Ahilik haftasının kutlandığı günleri geride bıraktık. Yılın ahisi seçildi farklı illerde. İnsanlara farklı ikramlarda bulunuldu. Eskiden çok güzel kavramları vardı bu azizi milletin. İkram kelimesi hayatın tam merkezindeydi mesela. Hediye kavramı vardı bir de. Doğan, düğün yapan, bir başarı elde eden kişiler için çam sakızı çoban armağanı hediyeler takdim edilirdi.

Hediyeyi alan öyle hediyenin kaç TL edeceğine hiç bakmazdı. Hediyenin kendisi kıymetliydi, kıymeti değerli değildi. Şehirlerde sadaka taşları vardı, askıda ekmek uygulaması fırınların tezgâhında kısmetlisini beklerdi.

Aşevleri soğuk odalarda çaresizliği yaşayan insanların hanelerine sıcak çorbalarla misafir olurdu. Sefertaslarıyla insanalar gider yemeğini alırdı da kimse bu durumu yadırgamazdı. Vakıflar vardı öğrencileri destekleyen, ihtiyaç sahibi öğrenciler tespit edilir ve onlara çeşitli destekler verilirdi.

Bakkallar mahallenin can simidi olurdu, parası olmayana kara kaplı veresiye defteri yetişirdi.

Eskiden bunların çok ötesinde yardımlaşma faaliyetleri vardı. Her bireyin elinde bilmem ne model cep telefonu yoktu belki ama insanlar mutluydu. Rızık korkusu bugünkü kadar yoktu, bilirdi insanlar zorda kalabileceğini fakat çaresiz kalmayacağına da güvenirdi.

2021 yılını yaşıyoruz, zor bir yıl…

Marketlere gidip sepetini dolduramayan orta direk ve düşük gelir gurubu insanımız için zor bir yıl, parası olmayana bile ihtiyacını veren bakkalları darağacına gönderdi önce sonra da kartel olup acımasızca insanların bir dilim ekmeğine göz dikti vicdansız zincir marketler.

Pazardaki pahalılığı devam ettirmek için kasa kasa sebzeleri çöpe atan vicdansız kişiler hayatı zehir ediyor. Tarlada 3 lira olan domatesi 10-15 liraya pazarcıya dolayısı ile halka satan vampirler yüzünden insanlar zor durumda.

Dolar her arttığında şimşek gibi fiyatları artıran fakat aynı dolar düştüğünde kulağının üstüne yatan ticaret erbabı para kazanıyordur mutlaka, neler kaybettiğini hesaba katmıyor anlaşılan. Pandemiden dolayı zarar eden servis esnafı en kısa mesafeden 300-400 tl servis ücreti alarak sıkıntıya sıkıntı katarken insanlar çaresizliği dibine kadar yaşıyor.

Öğrencilerin çoğuna KYK yurdu çıkmadı. Özel yurtlar çok pahalı ve dolu. Ev kiraları memleket meselesi oldu. İki odaya 4 bin tl kira isteyen insan acaba bizim insanımız mı diye düşünmeden edemiyorum.

Tüm bu zorlukların müsebbibi insanlar için neredesin ey vicdan, haykırışları yüreklerden arşa yükseliyor.

Devlet sahaya hakim olmalı

Tüm bunlar yaşanırken insanalar şunu soruyor doğal olarak. Devlet pazarcıya, zincir market sahiplerine, servisçilere ve problemin merkezinde yer alan kişi ya da kurumlara karşı önleyici tedbirler uygulayamaz mı?

Elbette uygular fakat an itibarı ile bu müdahaleler çok cılız ve yetersiz. Tencere kaynamalı, insanalar çocuklarına karşı mahcup olmamalı, üreten de tüketen de huzursuzluğu yaşamamalı.

Kaybedilen ahlak nerede bulunur bilmem ama bu süreç artık dayanılmaz noktaya geldi. Lütfen artık insanları rahatlatacak eylemlere başlayın.