İstanbbul’da Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) konferans salonunda “FETÖ’nün Balkan örgütlenmesi” konferansı düzenledi. Prof. Dr. Ömer Özkan’ın yönettiği programa konuşmacı olarak Kosova Demokratik Türk Partisi Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi ve Prizren eski Belediye Başkan Yardımcısı Orhan Lopar katıldı. Özellikle son 10 yıldır FETÖ’nün en iyi elemanlarını başka kimlikler altında gizlediğini dile getiren Özkan, şöyle konuştu: “Hep başka kimliklerde gizlemeye çalıştılar kendilerini. Biz onları A grubundan B grubundan ya da başka bir cemaatten zannediyoruz ama bu yapılar içerisinde kendilerini gizlemiş örgüt üyeleridir. Bir de FETÖ’nün açıklarını yakalayıp kendisine bağımlı, köle haline getirdikleri var. FETÖ tüm önemli ailelerin kızlarına damat bulmak için özel görev vermiştir. Bu damatlardan birkaç tanesini biliyoruz ama bilmediğimiz birçok damat var. Bürokraside çok büyük bir grup hala daha FETÖ’nün geleceğinden korktukları için mücadele etmiyor ‘Mış gibi’ yapıyorlar.”

“Biz bu filmi daha önce gördük”

Prizren eski Belediye Başkan Yardımcısı Lopar ise Balkanlar’dan Türkiye’ye hiçbir zaman zarar gelmeyeceğini belirterek, Yugoslavya’nın parçalanmasının Balkanlar’daki Türkler’i ve Müslümanlar’ı çok etkilediğini ifade etti. Lopar, “Bugün Türkiye’de oynanan senaryo Balkanlar’da oynanan filmin devamıdır. Biz bu filmi daha önce gördük” dedi. FETÖ’nün, Kosova’ya savaşın ardından 2000 yılında Arnavutluk üzerinden girdiğini belirten Lopar, şunları söyledi: “Bizim arkadaşlarımız 2002 yılında FETÖ’nün okulunun açılmasına rağmen imza atmadı. Onu komisyondan alarak yerine bir başkasını atayarak okula izin çıkarttılar. Adı Türk okulu ama eğitim dili İngilizce. 15 Temmuz darbe girişiminin aktörlerinden Mehmet Partigöç ile 2007 yılında Kosova’da Türk Tabur Komutanı olduğu dönemde kavga ettik. O dönemde bize ait gazetede bu okulların Türk okulu olmadığını yazdım. Mehmet Partigöç’le de kavgamız FETÖ okulu üzerinden böyle başladı. Yaptıkları baskı ve maddi desteklerimizin kesilmesiyle bizim Türkçe gazetemiz kapanmak zorunda kaldı. O gün karşı karşıya kaldığım Mehmet Partigöç’e bir söz söyledim ve kendisine beddua ettim. 2010’da belediye yönetiminde olduğumda da okullarına yardım etmemiz için baskı yaptılar. Beni düşman ilan edip hep aleyhimize çalıştılar, girdiğimiz seçimlerde de rakiplerimizi desteklediler.”

FETÖ tehdidini kendilerinin 2000 yılında gördüğünü kaydeden Lopar, sözlerini şöyle tamamladı: “16 Temmuz’da biz Prizren’de şükür mitingi yaptık. 16 Temmuz’da sadece Türkiye Cumhuriyeti değil biz de kurtulduk, Türk dünyası da kurtuldu. Türkiye Cumhuriyeti’ni sadece 80 milyon insan olarak görmeyin, 350-400 milyon insan size bakıyor. Cumhurbaşkanının yalnız kaldığını biz biliyorduk. 17-25 Aralık’ta tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi cumhurbaşkanının yanında durulsaydı bu darbe girişimi olmayacaktı.”

Editör: TE Bilisim