Ülkemde üretilen lezzetlerin tadını hiçbir yerle kıyaslanmayacak kadar şahane bulurum. İster burada yetişen bitkilerin özelliğinden deyin, ister toprağından deyin, isterseniz de burada otlayan hayvanların ırkından vs. deyin ama bu coğrafyada var olan lezzetlerin ağızda bıraktığı tadı emin olun başka yerde bulamazsınız.

Pınarbaşı Kavurma 

4 kuşaktır bilgi ve tecrübesini kullanarak, eşsiz lezzette kavurmalar üretip tüm ülkede satışa sunan Pınarbaşı Kavurma, her ne kadar ulusal nitelikte bir firma da olsa yöresel lezzetinden hiçbir şey kaybetmeden yüzyıl önceki nefasette ürünlerini sunmaya devam ediyor. Firma bu ilke doğrultusunda büyüyen iş hacmine göre üretim parkurunu günümüz teknolojisiyle daha da geliştirerek standartlarını arttırmayı kendine hedef olarak belirlemiş. Geçmişten bugüne sorumluluğunun bilincinde hareket eden firma, kendi sektöründe öncülük yapmaya devam ediyor. Türkiye’de bir ilk olarak bir aile yaklaşık 80 yıldır ürettiği Rize Kavurması’nın coğrafi işaret tescilini alıyor. Bölgede üretimi sadece Kopuz ailesi tarafından yapılan Rize Kavurması’nın coğrafi işaret belge müracaatını ise Rize Ticaret Borsası yapıyor ve mahreç işaretli tescil belgesi de 15.10.2019 tarihinde alınıyor.

Coğrafi işaret tescilli, 80 yıllık Rize Kavurması
80 yıldır Kopuz ailesi tarafından Rize’de üretilen kavurma, bugüne kadar tek bir sülale tarafından üretilip de coğrafi işaret tescili almış tek ürün olan olma özelliğini taşıyor. Pınarbaşı Kavurma, Rize’nin havasından mı, suyundan mı o bölgede yetişen hayvanların kekik kokmasından mı veya odun ateşinin üstünde yapılmasından mı bilinmez ama şimdiye kadar yediğim en leziz kavurma diyebilirim.

Rize Kavurması’nın hikâyesi 

Rize’nin Pınarbaşı köyündeki üretim tesisinde yaklaşık 50 yıldır devam eden ve sadece Kopuz ailesinin geliştirip ortaya koyduğu Rize Kavurması, 70’li yılların başlarına kadar ulaşım problemlerinden dolayı Ardahan’da yapılıyormuş. Kopuz ailesi, Rize Kavurması’nın üretimini kalabalık bir ekiple bizzat Ardahan’a gider orada ürettikleri kavurmayı da tenekeler aracılığıyla Rize’ye taşırlarmış. Zamanla ulaşım problemleri ortadan kalktığından Rize Kavurması’nın ilk icracısı olan dedeler, yeni ulaşım imkânlarından da yararlanarak üretimi Rize’ye taşımaya karar veriyorlar. Yani o tarihten itibaren hayvanlar canlı olarak getiriliyor ve Rize’deki tesislerde kesilerek kavurmalar üretiliyor.

Rize Kavurması’nın farkı
Günümüzde lezzetiyle damakları şenlendiren Rize Kavurması’nı diğerlerinden ayıran en önemli husus, bakır kazan ve odun ateşinde pişmesidir. Rize Kavurması’na o eşsiz lezzeti veren şey de işte budur. Odun ateşi ve bakır kazanın yanı sıra seksen yıla dayanan üretim becerisi ve ustalığın da payı az değil elbette.

Rize Kavurması’nın özellikleri 

Rize Kavurması, 1900’lü yılların başından itibaren Rize’de üretilen yöresel bir üründür. Rize’ye canlı olarak getirilen büyükbaş hayvanların kesilen etleri 4 ila 7 gün soğuk depoda dinlendirilir. Kemik, yağ, sinir ve zarlardan arındırılmış etler kuşbaşı büyüklüğünde doğranır. Etlerden çıkan hayvana ait iç yağı kıyma makinesinde çekilerek kazanda odun ateşi üzerinde eritilir. Eriyen yağa kesilen etler eklenir, karıştırılarak 2 ila 2,5 saat odun ateşi üzerinde pişirilir ve elde edilen ürün teneke veya rulo ambalajlarda saklanır. Bu şekilde odun ateşinde yavaş ve uzun süre pişmesi, Rize Kavurmasının yağını muhafaza etmesini ve yumuşak olmasını sağlıyor. Kavurmanın yapımında ağırlığı 150 kg’ın altında olmayan, randımanı yüksek, dişi simental veya holstein cinsi 4-6 yaş arası hayvanların eti kullanılıyor. Online ve sosyal medyanın günümüzde çok yaygın hale gelmesinden dolayı da Pınarbaşı kavurma daha etkin bir şekilde ülke tarafından tanınmaya başlandı. Bu dönem tescil şartları gereği Rize kavurmasının il dışında üretilememesi veya il dışında üretilen kavurmanın ambalajına Rize Kavurması yazılamaması ürünün itibarını daha çok artırmıştır.

