İnsanların kendilerini aşan konularda fazla kafa yormamaları, gereksiz soruların cevaplarını aramakla yaşamlarını geçirmemeleri ve beyinlerini boş bilgilerle doldurmamaları ruh sağlığı açısından son derece önemlidir. Bu nedenle mezar taşlarını veya araçların plakalarını okumak doğru bir eylem olarak görülmemektedir. Bunun nedeni beynin yaşamda kalmaya yardımcı olacak, işlevsel ve bireyi bir üst aşamaya çıkarmaya katkı sağlayan bilgileri alma, depolama ve organize ederek kullanmaya daha eğilimli olmasıdır. Günümüzdeki bilgi kirliliğinin bu kadar yoğun olması işimizi biraz daha zorlaştırmaktadır. Teknoloji ve sanayinin getirdiği karmaşa ve stresi de buna eklersek bilgi ve öğrenmede seçici davranmamız gerektiğinin ne kadar zaruri olduğu daha net ortaya çıkmaktadır. Sokratesin ölçütleri bu noktada faydalı olabilir.

Bir gün Sokrates bir tanıdığına rastladı ve adam ona dedi ki; Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrates. Sonra şöyle devam etti. Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna “Üçlü Filtre Testi”  deniyor.

Üçlü Filtre mi?

“Evet’’ diye devam etti Sokrates. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Üçlü filtre testi dememin sebebini birazdan anlayacaksın.

Şimdi birinci filtre, “Gerçek Filtresi.” Bana birazdan arkadaşım hakkında söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin? Hayır, dedi adam. Aslında bunu sadece duydum ve... “Tamam, dedi Sokrates. Öyleyse, sen bu söyleyeceğin şeylerin gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.”

Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, “İyilik Filtresi.” Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi? Hayır, tam tersi... Öyleyse, diye devam etti Sokrates, O’nun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. “İşe yararlılık filtresi.”

Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı? Adam hayır, pek değil diye cevap verdi. “İyi” diye tamamladı Sokrates. Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse bana neden söyleyesin ki?

Bilgi doğru, iyi ve faydalı değilse öğrenmenin ve zihnimizi kirletmenin bir faydası yoktur. Bu nedenle gerek formal gerekse informal eğitim sürecinde bilgi edinmeyle ilgili teorik ve pratik bilgiler bireylere kazandırılmalıdır. Bilginin nasıl elde edileceği, hangi kanalların kullanılacağı ve ne tür bilgilerin yaşamı kolaylaştırma ve bireyi geliştirmeye katkı sunacağı detaylarıyla betimlenmelidir. Özellikle internetin ve sosyal medyanın bu denli yaygın kullanılması bireylerin temiz ve arı bilgiye ulaşmasının önündeki en büyük engeldir. Bilgi ve teknoloji okuryazarlığının geliştirilmesi, ailelerin çocuklarına daha fazla zaman ayırması ve onlarla nitelikli vakit geçirmesi son derece önemlidir.

Her şeyi bilmek değil işe yarayanı bilmek bizi geliştirir. Her şeyi bilmeye çalışmak ya da öyle görünmek her konuda söz söylemek zamanla insanı tevazudan uzaklaştırır. Günümüzde giderek bu tipolojideki insanlar yaygınlaşıyor. Takvim yaprağı okumakla maalesef Ebussuud Efendi da her olunmaz. Şeytan da her şeyi bilir idi ama en önemli şeyi yani nerede durması gerektiğini bilmedi. Bu da onun kovulmuş olmasına yol açtı.

Herhalde bu çağın imtihanı; her konuda konuşan, ahkâm kesen, her şeyi bildiğini düşünen ama haddini bilmeyen ve her durumla ilgili kendini fikir serdetmek zorunda hisseden Dunning Kruger Sendromu mağdurlarına tahammül etmek olsa gerek. Böyle biriyle karşılaşır iseniz acizane tavsiyem bu kişiden mümkün olduğunca uzak durmanız ve selam deyip geçmenizdir. Yoksa kısa sürede sizin tahammül eşiğinizi aşındırır ve çileden çıkarır. Rabbim bizleri bilen ancak bir o kadar da farkında olan ama en önemlisi de haddini bilen insanlardan eylesin, ilim, irfan ve hikmet dengesini kurabilmeyi nasip eylesin.

Selametle…