‘Kaynaş(ıp huzura kavuş)manız için size kendi (cinsi)nizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.’ (Rûm, 21)

“Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur…” (Buhârî, Savm, 10)

Evleniniz her halükârda kârlı çıkarsınız, eşiniz iyi çıkarsa mutlu olursunuz kötü birisi denk gelirse de filozof olursunuz. (Socrates)

İnsanoğlu sosyal bir varlıktır ve en temel gereksinimlerinden birisi topluma katkı sunmaktır. Bu gereksinim, bireyin fiziksel yaşamını destekleyen ve onu sosyal ve duygusal anlamda var eden bir duygudur. Bireyin sosyal yaşama katkı sunmasında aile ve çocukları iyi birer araç olarak işlev görebilmektedir. Çocuklarımız aracılığıyla neslimizi devam ettirebiliriz ve bir insanın en önemli eseri hayırlı bir çocuk yetiştirmektir.

Aile kurmak ve evlenmek sağlıklı bir gelişim için gereklidir, aksi takdirde genelleme yapılmaması kaydıyla insanlar da izolasyon ve yalnızlık hisleri yoğunlaşabilir. Evlilik aynı zamanda iyi bir nesil bırakmak, hayırlı evlatlar yetiştirmek, topluma katkıda bulunmak gibi temel insani gereksinimlerimizi de karşılamamıza olanak sağlayan meşru bir kurumdur. Erkek ve kadının cinsel birlikteliğinin kabul edilmesini sağlayan, onları dedikodu, sosyal dışlanmadan koruyan ve toplumda sosyal kabul görmelerini sağlayan evlilik; aynı zamanda kültürel ve dinî bir kurum olarak bizlere fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarımızı giderme olanağı da sağlamaktadır.

Eskiden evlilik bir statü göstergesi olarak ele alınır, evlenen insanların toplum içinde itibarı artar, kendilerini daha sosyal hissederlerdi. Günümüzde artık evlilik kariyer, kişisel gelişim ve özgürlük önünde bir engel gibi gençlerimize sunulmaya çalışılıyor. Bu zehirli trendin panzehiri olabilecek yaklaşımlara çok fazla muhtacız bu günlerde.

Gençlere evliliği sevdirecek, aile ortamını sevecen ve sıcak bir yuva olarak gösterecek hem rol modellere hem de medya içeriklerine, belgesellere önemli oranda gereksinim duymaktayız. Evlilik aracılığıyla bizler sevme, sevilme, güvenlik, ait olma ve toplumda yer edinme gibi temel sosyal ihtiyaçlarımızı giderebiliriz. Bu durum aslında sadece insana özgü değildir, diğer canlıların neredeyse tamamı eş bulur, yuva kurar ve yavru sahibi olarak gelecek nesillerini oluştururlar.  

Mutlu bir evliliğin yararları aslında saymakla bitmez. Tabi yanlış yapılan bir evliliğin de acıları… Evli insanların daha uzun yaşadığı, alkol sorunlarının daha az olduğu, maddi ve ekonomik açıdan daha iyi durumda oldukları ve cinsel yaşamlarının daha düzenli olduğu araştırmalarla desteklenmektedir. Ayrıca evliliğin kalp hastalıkları, grip, yüksek tansiyon ve kanser gibi hastalıklardan dolayı fiziksel sağlığın bozulma riskini azalttığı bulunmuştur. Ailesiyle birlikte yetişen çocukların, akademik açıdan daha başarılı ve duygusal iyi oluş düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmektedir.

Unutmayalım ki dinimizde ve kültürümüzde üç tür meşru ilişki vardır; Söz, nişan ve evlilik. Söz ve nişanın da hedefi evlilik ve nikâhtır. Bunun dışındaki partner, flört, çift vs. kavramlar bize ait değildir. Maalesef bugün evlilik yaşı ortalaması 29 iken flörte başlama yaşı 13'e kadar düşmüştür. Fe eyne tezhebun?..

Selametle…