Karikatürist Erdil Yaşaroğlu, Serkan Altuniğne ve Selçuk Erdem, çalışmalarının izinsiz ve kâr amaçlı paylaşımına engel olmak için harekete geçtiler ve ‘Karikatür bizim hayatımız!’ başlıklı bir metin yayınladılar.

Sonra, kişisel bloglarında, sosyal medyalarında veyahut haber sitelerinde karikatür yayınladıkları için haklarında kovuşturma açılan, evlerine baskın yapılan, mahkeme kapılarında bekletilen ve nihayetinde ceza alan mağdurlar ortaya çıkmaya başladı.

Üç tanesi benim çevremde…

Birisinin davası sonuçlandı; 10 ay hapis, 8 Bin TL tazminat ödemeye mahkûm edildi.

Biri hâkimden savunmasını yazılı yapmak üzere süre istedi.

Diğeri Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı Yakalama Bürosu’nun talebiyle jandarmalar tarafından arandı ve mevcutlu olarak adliyeye getirildi.

31 Aralık günü, Saat 15:00’ten, gece 21.00’e kadar Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına çevrimiçi ifade vermek için bekletildi.

Çevrimiçi ifade teknik olarak mümkün olamadı, ifadesini Samsun savcısına verdikten sonra bırakıldı.  

Karikatürürist Erdil Yaşaroğlu, “Biz kimse için izinsiz karikatür yayınladı diye hukuki olarak ev arama, el koyma talebinde bulunmadık, asla da bulunmayız. Karikatürlerimizden galeri yapan koca haber siteleri bile dâhil buna” dese de gerçek öyle değildir.

Bir öğretmenin öğrencilerinin eğitimi için açtığı, hikâye ve masallar ihtiva eden internet sitesinde paylaştığı bir karikatür sebebiyle evine beş polis tarafından baskın yapıldı.

Öğretmen olduğunu, öğrencilerine canlı ders vermek için bilgisayar başında beklediğini söylemesine rağmen, polisler Penguen dergisinin ve Erdil Yaşaroğlu'nun şikâyeti üzerine evinde arama yapacaklarını belirterek evdeki 2 bilgisayar, 1 cep telefonu, 2 harici disk ve 2 flash belleğe el koydular.

“Çocuklar canlı ders yapıyor, benim bilgisayarımı ve telefonumu alın ama onların bilgisayarına dokunmayın” demesine rağmen oğlunun canlı ders yaparken bilgisayarına el koydular.

Öğretmen önce karakolda sonra savcılıkta ifade verdi.

Bir eğitimci olarak çocuklar tasarruf konusunu daha iyi anlasın diye karikatürü paylaştığını söyledi.

Erdil Yaşaroğlu, öğretmenin anlattıklarının doğru olmadığını belirtti;

Bloğunda karikatür paylaşan öğretmene açılmış bir dava yok. Sosyal medyada ya da Whatsapp'ta karikatür paylaştı diye kimseye suç duyurusu yapmıyoruz. Avatarını karikatür yaptı diye açılmış bir dava da yok. Sadece ticari sitelerle derdimiz. Uyar kaldır yöntemini söyleyenler var. Birçoğunu uyardık zaten. Bazıları 'kaldırmıyorum, dava açarsan aç' pişkinliğiyle döndü.”

Öğretmen Bekir Salih Korkmaz Erdil Yaşaroğlu’na cevap verdi;

“Devlet memuru olduğum için ismimi vermek istemiyordum. Yaşadıklarım aynen gerçektir. Sitedeki 200 kadar değerler eğitimi içerikli hikâye ve masaldan sadece birine karikatür eklemişim 2017 yılında. Bir karikatüristin karikatürünü paylaşmanın onu mutlu edeceğini düşünüyorum. Ayrıca her gün WhatsApp gruplarında, Facebook'ta, sosyal medyada paylaşılan onlarca karikatüre denk geliyoruz. Bu sebeple telif hakkı olabileceği bile hiç aklımın ucundan geçmedi. Suç olabilir, bilemiyorum, emeğinizdir. Fakat iyi niyetle yapılan bir paylaşımın buralara varmaması gerekirdi. Kaldırılmasını talep etseydi keşke, seve seve kaldırırdım”

Erdil Yaşaroğlu, Amerikalı Karikatürist Dan Piraro’nun karikatürünü sitesinde izinsiz yayınlamıştır.

Dan Piraro, “Başkalarının karikatürlerini izinsiz paylaşan, ancak kendi sitesi dışında karikatür paylaşıldığı için dava etmeyi alışkanlık haline getiren birini alenen ifşa ettiğim için Türkiye'den teşekkür almaya başladım. Onu dava etmem için bana yalvarıyorlar" şeklinde bir yazı yazmıştır. (https://www.bizarro.com/blog/2021/2/7/repairing-what-you-sow)

Bu yüzden diyoruz; Yapma Erdil Yaşaroğlu!