusu kendileri olunca bir faşizm öğretisi olan; “İlişki ve mukayeseler mümkün değildir” tezine sarılıyorlar ama başkalarını yargılarken bu kural asla işlemez oluyor, ilgili ilgisiz -kurmaca olanlar da dâhil- bütün geçmiş, ötekinin ürene boca ediliyor…

Bunun en son örneğini E. Amiraller Bildirisi’nden yaşadık…

Hadiseyi, bu toplumun hafızasında çok bilindik yeri olan bütün darbeler silsilesinden ayırmaya ve yaşananı aklamaya çalıştılar…

Fakat aynı şeyi, yine bu ülkenin çok şerbetli olduğu “ darbe kurgulama tiyatroları geleneği” için yapmayarak, bir tarikat tekkesinde fotoğrafı çekilen amiral üzerinden, bütün “irtica dejavuları”nı hortlatmaya kalktılar…

“Olur mu canım ne alakası var” sözü, hiç bu denli menfaatlere alet edilmedi...

Stalin ne diyordu: “Tarihsel paralellikler kurmak her zaman risklidir…”

Neden?

Çünkü tarihle bağ kurar ve bugününü tarihinle aydınlatırsan faşistin “icat”ları çöker…

İnsan aklı karşılaştırmalar yaparak, tarihteki sürekliliklerin izini sürerek işler…

Nitekim Emile Durkheim; “İzah etmek sadece karşılaştırarak mümkündür” sözüyle bu hakikati vurguluyor…

Fakat faşistler, bu imtiyazı sadece kendi çıkarları için kullandılar/kullanırlar…

CHP zihniyeti küçümsediklerine flu bakmaya devam etse de artık şunu çok iyi bilmeli: Bu ülkede unutturacağı, emredeceği bir tarih ya da tarihçi yok artık; unutturduğunu zannettikleri de ayaklarına dolanıyor…