Diriliş Postası Muhabiri Batuhan Gülşan/Atina
Türkiye’nin Libya ile geçtiğimiz yılın Kasım ayında deniz sınırları mutabakatı imzalaması sonrası hak iddia ettiği alanlar tehlikeye düşünce telaşlanan Yunanistan, İon Denizi’nde karşı kıyı komşusu İtalya ile önceki gün benzer bir mutabakatın altına imza attı. Karşılıklı kıyıları bulunan ülkelerle tarihinde vardı- ğı ilk mutabakat olma özelliğini taşırken, bu gelişme Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve iktidar partisi Yeni Demokrasi’nin milletvekilleri tarafından “Türkiye’ye karşı zafer” diye sunuldu.
ESKİ BAKAN’DAN TEPKİ
Türkiye’nin Antalya Körfezi’ne hapsedildiği sözde Yunan deniz yetki alanı haritası tekrar tekrar paylaşılarak, “İtalya ile imzaladığımız mutabakat, tüm kıyı komşularımızla varacağımız anlaşmalarda emsal teşkil edecek. Türkiye’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın işgalci emelleri suya düştü” türü paylaşımlar yapıldı. Eski dışişleri bakanı Nikos Kocias ise Yunan kıta sahanlığı içinde olmasına rağmen İtalya’ya bırakı- lan alanları göstererek “Diplomatik yenilgiye uğradık” dedi.
12 MİLE EMSAL OLACAKMIŞ
Yunan siyasetçilerin bu kadar sevinmesindeki temel neden, İon Denizi’ndeki Yunan adalarının da anlaşmada egemenlik etki alanı bulunuyor ve bu anlaşma Ege Denizi’ne de uyarlanmak isteniyor. Adaların kıta sahanlığı olduğu yönünde hiçbir uluslararası anlaşmaya imza atmayan Türkiye karşısında en küçük kayalığı bile bahane edip 12 mil karasuyu çalma girişiminde emsal teşkil edeceği görüşü Yunanlar tarafından dillendirilmeye başlandı.
TÜM DARBECİLER BİR ARADA
Mısır’ın darbecisi Sisi’ye yakın kaynaklar söz konusu mutabakatı sosyal medya mesajlarıyla selamlarken, Libya’nın darbecisi Hafter’e yakın hesaplar da “Yunanistan’ı tebrik ediyor ve kendileriyle deniz sınırları mutabakatı imzalamak istediğimizi açıkça dile getiriyoruz” diyerek Atina’ya mesaj gönderdi. Türkiye’nin anlaşma imzaladığı, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat hükümetini devirmek için mücadele veren darbe yanlısı “hükümet”in bu çağrısı da Yunanistan’da büyük sevinçle karşılandı. Yunanistan, uluslararası toplumda yasadışı olarak kabul gören bir oluşumla “uluslararası” anlaşma imzalayacak mı, bu da ayrıca merak konusu.
