Libya’da yılsonunda yapılması planlanan ve ülkedeki bölünmüşlük haline son vermesi umulan seçimlerin önünde hâlâ bir dizi engel bulunuyor. O engellerin başında da Libya’nın doğusunu kontrolü altında tutan ve kendisini “Libya Milli Ordusu Başkomutanı” gören savaş baronu Halife Hafter geliyor. Hafter’in müttefiki Tobruk Parlamentosu Başkanı Akile Salih, Trablus’taki mevcut hükümetin kuruluş sürecinde emekli generalden kendini uzak tutuyordu.

Geçenlerde Hafter’in Bingazi’nin doğusunda yer alan er-Racme köyündeki karargâhına yaptığı ziyaretle o uzaklık ortadan kalktı. Akile Salih, bütçeden Hafter’e de pay ayrılmadıkça bütçeyi onaylamayacaklarını açıkladı. Emekli generalin oğlu aracılığıyla Akile Salih’i ve Tobruk Parlamentosu üyelerini tehdit ederek karargâhına ziyarete gelmelerini istediği, parlamento ve başkanlık seçimlerinde mutlaka kendisiyle işbirliği yapmaları gerektiğini söylediği ifade ediliyor. Akile Salih’in ve milletvekillerinin Hafter’in ayağına kadar gitmeleri ve er-Racme’de yapılan açıklamalar tehdidin etkisini gösterdiğinin delili.

Trablus’u defalarca işgal girişiminde başarılı olamayan ve ağır bir yenilgi alarak doğuya çekilen, varlığını Rusya ve Mısır’ın müdahalesiyle ancak koruyabilen Hafter, sanki zafer kazanmış gibi sahada kaybettiğini ve hatta daha fazlasını masada kazanmak istiyor. Başından beri Hafter’i destekleyen ülkeler de bu manevranın başarılı olması için çalışıyor. Daha da ötesi Dışişleri Bakanı Necla Menguş gibi Hafter yanlısı isimler Trablus başta olmak üzere ülkenin her yanında rahatça dolaşırken Başbakan Abdülhamid Dibeybe emekli generalin kontrolü altındaki bölgelere bin bir güçlükle ve ancak onun izniyle girebiliyor.

Ülkenin doğusunda Hafter’in diktatörlüğü hüküm sürerken demokratik bir seçim yapılması ve herhangi bir şekilde sandık kurulursa dahi çıkan sonucun halkın iradesini yansıttığının söylenmesi mümkün değil. Bu arada, Hafter’e sahada en büyük desteği veren Wagner’in paralı askerlerine ek olarak Rusya’nın Libya’ya düzenli kuvvetler gönderdiği ve Cufra hava üssü yakınlarına yığınak yaptığı haberleri geliyor. Moskova muhtemelen “Paralı askerler Libya’dan çıksın” denildiğinde “Onlar paralı askerler değil, Rus ordusunun askerleri.

Rus askeri de Türk askeri gibi orada Libya halkının talebi üzerine bulunuyor” bahanesini ileri sürecek. Son günlerde Arap sokağında gündem olan bir konu da Birleşik Arap Emirlikleri ( BAE) vatandaşı bir iş kadınının Libya Ulusal Petrol Kurumu (NOC) adına Monaco’da düzenlenen uluslararası yatırım konferansına katılması. NOC, BAE’li Hind el-Kasimi’nin kurumla herhangi bir bağlantısının olmadığını ve kurumu temsil yetkisi bulunmadığını, konuyla ilgili hukuki yollara başvurulacağını açıkladı.

BAE’li iş kadını Libya Ulusal Petrol Kurumu adına katılmış gibi gösterilmesinden konferansı düzenleyenlerin sorumlu olduğunu öne sürerek, “Beni değil onları hesaba çekin” dese de NOC Başkanı Mustafa Sanallah, Monaco’dan aldıkları bilgiye göre Hind el-Kasimi’nin kendisini NOC üyesi olarak tanıttığını söyledi. Bu skandal, Güney Geçiş Konseyi (GGK) milisleri aracılığıyla Yemen’in önemli limanlarına ve Sokotra adasına el koyan BAE’nin Libya petrollerinde de gözü olduğunu gösteriyor.