Azgın Siyonist rejimin 10 Mayısta Mescidi Aksa ve Gazze’ye yönelik saldırılarının ikinci haftasına girdik. 10 Mayıs'tan bu yana düzenlediği saldırılarda 47'si çocuk, 29'u kadın olmak üzere toplam 174 kişi şehit düştü.

Dünya halen izlemeye devam ediyor. Bazı sözde hümanist devlet liderleri ülkelerine İsrail bayrağı astırarak Siyonist devlete destek ifade ettiler. Türkiye ve Katar gibi ülkelerin dışındaki ülkelerde tepkiler çok cılız. Bazı yerlerde halkın sokak eylemleri var. Yeterli mi, değil. ABD de bazı senatörler, ABD yönetiminin İsrail’e olan desteğini sert bir dille eleştirdiler. Sosyal medyada insanlar tepkilerini dünyanın tüm dillerinde yazdılar. İsrail arkasına aldığı güçle Gazze’deki Basın kuruluşlarının olduğu binayı yerle bir etti. Dünyadaki basın kuruluşları ve bu kuruluşların bağlı olduğu basın konseylerinden tek kelime çıkmadı. Bu yazıyı yazarken kelli felli Türk basın konseyi sayfasına baktım onların da başı kuma gömülü halde. Ağababalarının yaptığı katliamı bırakın kınamak, bunu görmemek için ölü taklidi yapmayı tercih etmişler.

“Sizden her kim bir kötülük görürse, eğer gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse, diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir.” Diyor Hazreti peygamber. Filistinli Müslümanlar elleriyle, onlara ulaşamayan milyonlar dilleri ve sosyal medya hesaplarıyla bu zulme karşı çıktılar. Gerçeği gören Siyonist olmayan Yahudilerin tepkileri, Melkite Rum Katolik Kilisesi Başpiskoposu Abdullah Yulio’nun, İsrail işgal kuvvetlerine karşı elinde Filistin bayrağıyla direndiği kareler, sosyal medyada viral oldu.

Birde yüreğimizi yakan ifadeler vardı ki ölene dek unutulmazlar arasına yazılacaklardır. Avusturya’nın Genosit ezikliği ile başkanlık binasına astığı İsrail bayrağı, sözde İslam ülkelerinin sessizliği,  ülkemiz içindeki ezik tiplerin protesto gösterileri üzerinden yaptıkları alçakça yorumlar bir kenara yazılacaktır. Ben Müslümanım deyip neredeyse İsrail’e neden ses ediyorsunuz feveranları, hele bunların eski İslamcılar tarafından yapılmış olmaları, açıkça bir kenara not edilmesi gereken hareketler oldu.

Dünya 1948 de kurulan israil’le beraber artık rahat yüzü görmedi. Ortadoğu’nun kalbine bir bıçak gibi saplanan bu azgın sürü nedeniyle tüm insanlık rahatsız. Onlara destek olanlardan da rahatsızız. Bugün elimizden onların başına bir şeyler yağdıramıyoruz. Lakin o günlerin geleceğine eminiz. Allah’ın vaadi haktır. İllaki bu zulümlerin hesabı da bir gün sorulacaktır. Ama zulümle değil, Müslümanlar kitaba uyacaklardır. Kimse bir Müslümandan kendini savunma dışında bir hareket beklemesin. Kimse bir Müslümandan zulüm beklemesin. İslam yeryüzüne adaleti sağlamak için geldiğine göre adalet yeryüzüne hâkim olana dek hak mücadelesinin bir parçası olmaya devam edeceklerdir. Kimse el uzatmasa da, Müslümanlar gözlerini yumsalar da hesap mahşere kalmayacaktır.

Bugün ses verme günü, bugün karınca misali ateşe sutaşıma günü; bugün alanda olmayan ne zaman ben buradayım diyecek. Haydi, hep beraber bir tekbir getirelim; yüreği pas tutanlara inat:

ALLAHU EKBER

ALLAHU EKBER

ALLAHU EKBER