Diyanet İşleri Başkanlığı 29 Mayıs 2020 tarihli Cuma Hutbesi’ni yayımladı. Bu hafta camilerde ‘Hamdolsun Rabbimize’ başlığı altında îrâd edilecek olan hutbenin konusu, Cuma namazı ve camilerin önemine dair bilgileri ihtivâ ediyor. 29 Mayıs Cuma Hutbesi’nde ayrıca, koronavirüsle mücadele sürecinde cemaatle namaz kılınması esnasında dikkat edilmesi gereken sosyal mesafe kurallarına da dikkat çekiliyor. İşte 29 Mayıs Cuma Hutbesi (2020) konusu; Hamdolsun Rabbimize! Metnin tamamı haber detayında yer alıyor.

29 Mayıs 2020 itibariyle İstanbul’da Cuma namazı kılınabilecek cami ve mescitlerin listesine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Cuma Hutbesi ve konusu 29 Mayıs 2020

Muhterem Müslümanlar! Cumanız mübarek olsun. Bu icabet vaktinde, gönlünüz, hâneniz, ömrünüz ve rızkınız cumanın bereketiyle dolsun. Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı günde, bizleri saf saf huzuruna kabul eden, cemaat olma coşkusunu yeniden yaşatan Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. “Hamd, bizden hüznü gideren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbimiz çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.”

Ümmetine temizliği ve tezkiyeyi, maddi ve manevi her türlü kirden ve kirli işten uzak durmayı öğreten Habîb-i Kibriyâ Muhammed Mustafa Efendimize salât ve selâm olsun.

Ali Yerlikaya açıkladı! İstanbul’da Cuma namazı kılınacak camiler belli oldu

Gündem

Habere Git

Aziz Müminler! Cuma günü müminlerin bayramıdır ve bu bayram Asr-ı Saadetten bugüne en güzel hâliyle camilerde, cemaatle kutlanır. Yeryüzünde Allah’ın mescitlerindeki huzur ve güveni başka hangi mekân sağlayabilir? Tevhidle çarpan yürekler vahdetle secdeye varırken, bu kardeşliğin sevinci başka nerede yaşanabilir? Umut ve inanç, teselli ve teslimiyet, muhabbet ve samimiyet başka hangi ortamda böylesine güçlenebilir? Camiden ilim ve hikmet alınır; edeb ve ihsan yayılır. Ezan-ı şerifler yediden yetmişe müminleri birlik ve beraberliğe çağırır. Şükürler olsun bu çağrıya uyduk. Özlemle, hasretle bugünü bekliyorduk. Şimdi vuslat zamanı. Hislerimizi anlatmaya kelimeler kâfi değil! Vakit, Rabbimize kulluğumuzu, şükrümüzü, duamızı ve niyazımızı arz etme vaktidir.

Kardeşlerim! Aziz İstanbul’un kapıları 29 Mayıs 1453 günü muazzam bir fetihle İslam’a ve şanlı medeniyetimize açılmıştı. Ecdadımızı rahmetle ve minnetle anıyoruz. Salgın hastalık sebebiyle bir süredir kapalı olan camilerimizin kapıları da yine bugün aziz milletimize ve değerli cemaatimize açılıyor. Fethin coşkusu ile camilerimize kavuşmanın sevincini bir arada yaşıyoruz. Bu büyük nimetin kıymetini bilelim. Sorumluluğumuzu unutmayalım. Tedbirlere hassasiyetle uyalım.

Şimdi inşallah Cuma namazının farzını kılacağız. Ardından birbirimizle musafaha etmeden, fizikî mesafeye dikkat ederek ve görevlilerimizin yönlendirmelerine uyarak buradan ayrılacağız. Cuma namazının sünnetini evlerimizde kılacağız. Cenâb-ı Hak ibadetlerimizi kabul buyursun. Bizleri bu salgın hastalıktan en kısa zamanda kurtarsın. Hutbemi Peygamber Efendimizin şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım eyle!”

HUTBE ESNÂSINDA KONUŞMAK

Hutbenin irad edildiği sırada mekruh olan (amelin sevabını azaltan) birtakım fiiller vardır. Örneğin, Hutbe okunurken konuşulması ve konuşan birinin konuşmaması için uyarılması tahrîmen (harama yakın) mekruhtur. Hatta hatip ile cemaatin dinî meselelerde soru-cevap şeklindeki konuşması dahi  -Peygamberimiz’in (s.a.v.) bu yönde bazı zaruri uygulamaları rivayet edilmekle birlikte- cami disiplinini bozacağı gerekçesiyle mekruhlar içerisinde yer almaktadır. Hutbe dinleyenlerin sağa sola bakmaları, selâm verip almaları da mekruhtur. Hatta Rasûlullâh s.a.v. Efendimiz’in mübârek isimleri anıldığında da içinden salâtü selâm etmelidir. Hutbe esnasında namaz kılmak da mekruhtur.

Editör: TE Bilisim