Yıllardır şehir hayatının olumsuz yanlarını konuştuk, şehirleşmenin zararları üzerinde durduk, şehirlerin insanın fiziken ve ruhen sağlığını bozduğundan söz ettik.

Şehrin boğucu, bunaltıcı, sıkıcı hayatını yaşayanlar da kabul ettiler şehirlerin bu kötü halini.

Şehirde asgari ücrete talim edeceğine bir insan, köyüne dönse, köyünde hayvan yetiştirse, boşta kalan tarlasını işlese hem daha karlı hem daha huzurlu olur, dedik.

Dedik de kar ettik sanki…

Asgari ücrette bir fabrikada 12 saat çalışmayı göze aldı bizim insanımız ama köyde soba yakmayı göze alamadı.

Ne oldu sonra?

Ne olacak, hızla betonlaşan ülkemizde şehirler yetmezmiş gibi köylerde de apartmanlar görmeye başladık.

Eskiden köye dönen şehirden tamamen kopardı.

Şimdi hem şehirde evi oldu hem köye ev yaptırdı ya da yaptırmanın hayallerini kuruyor insanımız.

Köye dönmeliyizden kastımız bu değildi.

Köyler istila ediliyor. İnsanlar doğal yaşama meylettikçe çarpık yapılaşmalar meydana geliyor.

Çarpık yapılaşmanın önüne geçilmezse köylerde şehirler gibi birbirinin üzerinde evler göreceğiz. Apartman binaları göğe doğru uzamaya başlamış bile.

Köyün berrak doğal su kaynakları bir bir yok olmaya başlıyor.

Köy deyince aklımıza gelenler bir on sene sonra gelmeyecek gibi duruyor sanki.

Ne hayvan sesi gelecek köylerden ne de toprak kokusu alabileceğiz yağmur yağdıktan sonra.

İletişim ve ulaşım çağında dünya küçüldü evet , istediğimiz yerlere fazla zorluk çekmeden gidebiliyoruz tamam ama…

Elimizdeki bu güzellikleri israf etmeden, hor kullanmadan yaşamak varken neden açgözlüler gibi davranırız ki?

GSM vericilerinin köylerde bitkilere verdiği zarar kimsenin umurunda değil. Köylü akıllı telefon kullansın da isterse hiç doğal üzüm yemesin.

Belediyeler mi, muhtarlıklar mı, bakanlıklar mı, artık kim alacaksa önlem alınmalı.

Büyükşehirler için önceden önlem alınmış olsaydı şimdi böyle keşmekeş olur muydu?

Böyle giderse köy hayatı, doğal hayat, organik yiyecekler, hayvansal gıdalar geçmişte kalacak gibi.

Kışı şehirde geçireyim, yazın da köye giderim fikri güzel ama köyü talan etmeden…