Anlamıyorum ya hu!

Hükümeti sevmesiniz, başkanı sevmezsiniz, devleti sevmezsiniz, halkı aşağılar insan görmezsiniz, kendinizden ve kendinize benzeyenden başkasını da sevmezsiniz ama vatanı memleketi de mi sevmezsiniz?

Artık ikrah geldi, gerçekten. Yangınlar her yanı sarmış, insanların içi acıyor, elinden gelen her neyse onları yapmaya çalışanlar var ama bir yandan da bu ateşi harlayan ama aynı zamanda da –sırf kafiyeli duruyor diye yazmıyorum, gerçekten öyle hissediyorum- havlayanlar var.

Bu yangınları kimin ve neden yaptığı bu kadar belli ve ortadayken adamlar çıkıp da “Bu bir terör eylemidir, devletimizin yanındayız” demiyor, diyemiyorlar. Niye diyemedikleri de malum aslında. Yakanların da bu şekilde yapanları da boyunlarındaki tasmayı tutanlar aynı.

Adamın biri geçen günkü yazımı okumuş ve bunun için beni tehdit ediyor. “Memleket yanmıyor yakılıyor” diyorum adam kuyruğuna basılmış it gibi saldırıyor. Ne oluyor ki sana kardeşim? Kimsin sen? Allah aşkına nesin, nereden geldin? Millet için bir çivi çakmazsın, devletin menfaatine bir adım atmazsın anca muhalifim ayağına herkesi aşağılar, hiçbir şeyi beğenmez nankörlük edersin.

Devletini, memleketini gâvura şikâyet etmek, düşmandan medet umarak kendini ezik, kompleksli, aşağılık bir hale sokmak nedir? Bu celladına âşık olmak demek, katilinden medet ummak demek, satmak ve satılmak demek. Bunu bile isteye yapanların zaten hangi çukurun pisliği olduğu belli ama ahmak bir şekilde buna alet olanlar da var ve bunun adının muhalefet olduğunu sanıyorlar.

Muhalif olmanın da bir adabı yok mu ya hu? Bir sınırı yok mu yani? Mesela hükümetin yaptığı –sence de- iyi olan bir şeyi adam gibi çıkıp söylemek sizin saçma muhalifliğinize ihanet demek mi oluyor? Ben bilemiyorum ama şunu biliyorum ki bu tarz bir muhaliflik devlete ihanet etmek oluyor.

Adam yazımı okumuş ya “sizin gibiler” deyip de döşenmiş bir ton martavalı. Kastının ne olduğunu anlıyorum. Aslında “Bizim gibi olmayanlar” demek istiyor. Onlar gibi olmayanlar. Yani kendi devletinin başkanına hakaret etmeyenler, devletini düşmana şikâyet etmeyenler, ecdadına ihanet etmeyenler. İşte ben gibiler tam olarak bunlar. Ve ben böyle olmaktan gurur duyarım.

Neyse…

Benim gördüğüm şu ki iki çeşit ateş yakmak için çırpınan ve tasması kendinden kıymetli adamlar var ortalıkta. Birincisi bu gördüğümüz orman yangınları –ki devletimiz hem bu yangınları söndürmeye ve hem de zararı telafi etmeye muktedirdir- ikincisi ise fitne ateşi. Ve bu iki ateş de sönmeden bizim içimiz soğumayacak.