Bir milletin yüz yılı aşan hayalini gerçeğe dönüştüren Türkiye’nin ilk yerli otomobili TOGG, seri üretiminin yapılacağı fabrikada banttan inmek için gün sayıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Diriliş Postası’na verdiği röportajda son teknolojiyle üretilen Türkiye’nin otomobilinin dünyada rakibinin olmadığını vurguladı.

Muhammed Şimşek / Röportaj

Türkiye'nin120 yıllık hayali ve bundan 60 yıl önce yarım kalan rüyası yerli otomobiline kavuşmasına günler kaldı. Yüzde 100 elektrikli ve günümüz teknolojisinin en üst düzey özelliklerine sahip Türkiye'nin otomobili TOGG'un ilk üretim tesisi Gemlik'te devreye alınmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı gerçekleştirilecek fabrika, 5 aylık testlerin ardından TOGG'un C-SUV modelinin seri üretimine başlayacak. Açılış öncesi konuya ilişkin Diriliş Postası'na konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank şunları söyledi;

*85 MİLYONUN GURURU OLACAK [TIKLAYINIZ]

"29 Ekim’de inşallah fabrikanın açılışı gerçekleşecek. Hazırlanıyor, güzel bir hazırlık yapmaya çalışıyoruz. Tüm Türkiye’nin gurur duyacağı, Türkiye’nin ikinci yüzyılına ilerlerken önemli bir projenin fabrikasının açılışını yapmış olacağız. Seri üretim araçlar banttan inmiş olacak. Heyecanlıyız, gururluyuz. Bu projeye tabii ki önce özel sektörümüz çok ciddi emek verdi. Bu bir özel sektör projesi ama biz de devlet olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye çalıştık, önlerini açtık, yardımcı olduk."

'MART AYINDA SATIŞA ÇIKACAK'

Herkesin fiyatını merak ettiği TOGG'un dünyadaki diğer elektrikli otomobillere göre daha ucuz olacağını belirten Bakan Varank, seri üretim sürecine ilişkini şu ifadeleri kullandı; "Fabrika önemli bir adım. İnşallah burada seri üretime başlayan araçlar mart ayında satışa çıkmış olacak. Mart ayına kadar biliyorsunuz bu araçların bir tip onayı alması gerekiyor. Satılacağı ülkeye, bölgeye göre onunla ilgili çalışmalar sürmüş olacak. Tabii bu, "bir otomobilden daha fazlası" dediğimiz bir proje. Bu bir teknolojik ürün, teknolojik alet. Bugün baktığınızda otomotiv endüstrisi çok hızlı bir şekilde dönüşüyor. Artık otomobillere sizi sadece bir yerden bir yere götüren araçlar olarak bakılmıyor; sizin yaşamınızın bir parçası olan elektronik ürünler olarak bakılıyor. TOGG da aslında bunu zamanında kavradı. Ortaya bir elektronik ürün çıkarıyor. Bir mobilite teknoloji çözümü çıkarıyor. Bu manada evet bir otomobil, sizi bir yerden bir yere götürecek ama çok farklı teknolojileri, yeni gelişen teknolojileri de araca entegre etmek üzere TOGG’daki arkadaşlarımız gayret ediyorlar."

Yüzde 80 yerliliği yakaladık
BAKAN Varank, Türkiye'nin artık kendi kendine yetebilen bir ülke hâline geldiğine işaret ederek "Bizim yüzde 20’lerde olan yerlilik oranlarımız savunma sanayisinde yüzde 80’lere ulaştı ve birçok kritik malzemeyi artık başkasına ihtiyaç duymadan üretebiliyoruz. Kritik kompenantı üretip ürünlerimizde kullanabiliyoruz. Onun için açık projeler de olur. Gizli projeler de olur. Şimdi duyurulmaması gereken projeler de olur ve var. Bizim bilmemiz gereken şu: Biz bundan sonra kendi kendimize yetebiliriz. Bunun ötesinde kendi kendine yetmeyi geçtik; artık bizim ürünlerimiz her gün dünya manşetlerinde. Uluslararası basında her gün bizimle ilgili bir haber çıkıyor. Ürünlerimizin artık takipçileri var ve bu manada da savunma sanayisi gerçekten gözde bir yerde duruyor" şeklinde konuştu.

