Türkiye dört bir taraftan kuşatılıyor.

Bu cümleyi bir korku salma, bir karamsarlık hezeyanı gibi algılayacak olan varsa yazıya şimdiden veda edebilir.

İstikbal mücadelesi, beka sorunu var denildiğinde bunu seçim malzemesi diye küçümsediler. Hatta üzerine mavra yaptılar.

Seçimler yarıştır, kim inandırırsa halka kendini o seçilir, seçilemeyen de çekilir köşesine muhasebe mi yapar, havlu mu atar bilemeyiz.

Türkiye’nin geleceği seçim yarışından ötedir.

Muhalefeti de, iktidarı da Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygılanmak zorundadır.

Kimsenin hata yapma lüksü yoktur.

Özellikle iktidardakilerin hata yapma lüksü yoktur.

İktidardakilere destek verenlerin şımarma lüksü yoktur.

Yöneticilerin yanlış yapma lüksü yoktur.

Sen dünyaya çekidüzen vermeye çalışırsın, dünyayı yeniden şekillendirmeye çalışırsın, dünyaya parmak ısırttıracak icraatlar yaparsın, bunlar artık olağan karşılanır, yapılmazsa bile kimse hesap sormaz ama bir aşı reklam filmi çekersin, yerle bir ederler seni.

Yanlış bir demeç verirsin, ağzından yanlış bir söz çıkar, yerle bir ederler seni.

En gelişmiş Avrupa ülkelerinde, Amerika’da insanlar astronomik rakamlarla covid tedavisi olur, covid aşısı olur, sen milletine aşıyı da tedavi hizmetlerini de bedava yaparsın ama atacağın yanlış bir adımda etrafında kimse kalmayabilir.

Sen, tüm dünyayı karşına alır, Filistin’e destek olursun, diplomasi trafiği dâhil her türlü elini taşın altına koyarsın, siyasi anlamda risk alırsın ama öte yandan bir yönetici yanlış bir söz söyler her yaptığın hiç olur.

Türkiye gerçekten kuşatma altında.

Dikkat edin, atılan hiçbir yanlış adım tolere edilmiyor. Hepsinin üstüne gidiliyor. En ufak bir yanlış bile muhaliflerin ağzında sakız oluyor.

Sosyal medyayı öyle kullanıyorlar ki…

Sen Filistin ile ilgilenme diye başka bir konuyla geliyorlar.

Sen ekonomik atılımlar yapama diye seni başka yerlerden yoruyorlar.

Sen iç ve dış siyasette etkin olma diye önüne her türlü engeli çıkarmaya çalışıyorlar.

İşin en kötü tarafı, vatansever insanların da yalan peşinden giderek algıya yenik düşmeleri.

Devletinin yanında durmak mı, Amerika destekli algıların peşinden gitmek mi yakışır bize?

Biz, her şart ve koşulda devletimizin yanında yer almak mecburiyetindeyiz.

Bu öyle geçiştirilecek bir mevzu değil.

Kimin iktidarda olup olmayacağı mevzusu değil.

Derin bir mevzu bu.

Ülkenin boynuna ilmek geçirip, istediklerini yaptırmak için kolları sıvamış durumdalar.

Eskiden olduğu gibi şimdi de, senin çocuğunun geleceğini sömürmek için uğraşıyorlar.

Hatırlayın, geçmişte yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı nasıl sömürdüler?

Eğitimden tutun da adaletimize kadar neleri dayattılar bize!

Kendimize gelmenin vaktidir.

Azar azar koparıp bizi birbirimizden bize kendi istedikleri hayatı dayatacaklar.

Kuşatmayı yarmak, algıya yenik düşmemek, ülkemiz için emelleri olanlara haddini bildirmek zorundayız.

Bireysel olarak bana bir şey olmaz demeden…

Baş yarılırsa ayağa akar kanı…