Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı'nda Pakistan MİLGEM Projesi Kapsamında İnşa Edilen Üçüncü Geminin Denize İniş, Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi Birinci Gemisi Blok Kızağa Koyma ve İkinci Gemisi Sac Kesim Töreni'nde konuştu. Erdoğan, "DEAŞ'la mücadele kisvesi altında bölücü örgütün Suriye uzantısına silaha boğanlar bize ders veremez.  İnsanlık düşmanlarından döktükleri her damla kanın hesabını soruyoruz, soracağız. Kimse bizden teröristlere karşı müsamaha göstermemizi beklemesin" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Kardeşim Şahbaz Şerif'i yeniden ülkemizde misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Bir kez de sizlerin huzurunda kendisine ve heyetine, İstanbul'umuza, evinize hoş geldiniz diyorum. Kardeş Pakistan'la savunma sanayii alanındaki ilişkilerimizi taçlandıran en önemli iş birliği projelerimiz arasında MİLGEM yer alıyor. Bugün MİLGEM gemilerinden Hayber Korveti'nin denize indirilme töreni vesilesiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Projede katkısı olan herkesin, işçisinden mühendisine tüm emek sahiplerini canı gönülden şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.

Milli mücadele günlerimizde Pakistanlı kardeşlerimizin kendi çektikleri sıkıntılara aldırmadan bizlere verdiği desteği hiçbir zaman unutmadık. Pakistan, Türk milletinin gönlünde her zaman müstesna bir konuma sahip olmuştur. Pakistan'ın önemli bir kısmını sular altında bırakan sel felaketi sonrasında ortaya çıkan görüntüler 85 milyon olarak hepimizin yüreğini dağladı. Biz de kardeşlik hukukumuzun gereği olarak oluşturduğumuz hava köprüsüyle ve iyilik trenleriyle Pakistan halkı için elimizdeki imkanları seferber ettik.

Pakistanlı kardeşlerimizin sel felaketinin yaralarını sarmaya başladıklarını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu zor günlerin üstesinden gelebilmesi için geçmişte olduğu gibi gelecekte de Pakistan'ın yanında yer almaya devam edeceğiz.

Bu sene Pakistan'la diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75'inci yıldönümünü idrak ediyoruz. Aramızdaki dayanışma, iki ülkenin tarihiyle, dostluğuyla ve potansiyeliyle mütenasip şekilde stratejik bir perspektifle günden güne güçleniyor. Savunma sanayii, bu iş birliğinin önemli sacayaklarından biridir. Pakistan, Türkiye gibi yakın coğrafyasında yaşanan istikrarsızlıklar nedeniyle çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor. Pakistanlı kardeşlerimiz terör örgütlerinin saldırıları başta olmak üzere birçok tehditle aynı anda mücadele etmek zorunda kalıyor. Neredeyse 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden bir ülke olarak Pakistan halkının çektiği acıyı ve ödediği bedelleri gayet iyi biliyoruz. Bu vesileyle İstiklal Caddesi ve Karkamış'taki hain terör saldırıları sonrasında ülkemizde sergilediğiniz dayanışma için size ve Pakistan halkına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sınırlarımız içinde ve dışında sürdüreceğimizin altını burada tekrar çizmek istiyorum. Kimin eteğine yapışırsa yapışsınlar bu insanlık düşmanlarından döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka misliyle soruyoruz ve soracağız.

Diğer türlü ömürlerinin baharındayken bizden kopartılan öğretmenlerimizin 5 yaşındaki masum çocukların mahşer gününde yüzlerine bakamayız. Bugüne kadar aziz şehitlerime mahcup olacak hiçbir adım atmadık, inşallah bundan sonra da atmayacağız.

DEAŞ'la mücadele kisvesi altında bölücü terör örgütünün Suriye uzantısını silaha ve desteğe boğanların da bize sürekli sükûnet telkin etmek yerine hesaplarını buna göre yapmalarında fayda görüyoruz. Proje ürünü bir örgüt durumundaki DEAŞ'a karşı sahada göğüs göğse çarpışan ve bu terör örgütünü bozguna uğratan tek NATO müttefiki olarak bu konuda bize kimse ders veremez. Özellikle kendilerine yönelik en küçük bir saldırı olduğunda on binlerce kilometre öteden girip ortalığı yıkanlar, sınırımızın hemen dibinde yuvalanan teröristlere karşı müsamaha göstermemizi bizden bekleyemez.

Türkiye, terörü kaynağında yok etme stratejisini devam ettirmekte kararlıdır. Dahası Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla bölgesinde önemli bir küresel aktör konumuna gelmiştir. Türkiye artık sadece kendisinden ibaret olmanın ötesinde dostları ve kardeşleriyle çok daha büyük bir gücü ifade etmektedir. Hiç Şüphesiz bu noktaya gelmemizde savunma sanayiimizin çok önemli katkısı vardır.

Savunma sanayii alanında ulaştığımız seviye sayesinde kimsenin icazetini arama gereği duymadan müdahil olduğumuz süreçleri kendi irademizle yönetme kabiliyetine sahibiz. Rakamlara baktığımızda 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütürken bugün bu sayının 750'yi geçtiğini görüyoruz. Yine 2002 yılında savunma projelerimizin bütçesi 5,5 milyar doları ancak bulurken bugün yaklaşık 60 milyar dolarlık, ihale aşamasındakilerle birlikte 75 milyar dolarlık savunma projesi hacmine ulaştık.

Bu alanda 248 milyon dolar olan yıllık ihracatımız da yıl sonu itibarıyla inşallah 4 milyar dolar seviyesini yakalamış olacaktır. Silah ve mühimmatlardan füzelere, insansız hava, kara, deniz araçlarından helikopterlere ve gemilere kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyacımız olan sistemleri yerli ve milli olarak tasarlıyor, üretiyor ve geliştiriyoruz. Dünyada savaş gemisini milli imkanlarla tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştiren 10 ülke arasında yer alıyoruz. Hem askeri hem de özel tersanelerimizde tasarlanan, geliştirilen ve üretilen deniz platformlarımızla gerçekten gurur duyuyoruz. MİLGEM projemiz kapsamında ürettiğimiz en ileri donanımlara sahip savaş gemileri, dünya çapında rekabet gücüne sahiptir. Bugüne kadar ada sınıfı 4 korvetimizi devreye aldık. Amfibi gemilerimiz, sancaktar ve bayraktar, Deniz Kuvvetlerimizin hizmetinde görevlerine devam ediyorlar.

Editör: TE Bilisim