Asya Food 

Mutfak sanatı, belki de dünyada oluşan sanatların en eskisidir. Dünya mutfağında, milyonlarca lezzet ve bu lezzetlerin ortaya çıkardığı muhteşem tatlar bulunuyor. Bu lezzet dünyasının en çok kapsadığı alanı ise bence soslar oluşturuyor. Dünyanın birçok yerinde sosun yemeğe lezzet kattığına şahit olursunuz. Özellikle Asya, Ortadoğu, Hindistan bölgelerinde yaşayanların ağız tatlarında sosun ayrı bir değeri vardır. İşte Asya Food firması da bu sektörde uzun yıllar yabancı soslarla elde ettikleri tecrübeden hareketle oluşturdukları Let's Sauce® markası adı altında Türkiye’de yerli ürünlerden soslar üretmeye başlıyor.

Yurt dışından ithal ettiği sosları şimdi Türkiye’de üretiyor
Yurt dışından ithal soslar getirip Türkiye’de pazarlayan Asya Food firması, ben bunu neden burada üretmiyorum, ülkemin kaynakları neden dışarı gidiyor diyerek yerli sosları Türkiye’de üretmeye başlıyor ve sanırım çok da başarılı oluyor.

Türkiye’de üretilen lezzetli soslar

Sweet Chili Sauce, Uzakdoğu mutfağında doğan ve lezzetiyle tüm dünya mutfaklarında kendine yer edinen bu sos, kullananların ifadesiyle yemeklerde meydana getirdiği tat ile vazgeçilmez bir hale dönüşmüş. Kırmızı ve beyaz ete kattığı lezzetin yanısıra tüm deniz mahsullerine de eşlik edebiliyor.

Let’s Sweet Chili, Dengeli bir şekilde, acı ve tatlı bir tatla damakta muhteşem bir iz bırakan ve Anadolu’nun leziz biberlerinin kombinasyonuyla tam bir lezzet patlaması meydana getiren bu sos, tüm aperatif tava yemeklerinin (patates, kalamar, kroketler vb.) ve ana yemeklerin lezzet kalitesini artırıyor.

Hot Chili Sauce, en lezzetli yemekleri bile daha leziz hale getirmekte ve acı sos severlerin vazgeçilmezi olan bu sos tüm makarna ve noodle çeşitlerinde, sotelerde, kırmızı ve beyaz et yemeklerinde doğrudan kullanıldığı gibi sıcak atıştırmalıklara da dip sos olarak eşlik ediyor.

Let’s Hot Chili, aromasıyla lezzeti ikiye katlayan orta acı seviyedeki bu sos, denendiğinde fark net olarak hissediliyor.

Louisiana Hot Sauce, Adını 1923 yılında üretildiği şehir olan Louisiana’dan alan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan Amerikan tipi acı biber sos çeşididir. Dünyaca ünlü şeflerin dahi mutfaklarında vazgeçilmez olan bu sos, bulunduğu her yemeğin lezzetini öne taşıyor.

Sriracha Sauce, Tayland’ın Sri Racha köyünde doğan ve tüm mutfakları ele geçiren bu çok özel sos çorbadan makarnaya, pizzadan hamburgere ve tüm et yemeklerini eşsiz lezzetiyle bir üst seviyeye taşıyor.

Arrabiatta Sauce, Aroması ve acılığı ile makarnaların lezzetine lezzet katan bu sos, Roma ve çevresindeki Lazio bölgesinde doğmuş ve tüm dünya mutfaklarına girmeyi başarmıştır. Bu sos, sarımsak, domates ve zeytinyağında pişirilmiş kurutulmuş kırmızı pul biberden oluşuyor.

Napoliten Sauce, Adını İtalya’nın Napoli şehrinden alan bu sos, en temel makarna soslarından biridir. Makarnaları süsleyip tatlandırırken uyumuyla da çokça tercih edilen soslardan biridir. Napoliten sos, bolonez sosun kıymasız ve havuçsuz daha basit halidir.

Pizza Sauce, özellikle margarita pizza için taze domatesli bir pizza sosudur. Doğal yöntemler ile yetiştirilen ve mevsiminde toplanan domatesler ve taze baharatlarla hazırlanır.

Asya Food firmasına bir not, kısa zamanda Türkçe adlarıyla soslar beklediğimi belirtmek istiyorum.

Anadolu lezzetleri, nefis soslara dönüşüyor
Anadolu'nun eşsiz lezzetlerinden meyve, sebze ve baharatları işleyerek dünya mutfağının çok sevilen soslarını üreten ve bu muhteşem lezzetleri yüksek kalitede ve doğal olarak, sos severlere sunan firma, kalite ve lezzetten asla taviz vermeden dünyaya Türk sosu ihraç eden bir marka olmak istiyor.