Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger / Analiz - AA - Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, 20-21 Ekim'de toplanan AB Liderler Zirvesi'nin sonuç bildirgesine dair değerlendirmeyi kaleme aldı.

Avrupa Birliği (AB) devlet ve hükümet başkanlarının 20-21 Ekim 2022'de Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılan olağanüstü zirvesinin odağı Ukrayna sorunu ve enerji darboğazına çözüm arayışı oldu. Zirve sonrasında yayımlanan bildiride AB ülkelerini doğrudan etkileyen ve üzerinde asgari mutabakat sağlanan konulara yer verildi.

24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının neden olduğu gıda, enerji ve mülteci krizlerinden en fazla etkilenenlerin başında Avrupa ülkeleri geliyor. Rusya’ya karşı 8’inci yaptırımı yakın bir zaman önce kabul eden AB, bir yandan da savaşın yarattığı sıkıntıları aşma çabası içerisinde.

Zirve kararları mevcut haliyle üye ülkelerin en düşük ortak paydada sağladıkları mutabakatı yansıtıyor

Ukrayna krizi Avrupa’da yeni arayışlara kapı araladı

Avrupa bütünleşmesinin karşı karşıya kaldığı durağanlığın giderilmesinde Ukrayna krizinin olumlu katkı sağladığı söylenebilir. Üye ülkeler arasında birçok konuda anlaşmazlığın yaşandığı AB içerisinde, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından iş birliği arayışları güç kazanmaya başladı. Vakıa şu ki ekonomik bütünleşme alanında sağlanacak ilerlemeler sonucunda tek devlete veya federasyona gitme amacıyla kurulan AB yaklaşık 20 yıldır bunalım yaşıyor. Bu durumun nedenleri arasında başta Soğuk Savaş'ın ardından piyasa ekonomisi ve demokrasi deneyimi olmayan komünist blok ülkelerinin AB bünyesine katılması geliyor. Nitekim Varşova Paktı, SSCB ve Yugoslavya ardılı devletlerin AB’ye katılımı, birlik içerisinde refah kaybına neden oldu.

AB’yi olumsuz etkileyen diğer gelişmeler 2005 yılında anayasanın reddedilmesi, 2008 ekonomik krizinin etkisi, Arap Baharı'nın ardından yaşanan mülteci akını, yabancı düşmanı siyasal partilerin güçlenmesi, Brexit, Kovid-19 ve son olarak da Ukrayna krizi olarak sıralanabilir. AB, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile başlayan yeni dönemde enerji krizi, bundan kaynaklanan ekonomik sıkıntılar ve yeni mülteci akını ile karşı karşıya. 2022 yılının ilk yarısında Fransa dönem başkanlığında Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından ortaya atılan Avrupa Siyasi Topluluğu projesi de esasen AB’nin değişen koşullara kendini uyarlama çabası olarak görülebilir. 6-7 Ekim 2022’de Prag’da yapılan Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesine AB’nin 27 üyesine ilave olarak 14 Avrupa ve 3 Transkafkasya ülkesi katılmıştı. Toplantı, üye olmayan ülkelerle AB arasında iş birliği ve diyaloğu kurumsallaştırmayı hedefliyordu. Avrupa Siyasi Topluluğu vesilesiyle bir araya gelen 44 Avrupa ülkesi tarafından yayımlanan bildiride Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları, bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü hedef alan eylemleri kınanmıştı.

Avrupa Konseyi zirve toplantısı sonucunda yayımlanan bildiri enerji krizinin çözümü için yeni bir formül içermiyor

AB’nin Kiev desteği artarak devam edecek

Brüksel'deki toplantıda üye ülkeleri doğrudan ve dolaylı biçimde etkileyen sorunlar ele alındı.[1] Zirveden sonra yayımlanan bildiride bir yandan Ukrayna’ya olan güçlü desteğin devam edeceği ve genişleyeceği vurgulanırken öte yandan üye ülkeler için enerji ve dış politika alanında yol haritası özelliği taşıyan temel ilkeler ortaya kondu. Zirve kararları mevcut haliyle üye ülkelerin en düşük ortak paydada sağladıkları mutabakatı yansıtıyor.

Toplantı bildirisinde Ukrayna-Rusya başlığı altında evveliyetle, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarını durdurmamasının küresel barış ve güvenlik için tehdit oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Bildiride ayrıca Moskova yönetimi; füze ve dronlarla ayrım gözetmeden Ukrayna’ya saldırması ve savaş hukukuna aykırılık teşkil eden, sivil halkı ve altyapıyı hedef alan eylemleri nedeniyle kınanıyor. AB liderleri, Rusya’nın Zaporijya, Herson, Luhanks ve Donetsk bölgelerine ilişkin ilhak kararının kabul edilemez olduğunu da bildiride güçlü biçimde dile getirdiler. Avrupa Konseyinin bu konuda tutarlı bir çizgi takip ettiğine, Kırım ve Sivastopol’un işgalini 2014 yılından beri tanımadığına da dikkat çekildi. Rusya’nın Ukrayna’daki eylemlerinin BM ana sözleşmesiyle açıkça çeliştiği yer alan bildiride, Ukrayna halkının işgal altındaki vatanını savunduğu ve ulusal kurtuluş mücadelesi verdiği ifade edildi.

Rusya’nın Ukrayna topraklarındaki tüm askeri güçlerini geri çekmesi ve uluslararası sınırlara saygı göstermesi istenen bildiride ayrıca savaş hukukuna aykırı fiillerin cezalandırılacağı, yaptırımların daha da sıkılaştırılacağı, Ukrayna’ya siyasi, askeri ve mali desteğin devam edeceği vurgulandı. Ayrıca, Rusya saldırılarına lojistik destek veren İran güçlü biçimde kınandı.