YENİ MODELLER GELEBİLİR

Bakan Varank, şimdilik mevcut 5 model üzerinde çalışmaların devam ettiğini, önümüzdeki süreçte sektör şartları doğrultusunda cadde ve sokaklarda yaygın görebileceğimiz yeni modellerin de üretilebileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdün; "Şimdi araç C sınıfı SUV bir modelle piyasaya çıkıyor. 2025’te yanılmıyorsam şirketin ilan ettiği sedan modeli piyasaya çıkmış olacak. Ama şirket bugünden 10 yıllık planlamalarında toplamda 5 farklı model üretmek istiyor. Bunları da peyderpey yıllara sâri olarak devreye alacaklar ve bu 5 modele ulaşıldığında fabrikanın da maksimum kapasitesi olan yıllık 175 bin araç üretim kapasitesine ulaşılmış olacak. Dolayısıyla bu aslında bir üretim planlaması, satış planlaması, marka planlaması. Burada şirket; sektör neyi gerektiriyor, pazar neyi gerektiriyorsa buna göre modellerini peyderpey üreterek piyasada var olmaya çalışacak. İhracat yapmaya başlayacak. Bu tabii şirketin ticari planlamaları. Burada arkadaşlar maksimum faydayı sağlayacak şekilde hareket ediyor. Seri üretim fabrikanın açılışıyla birlikte başlayacak. İlk 1,5-2 yıl ihracat hedeflenmiyor ama iç piyasaya araçların verilmesi hedefleniyor. İkinci yıldan sonra da ihracat hedefleniyor."

***
TOGG HERKES İÇİN GURUR KAYNAĞI

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ülkesine sevdalı herkes için TOGG'un büyük bir anlam ve değer ifade ettiğine vurgu yaparak şöyle konuştu; "Şimdi Toyota burada şarj edilebilir hibrit araç yapacak. Yani hem içten yanmalı motoru olan; ama elektrik motoru da bir pille şarj edilip kullanılan bir araç üretecek. TOGG doğuştan elektrikli bir araç. Farklı kategorilerdeler... Bu manada da iki farklı üründen bahsediyoruz. Karşılaştırmak doğru değil ama Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak bu ülkeye sevdalı bir insan, bayrağını seven bir insan olarak ben TOGG’un rakibi olacağına inanmıyorum. Türkiye’nin otomobili projesi diyorsak gönüllerimizde buna rakip bir araç ben görmüyorum. Vatandaşlarımızın da göreceğini zannetmiyorum."

'TÜRKİYE ARTIK CAZİBE MERKEZİ'

Bakan Varank, yerli otomobilin inşasıyla birlikte Türkiye'nin bu alanda üretim yapan dev şirketler için aynı zamanda cazibesi yüksek bir ekosistem oluşturduğuna dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: Şu anda yatırım anlamında farklı sektörlerde Türkiye’ye farklı ilgiler var. Yenilenebilir enerji çok ciddi bir alan. Yabancıların ilgisi var. Türkiye’de hidrojen yatırımı yapmak isteyen ülkeler şu anda görüşmelerine devam ediyorlar. Otomobil alanında farklı yatırımlar getirmek isteyen ülkeler şu anda bizimle müzakere ediyorlar. Otomotiv endüstrisinde pil yatırımı, batarya yatırımı için görüşmeler yapan ülkeler var. Bunların hepsi şu anda devam ediyor. Avrupa pazarının yanı başında en güçlü ekosisteme sahip bir ülkeyiz. Çok ciddi bir tedarikçiyiz. Çok ciddi bir üreticiyiz. Aynı zamanda çok ciddi bir teknoloji geliştiricisiyiz. Bu kabiliyetlerimizi dünya görüyor. Bunlardan faydalanmak isteyen yatırımcılar Türkiye’ye geliyorlar. Yatırımlarına başlayanlar var, planlayanlar var. Yatırım iştahı hamdolsun şu anda ciddi oranda yüksek ve ciddi yatırımları önümüzdeki dönemde göreceğiz.

