Üsküdar Belediyesi tarafından yapımı gerçekleştirilen Engelsiz Yaşam Merkezi’nde hizmet veren Alzheimer Hobi Merkezi, hasta ve yakınları için yaşam kaynağı oldu.

Hasta Bakım Odaları Sorumlusu Sümeyye Çalışkan, merkezde 25 hastaya hizmet verdiklerini, kayıt almaya da devam ettiklerini söyledi.

Yürüme ve tuvalet kontrolü olan, saldırgan olmayan, el becerilerini kullanabilen hastaları kabul ettiklerini belirten Çalışkan, kursiyerlerine haftada bir gün eğitim verdiklerini aktardı.

Merkezde bulmaca çözmek, puzzle ve boyama yapmak gibi etkinliklerle güne başladıklarını, öğleden sonra ebru ve ahşap atölyesine girildiğini anlatan Çalışkan, ‘Çeşitli oyunlar ve etkinliklerle onların hem sosyalleşmelerini hem de grup oluşturarak birlikte oyun oynamalarını sağlıyoruz. Alzaymır tedavi edilebilir bir hastalık değil sadece hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyoruz. Burada hastalarımız arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. Bilişsel gelişimlerini biraz daha hızlandırabilecek puzzle gibi oyunlarla hastalığı yavaşlatmaya çalışıyoruz.’ diye konuştu.

‘Ebru yaparken rahatlıyorum’

Hastalardan 69 yaşındaki 2 çocuk annesi ve 5 torunu olan Mürvet Öz, hastalıkla bir senedir mücadele ettiğini belirterek, ‘Her gün sabah yürüyüş yapıyorum. Merkezde ebru sanatını öğreniyorum. Geleneksel sanatları çok seviyorum. Ebru yaparken rahatlıyor ve mutlu oluyorum. Spor sanatla ilgilenmek beni rahatlatıyor.’ dedi.

Merkezden yararlanan 82 yaşındaki 2 çocuğu, 4 torunu olan Aziz Örkuş, resim yaptığını söyledi. Teşhisin 15 sene önce konulduğunu, ilaç tedavisi olduğunu anlatarak, ‘Şu an çok mutluyum ve hayatımdan memnunum.’ ifadelerini kullandı.

Emekli polis memuru 74 yaşındaki 3 çocuğu ve 5 torunu olan Mustafa Sağlam, eşi vefat ettiği için kızının evinde kaldığını anlatarak, ‘Oğlumla bu merkeze geldik. Evde yalnızlık çekiyorum, arada veya haftada bir gün de olsa burada güzel vakit geçiriyorum. Kendim de yemek yapabiliyorum. Çocuklarımı iyi yetiştirdim. Görevimi yaptığımı düşünüyorum. Şu an da bu merkez de resim boyamayla ilgileniyorum. Çeşitli beyin geliştirici aktivitelerde bulunuyorum. Bana hobi çalışmaları iyi geliyor, rahatlatıyor.’ diye konuştu.

‘Hastalara sanat eğitimi verilmeli’

Merkezde gönüllü eğitmen Hilal Erdüvenci, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olduğunu söyledi. 2002 yılından bu yana ebru sanatıyla ilgilendiğini ve gönüllü dersler verdiğini dile getiren Erdüvenci, şunları kaydetti:

‘Burada özel kalplere özel dokunuşlar yaptım. Yaşamıma anlam kattım ve daha da renklendi. Mucizelerle karşılaştım ve yaşadığımı fark ederek farkındalık yarattım. Buraya geldikçe öğrencilerden aldığım koşulsuz sevgiyi, anne olarak, öğrenip çocuklarıma öğretiyorum. Çok güzel bir duygu, onların buna ihtiyacı var.’

Hastalara ebru sanatını öğrettiğini ve geleneksel sanatları öğrenmenin onlar için yaşam kaynağı olduğunu vurgulayan Erdüvenci, şunları anlattı:

‘Hastaların anlık unutmaları vardır. Ancak sanat atölyesinde bir hafta önce öğrettiğim bir şeyi bir hafta sonrasında hatırladıklarını fark ediyorum. Büyük bir sevgi ve tutkuyla geleneksel sanatları öğreniyorlar. Geçen derste öğrettiklerimi, ‘Biliyor musunuz?’ diye soruyorum. ‘Hatırlıyorum.’ diyorlar. Kesinlikle sanatın ruhsal bir iyileşme gerçekleştirdiğine inanıyorum. Bunu da bu atölyede hastalar üzerinde net bir şekilde görüyorum. Burada kendi aralarında sevgiyi de pekiştiriyorlar. Yakınlarına alzaymır hastalarını evden çıkarmalarını öneriyorum. Onlar zaten unutuyor diye umutsuzluğa kapılmasınlar, ölüm hariç her şeyin çaresi var. Alzaymır hastalarına sanat eğitimi verilmeli. Sanat, müzik alzaymır hastalarının iç içe olması gereken bir terapi sürecidir.’

Kaynak: AA

Alzaymır hastası kadın ve yemek yediren kızını hatırladığı anlar…Yaşam

Editör: TE Bilisim