Zirvede, AB dış politikasını doğrudan veya dolaylı etkileyen, etkileme potansiyeli taşıyan pek çok konunun hiç gündeme gelmemesini AB’nin yorgunluğu olarak değerlendirmek gerek

Enerji krizi için “dayanışma ve tasarruf” tavsiye edildi

Avrupa Konseyi zirve toplantısı sonucunda yayımlanan bildiri enerji krizinin çözümü için yeni bir formül içermiyor. Bildiride, enerji talebinin azaltılması amacıyla tasarruf yapılması, arz güvenliğinin sağlanması ve fiyatların lokal, ulusal olarak ve AB genelinde düşürülmesi için iş birliğine gidilmesi tavsiye ediliyor. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının da teşvik edilmesi isteniyor. Gaz arzının aksaması halinde ulusal, bölgesel ve birlik düzeyinde enerji dayanışması için önlemler alınması öngörülüyor. Enerji verimliliğini artırmak için ara bağlantılar, depolama ve yenilikçi teknolojilere ilişkin alanlarda yatırımların arttırılması ve teşvik edilmesi tavsiye ediliyor. AB zirve bildirisinde enerji konusunda alınacak önlemler bunlarla sınırlı. Bu tedbirlerin Rus doğalgazının kesilmesinden kaynaklanan boşluğu doldurması beklenmiyor.

Öte yandan enerji konusunda üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarına zirve sonuç bildirisinde yer verilmedi. Avrupa basınında Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un enerji krizine çözüm için 200 milyar avro tutarında bir paket hazırlığı içerisinde olduğu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un buna tepki gösterdiği belirtilmişti. Anlaşmazlık konularını görüşmek üzere Fransa ve Almanya arasında 19 Ekim 2022'de Paris’in güneyinde bulunan Fontainableau kentinde yapılması planlanan toplantı, uzlaşı sağlanamaması üzerine Ocak 2023'e ertelendi.[2] Söz konusu toplantıda Fransa ile Almanya arasında enerji ve savunma alanlarındaki görüş ayrılıklarının müzakere edilmesi ve de yeni boru hattı projesinin ele alınması bekleniyordu. Paris yönetimi, enerji krizine kısmi çözüm amacıyla İspanya ve Almanya tarafından gündeme getirilen, Pireneler üzerinden geçerek Avrupa’ya ulaşacak Midcat doğal gaz boru hattına muhalefet ediyor. AB’nin önde gelen iki ülkesi arasında gerilim yaratan üçüncü anlaşmazlık konusu ise Almanya’nın, satın alacağı hava savunma sistemi için Avrupalı değil ABD’li kuruluşları tercih edeceğini açıklaması.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında AB bünyesinde üye devletler arasındaki ihtilaflar ikinci planda kalmış ve birlik içerisinde savunma faaliyetlerinin güçlendirilmesi ve diğer alanlarda iş birliğine gidilmesi hususunda genel konsensüs oluşmuştu. Ne var ki enerji krizi ile başlayan sıkıntılar üye devletlerin ekonomi, sağlık ve dış politika alanlarında ortak uzlaşı sağlamalarını güçleştiriyor.

AB’nin dış politika yorgunluğu

Sonuç bildirisinin dış ilişkiler başlığında genişleme sorunlarına, Putin’in Türkiye hakkında gündeme getirdiği enerji merkezi önerisine, Türk-Yunan ihtilafına ve ABD ile ilişkilere yer verilmedi. AB dış politikasını doğrudan veya dolaylı etkileyen ve etkileme potansiyeli taşıyan pek çok konunun hiçbir şekilde gündeme gelmemesini AB’nin yorgunluğu olarak değerlendirmek gerek. Gerçekten de dış ilişkiler başlığı altında yer verilen üç konu Çin ile yapılacak stratejik görüşmeler, İran’da devam eden gösteriler ve AB’nin önümüzdeki aylarda katılacağı uluslararası konferanslarla sınırlı kaldı. Bu başlık altında AB’nin katılacağı toplantılar; BM İklim Konferansı, AB-ASEAN zirvesi ve Biyoçeşitlilik Konferansı olarak yer aldı. Zirve bildirisinde Avrupa Konseyi, İran’daki gösterilere karşı yönetimin tutumunu "kabul edilemez ve onaylanamaz" olarak tanımladı. Bildiride Tahran yönetiminden barışçı göstericilere karşı şiddet kullanmaktan kaçınması, insan hakları ihlallerine son vermesi ve gözaltına alınanları serbest bırakması istendi.

Netice olarak, Avrupa Konseyinin 20-21 Aralık 2022'de Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılan olağanüstü zirvesinde liderler, Ukrayna ile dayanışma kararlılıklarını bir kez daha ve güçlü biçimde ortaya koyarlarken enerji alanında Rus doğal gazının yarattığı boşluğun kısa vadede ikame edilemeyeceğini örtülü biçimde teyit etmiş oldular. Enerji krizinin ekonomiye yansımaları karşısında birlik düzeyinde alınacak önlemlerin ve mülteci krizinin de zirve sonuç bildirisinde yer almadığı görüldü. Buna karşılık AB liderleri Ukrayna’nın yeniden imarına destek taahhüdünde bulundular. AB zirvesi sonuç bildirisi, bütünleşme hareketinin durağanlıktan kurtulma çabasının henüz emekleme aşamasında olduğunu gösterdi. AB’nin yeniden yapılanmasının ve gelecek senaryolarının yoğun biçimde tartışıldığı mevcut koşullarda yaşanan durağanlığın esas sebebi bütünleşmeyi yönlendirecek idealist/karizmatik liderin bulunmaması olabilir.

Editör: TE Bilisim