***

'TÜRKİYE'NİN GİZLİ SİLAH PROJELERİ VAR'
Türkiye'nin yerli ve millî savunma silahlarına her geçen gün yenileri ekleniyor. Son olarak Rize'de ROKETSAN'ın geliştirdiği yerli füze 'Tayfun' testi başarıyla geçti. Karadan denize yapılan uzun menzilli atışta 'Tayfun', 561 kilometre uzaklıktaki hedefi başarı ile vurdu. YILDIRIM ve BORA'dan sonra TAYFUN, Türkiye'nin üçüncü balistik füze sistemi oldu. Bu gelişme Türkiye'ye Adalar Denizi'nden yönelen ABD destekli tehditlerin piyonluğuna soyunan Yunanistan'ı panikletti. Tüm bunlar yaşanırken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'a bugüne kadar benzer tehditler karşısında durmadan savunmasını güçlendiren ülkemizin hâlihazırda henüz kamuoyuna açıklanmayan ve üretim süreci devam eden yerli ve millî silah projelerinin olup olmadığını sorduk. Bakan Varank, dosta güven, düşmana korku salacak ifadeler kullanarak sorumuza, "Tabii ki ülkemizde gizlilik içerisinde yürütülen projeler de var, açıklanan projelerimiz de var. Ama şunu bilmemiz lazım: Türkiye eskiden birilerinin kapısında bekleyen, ihtiyaçlarını karşılamak için birilerinin iki dudağının arasına bakan bir ülkeydi. Ama artık savunma sanayisi başta olmak üzere birçok alanda kendi kendine yetebilen bir Türkiye’yi biz inşa ettik. " cevabını verdi.

***

'NESLİ KORUMAK İÇİN İÇERİK ÜRETMELİYİZ'

Gün geçtikçe yeni kuşakları kendine bağlayan dijital oyunların bazı ideolojik ve sapkın inançların propaganda aracı hâline geldiği biliniyor. Özellikle bazı oyunlarda İslam'a ve Hz. Peygamber'e (sav) hakaretlerin yer alması bu alanda atılacak adımların önemine işaret ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, neslin korunması gerektiğine dikkati çekerek "Tabii içerik çok bambaşka bir husus. Gerek içerik yani oyun içeriği, filim-dizi içeriği, animasyon içeriği; bunlar ayrı tartışılması gereken, asla ihmal etmememiz gereken konular Çok ciddi manada bu alanlara yatırım yapmamız gerek. Hatta ve hatta nesli korumak anlamında hassasiyet göstermemiz gereken bir husus. " ifadelerini kullandı.

Her şeyin altyapısı hazır

Varank, bu alanda alt yapının hazır olduğunu belirterek girişimcilere seslendi;

"Türkiye’de hangi alanda üretim yapacaksanız, bir eser ortaya koyacaksanız o altyapı şu an Türkiye’de mevcut. Yani nesillerimizi koruyacak, medeniyet değerlerimize uygun çalışmaları yapmak isteyen şirketlerin girişimlerinde faydalanabileceği müthiş bir ekosistem var. Dolayısıyla burada eksiklik kabiliyetlerde değil. Burada eksiklik aslında bunun gerçekten hissiyatı içerisinde olan, bunun derdine sahip girişimcilerin olması. Bunların bu alanlara yatırım yapıp işte bu ekosistemden faydalanmaları asıl önemli olan husus. Burada maalesef eksikliğimiz olduğunu ben görebiliyorum. Bugün geldiğimiz noktada TRT, kamu yayıncılığıyla bu alanlara dikkat ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu alanlarda çalışmalar yapıyor. Farklı vakıfların bu alanlarda çalışmaları var ama yeterli değil."

Dijital oyun girişimcileri lazım

"Bizim bu alandaki yatırımcılarımızın da bu alandaki boşluğu görüp bu alanlara yatırım yapması, bu alanda ekosistemden faydalanması lazım" diyen Varank bir de örnek verdi: "Bugün helal pazarı diye bir şey var. Yani helal ürün kullanmak, helal malzeme kullanmak, dünyada ciddi bir pazar. Ama siz bu alana yatırım yapmazsanız o pazardan pay alamazsınız. İşte ailelerin bu ihtiyacını görüp, o alanlara eğilmesi gereken girişimciler var. Asıl onları biraz daha dürtmemiz lazım. Ekosistemde her şey mevcut. Yani bunu bir alet olarak düşünürsek o alet iyi işler de yapabilir, kötü işler de yapabilir. Ama o alet mevcut. Onu kullanmasını bilen girişimcilere ihtiyacımız var."