Diriliş Postası Muhabiri İbrahim Seçkin Talaş/Ankara

Ermenistan’ın kardeş ülke Azerbaycan’a yönelik saldırılarının ardından 12 Azerbaycan askeri şehit olurken Ermenistan’a karşı cevap niteliği taşıyan misilleme operasyonda 100’den fazla Ermenistan silahlı unsuru etkisiz hale getirildi. Kafkasya’da ateş hattına dönüşmesine neden olan saldırı, bölgede tansiyonu yükseltti.

AYBÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr.Mustafa Sıtkı 

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, Ermenistan’ın kardeş ülke Azerbaycan’a yönelik saldırılarının ardından Türkiye-Azerbaycan ilişkileri kapsamında Kafkasya’yı değerlendirerek, 28 yıllık çözümsüzlüğe ilişkin yeni bir strateji gerekliliğinden bahsetti. Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, “Türkiye, inisiyatifi kendisi almalı ve Kafkasya bölgesinde çıkarları olan diğer devletleri de alarak yeni bir diplomatik, siyasi müzakere sürecinin yanı sıra strateji geliştirmesi gerekiyor” dedi.

DESTEK OLMAZSA ERMENİSTAN BU İŞGALİ SÜRDÜREMEZ

28 yıldır devam eden diplomatik süreçte bölgeden çıkarları bulunan devletler arasında sadece Rusya’nın olmadığını belirten Prof. Dr. Bilgin, Avrupa ve ABD’nin desteğini diaspora üzerinden desteğini alan Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırılar gerçekleştirdiğini belirterek, “yoksa bu mesnetsiz işgal, hiçbir uluslararası meşruiyeti olmayan bu işgal, hukuki zemini olmayan bu işgal devam ettirilemezdi” diye konuştu.

Türkiye’nin Azerbaycan’ın siyasi ve askeri olarak yanında dururken diplomatik süreci de farklı bir şekilde yürütmesi gerektiğine değinen AYBÜ Öğretim Üyesi Bilgin, Dağlık Karabağ meselesinin çözümü için yan yana gelinen AGİT Minsk Grubu ile mesafe alınamadığını dile getirdi.

YENİ BİR DİPLOMATİK HAMLE LAZIM

Bilgin, “Stratejik bir şekilde olması gereken, diplomasinin mihenk noktası olması gereken ülke Rusya’dır. Türkiye’nin bu mevzuyu Rusya ile çözmesi gerekir. Türkiye’nin yanına mutlaka farklı müttefikler alması gerekir. İnisiyatifi kendisi almalı ve Kafkasya bölgesinde çıkarları olana diğer devletleri de alarak yeni bir diplomatik, siyasi ve müzakere sürecinin yanı sıra strateji geliştirmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya ile Suriye ve Libya’da karşı karşıya gelen Türkiye’nin denge politikası yürüterek ortak çıkarları olan ülkelerle yeni bir siyasi ve diplomatik hamle yapması gerektiğine değinen Bilgin, Dağlık Karabağ meselesinde kısa vadede olmasa bile uzun vadede sonuç alınacağını sözlerine ekledi.

RADİKAL ERMENİ SALDIRISI

Ermenistan’ın KOVİD-19 salgını nedeniyle iç politikada ekonomik olarak süregelen sıkıntılarının arttığını, çöküntü yaşandığının altını çizen Bilgin, iç siyasette güç mücadelesinin bir sonucu olarak Azerbaycan’a yönelik saldırının gerçekleştiğini belirterek, “Tüm bunların olduğu yerde Ermenistan’ın Gürcistan sınırına yakın olup Azerbaycan’a ait bölgeye saldırısı oldu. Tartışmalı bölgelerin dışında bir yer. Bu ne anlama geliyor diye baktığımızda, Ermeni fanatizminin, radikalizminin bir sonucu olarak gerçekleşti. Ermenistan, iç siyasi mücadeleleri, iç ekonomik sıkıntıları, başka bir tarafa çevirmek ve bir şekilde manipüle etmek amacıyla Ermenistan bu saldırıyı yapmış olabilir” dedi.

GÜÇ DENGESİ AZERBAYCAN’DAN YANA

Ermenistan’ın 90’lı yıllarda askeri ve güvenlik anlaşması yapmış olduğu Rusya ile askeri ittifakının olduğuna dikkati çeken Bilgin, Rusya için “ileri karakol” görevi gören Ermenistan’ın Dağlık Karabağ meselesinin yanında yeni saldırılarla bölgeyi gerdiğini ifade etti.

Prof. Dr. Bilgin, Kafkasya jeopolitiğinde yaşanan bu saldırının yeni bir cephe açıp açmayacağına ilişkin şunları söyledi: “Türkiye ile Azerbaycan’da iki devlet bir millet denir. Türkiye, Azerbaycan’ın yanında siyasi ve diplomatik olarak duracaktır. Dolayısıyla bu saldırı Ermenistan radikalizminin bir sonucudur. Savaş çıkarma ihtimali düşüktür. Türkiye ile Rusya bunu istemez. Bir diğer nokta da Azerbaycan’ın Ermenistan’a kıyasla güç dengesinde birkaç kat üstün olmasıdır. Ermenistan’ın askeri harcaması 500 milyon dolar civarındayken Azerbaycan’ın 3 milyar dolar civarındadır. 6 kat arada fark vardır. Dolayısıyla bunun bir topyekûn savaşa dönüşmesi zordur”

28 YIL SONRA DA ÇÖZÜM YOK

Prof. Dr. Bilgin, ondan fazla Azerbaycan askerinin şehit edildiği saldırının ardından bölgede yaşanan sıcak çatışmaların 3 yıl önce de yaşandığını hatırlatarak, “1991’de Ermeni çetelerinin Azerbaycan toprağı Dağlık Karabağ’ı işgal etmesiyle başlayan çözümsüzlük devam ediyor. AGİT Minsk Grubu üye ülkeleri üzerinden Dağlık Karabağ meselesinin çözümüne ilişkin birtakım girişimlerde bulunulsa da aradan 28 yıla rağmen sorun halen çözülebilmiş değil. Ayrıca Ermeni çeteleri zorla girdiği Azerbaycan köylerinden 1 milyondan fazla insanı yerinden etti. Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan bir anlaşma olmaması ‘sadece ateşkesin varlığı’ çatışmaların yaşanmasına neden oluyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: TE Bilisim