Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahi Evran Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “27 Mayıs darbesiyle kurulan vesayet sistemi, maalesef bugün hala etkisini devam ettirmektedir. Aynı şekilde CHP, bugün de çıkar ve güç odakları üzerinden iktidar devşirme çabası içindedir. Yeni anayasa tartışmalarında hiçbir proje sunmayan CHP cenahının, içinde ‘kan’ geçen cümlelerle milleti tehdit etmeye çalışması, bunun en somut delilidir.” ifadelerini kullandı.

Kırşehir’de Ahi Evran Üniversitesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümü olduğunu hatırlattı:

“27 Mayısçılar bugün de var. Biz Menderes’in ifade ettiği gibi beyaz kefenimizle yola çıktık ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. CHP ve uzantılarının oynadığı rol, darbe ortamının hazırlanmasında ana karargâh rolüdür. 1958’den itibaren sokakları karıştırarak, gerilim ve kutuplaşmayı artırmışlar; bazı üniversitelerdeki akademisyenler de bu konuda rol oynamıştır.

Milletimiz darbecilerin tüm tehditlerine rağmen, kendilerini temsil eden insanları desteklemeyi sürdürmüştür. Ana muhalefet partisinin genlerine sirayet etmiş bu darbeci huyun hiç eksilmediğini görüyoruz. Bugün de ana muhalefetin kan geçen cümlelerle milleti tehdit etmeye çalışması, bunun en somut delilidir. Türkiye artık 1960’ların Türkiye’si değil. Demokrasi ve hukuk dışı yollara tevessül etmek, yurt dışından icazet almak ülkemizde kimseyi iktidara getirmez.

‘Küfür senaryosunu kendisi hazırlamış’

TBMM’de bir siyasetçi konuşmasını yapıyor ve haftalık konuşmasında oraya topladığı kendi tabanına, orada Cumhurbaşkanına açık ve net küfrettiriyor. Bakın bu bir küfür, bir eleştiri demiyorum, küfrettiriyor. Bir partinin genel başkanı olarak bu küfürler arka arkaya devam ederken, kalkıp da ‘lütfen’ demiyor. ‘Ne yapıyorsunuz?’ demiyor. Çünkü senaryo kendisi tarafından hazırlanmış ve bu senaryonun o da bir baş rol oynayıcısı. Şu anda şahsım da dahil olmak üzere, oradaki hakarete uğrayan parlamentonun üyeleri dahil olmak üzere hepsi, hepimiz davalarımızı açtık ve bunu sürdüreceğiz. Çünkü o çatı altında küfretmeye hiçbir milletvekilinin ve hiçbir partilinin hakkı yoktur.

‘Tehlikeye giren 27 Mayıs rejimi’

27 Mayıs darbesi, aynı zamanda bürokratik vesayeti merkeze alan yeni bir yapı kurmuştur. Türkiye ne zaman bu yapıyı kırmak istese, birileri ortalığı ayağa kaldırıyor. Bu birileri de belli, adres belli. Bu kişiler, yönetim sistemi değişikliğiyle tehlikeye girenin cumhuriyet değil, 27 Mayıs rejimi olduğunu çok iyi biliyor.

Milletimizin yeni 27 Mayıslar, yeni acılar yaşamasına razı olmayız, gençlerimizin iktidar hesaplarının piyonu olarak kullanılmalarına müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Geleceğimizin teminatı olan büyük Türkiye’nin neferleri olan tek bir evladımızın bile, kan tutkunu siyaset vampirleri elinde heba olmasına göz yummayacağız.

‘Verilen yetkiyi yasalar içinde kullanacaksın’

‘Çoğunluk azınlığa tahakküm edemez’ diyor, arkada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ lafı var. Millet sana yönetme iradesini vermişse ve sen o iradeyi kullanmazsan, sana o reyi veren halka saygısızlık yapmış olursun. Verilen yetkiyi yasalar içinde kullanacaksın. Azınlıkların hakkını korumak başka bir şey, onlarla birlikte yönetmek başka bir şey.

‘Millet, Anayasa yapacak özgüvene sahip’

Bu ülke, bu millet, inşallah kendi anayasasını yapacak, yönetim sistemine karar verecek salahiyete, güce ve öz güvene sahiptir. Milleti mümeyyiz görmeyenler, yanıldıklarının farkına er ya da geç varacaklardır. Demokrasimiz başkanlık sistemi dahil her türlü tartışmayı yapacak olgunluğa erişmiştir. Hiç şüphem yok. Önümüzdeki dönemin bu bakımdan ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası olacağına inanıyorum.

‘Seçme ve seçilme yaşını 18 yapalım’

Zor olan seçilmek değil, seçmektir. Seçme ve seçilme yaşını 18 yapalım. Yeni hükümet bunu programına koydum. 18 yaşında olan kapasiteli gençler, Parlamento’ya girme şansını da yakalar.”

Editör: TE Bilisim