Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in parlamentonun kapısına kilit vurarak, başbakanı ve bazı bakanları görevden alarak gerçekleştirdiği darbenin yankıları sürüyor. Halkın özgür iradesini ortadan kaldıran kararların televizyondan ilan edildiği gece Tunus Başbakanı Hişam el-Meşişi ortalarda yoktu. O geceye dair gelen yeni bilgiler el-Meşişi’nin Kartaca Sarayı’nda alıkonulduğunu ve görevden alma kararına boyun eğmeye zorlandığını gösteriyor.

Kays Said’in darbe planı yaptığını iki ay önce belgeleriyle yazan Middle East Eye (MEE) sitesi, darbenin yapıldığı gece Kartaca Sarayı’nda yabancıların da olduğunu ve Tunus Cumhurbaşkanı’nı yönlendirdiklerini öne sürdü. David Hearst imzasıyla yayınlanan makalede, Hişam el-Meşişi’nin sarayda sorgulanıp darp edildiği, yüzüne darbe aldığı ve yaralandığı, bu sebeple kameraların karşısına çıkmadığı iddia ediliyor. Hişam el-Meşişi, Tunus’ta yayınlanan bir gazeteye yaptığı açıklamada bu iddiaları yalanlasa da yüzünü hâlâ göstermemesi işkence gördüğüne dair şüpheleri güçlendiriyor.

Tunus Başbakanı ayrıca darbe gecesine kadar Kays Said’e direnmiş ve kararlı bir politikacı profili çizmişti. O geceden sonra yaptığı yazılı açıklamada ise başbakanlığı Tunus Cumhurbaşkanı’nın görevlendireceği bir isme devretmeye hazır olduğunu söyledi. Hişam el-Meşişi’nin hiçbir direnç göstermeden darbeyi kabullenmesi en azından ciddi şekilde tehdit edildiğini gösteriyor.

Bu arada, bir başka iddia da Arabi 21 sitesinden geldi. Adı açıklanmayan güvenilir kaynaklara dayandırılan haberde, ABD Büyükelçisi Donald Blome’un Kays Said’den darbe gecesinden iki hafta önce Covid-19 salgınıyla mücadeleye yardım bahanesiyle Tunus’a gelen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır istihbarat subaylarının ülkeyi terk etmelerini istediği öne sürülüyor. Arabi 21’in özel haberindeki bu bilgiden hareketle, darbe gecesi Kartaca Sarayı’nda bulunan ve Kays Said’i yönlendiren yabancıların Mısırlı ve BAE’li istihbarat subayları olduğu söylenebilir.

Kays Said’in uluslararası toplumdan arzu ettiği desteği alamadığı, Amerika’nın ve Cezayir’in Tunus Cumhurbaşkanı’nın darbesine karşı çıktığı ifade ediliyor. Tunus’un doğuda Libya ve batıda Cezayir olmak üzere sadece iki komşusu var. Libya’nın batısı Hafter karşıtlarının kontrolünde. Cezayir’in de sınırlarında Mısır’ın nüfuzunu, istihbaratını ve askeri faaliyetlerini görmek istemeyeceği kesin.

Devlet yönetiminde yeterli tecrübeye ve birikime sahip olmayan Kays Said’in Mısır ve BAE’den aldığı desteğe rağmen süreci yönetemeyeceği ve darbenin nihayetinde başarısız olacağı kanaati yaygın.

Tunus Cumhurbaşkanı darbe gecesinden bu yana sürekli birilerini görevden alırken darbe karşıtlarının henüz sokağa çıkmaması üzerinde en çok konuşulan konulardan biri. SETA’nın önceki gün düzenlediği web-panelin konuşmacılarından Ru’ye Turkiyye dergisi editörü Prof. Dr. Ramazan Yıldırım, önemli bir noktaya dikkat çekerek, 90’lı yıllarda Cezayir’de yaşananların ve askeri cuntanın darbe sürecinde Mısır’da gerçekleştirdiği katliamın Tunusluların hafızalarında hâlâ canlı olduğuna işaret etti. Buna rağmen Raşid el-Gannuşi’nin hükümet konusunda uzlaşı sağlanamazsa demokrasiyi savunması için halkı sokağa çağırması bekleniyor.