Diriliş Postası Muhabiri Büşra Kılıç / Mülakat

İmam hatip liseleri, proje okulları, uygulanan eğitim mode10li hakkında Diriliş Postası’na konuşan ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Kamber Çal “İmam Hatipli” kavramını açıkladı. Çal, “İmam hatipler temel dini değerleri içeren, akademik yapıyı da ihmal etmeyen, çocuklarını hem dindar yetiştirip hem meslek sahibi yapan bir yapıya sahiptir.” dedi.

DİNDAR NESİLLER YETİŞTİREN OKULLAR

Pratikteki eksiklerine rağmen Türk eğitim sisteminin köklü İmam Hatip vizyonunu şekillendiren tasavvurlar nelerdir?

Türkiye’deki eğitim sistemini incelediğinizde değişik modeller var. Bu modellerin içerisinde imam hatip serüveni aslında önce meslek okulu olarak başlamış. Fakat sonrası bu meslek okulu olma statüsünü aşmıştır. Türkiye’de aslında imam hatipi güçlü kılan, imam hatipi merkeze alan anlayış temel dini derslerin veriliyor olması.

Çünkü bu ülkede Müslüman bir toplum, dini hassasiyetleri ön planda olan ciddi bir yaklaşım var. Bu yaklaşımı, bu sosyolojik ihtiyacı karşılayan bir müfredat oluşturuluyor olması imam hatipleri hızlı bir şekilde toplumun kabulü haline getirmiş.

Aslında hikâyeyebaktığınız zaman 1951’de açılan malum ilk yediler olarak adlandırdığımız imam hatiplerden sonraki serüvende imam hatipleri halk kendisi açmış. Devlet okulu olmasına rağmen bütün inşasını halk kendisi yapmış ve devlete hibe etmiş.

Bu durum aslında bu okulların toplum tarafından ne kadar büyük bir kabul gördüğü anlamına geliyor. Bu süreçte de devletin resmî ideoloji kurgusu malumunuz o dönemki sıkışan toplumda, din adamı ihtiyacını gidermek için sınırlı sayıda planlayarak din adamı, İmam yetiştirmek üzerine kurguladıkları anlayış.

Toplumun sosyolojik yapısından dolayı imam hatipler öyle bir patlamış ki aslında dindar nesiller yetiştiren okullar haline dönüşmüş. Çünkü biz toplum olarak dini hassasiyetlerimizi çocuklarımıza verme ihtiyacı hissediyoruz. Hepimiz hala bunu yaşıyoruz. Bunu da doğru yerden alsın istiyoruz.

Farklı saplantıları, kabul edilemez anlayışları olan farklı gruplardan ya da yer altı örgütlerinden değil de devletin de kabul ettiği, içerisindeki müfredatı da orta İslami anlayışa, sahih İslam anlayışına uygun yapı kabul gören bir yapı olduğu için de imam hatipler aslında serüveninden belli.

O vizyonu imam hatipler kendi temel dini değerleri içeren, akademik yapıyı da ihmal etmeyen, çocuklarını hem dindar yetiştirip hem meslek sahibi yapan yapıya büründüğü için ciddi kabul görüyor.

ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Kamber Çal(solda) Diriliş Postası muhabiri Büşra Kılıç’ın(sağda) sorularını cevapladı.

İMAM HATİPLİ OLMAK BİR KİMLİKTİR

‘İmam Hatipli olmak bir ayrıcalıktır’ deniyor hep. İmam Hatiplileri ayrıcalıklı yapan nedir? Bu cümle ile anlatılmak istenen ne?

Evet, imam hatipli olmak bir ayrıcalıktır diyoruz. Meseleye şöyle bakabiliriz, toplumda hepimiz bir meslek sahibiyiz. Çok da iyi mesleklere sahip olan, Türkiye’yi yöneten insanlar var imam hatipli. Belki hiç kimse kendi okuluyla anılmaz.

Ama biz hepimiz bir imam hatipli olarak anılırız. Önce imam hatipliyiz sonra doktoruz, önce imam hatipliyiz sonra eczacıyız, önce imam hatipliyiz sonra başbakanız. O açıdan da imam hatipli olmak bir ruh.

Bu ruh aslında tebliğ anlayışı, davetçi anlayışı, yaşayan bir Müslüman ruhu aslında. Biz öğrendiklerimizi öğretmek, topluma tekrar anlatmak istiyoruz. O açıdan da imam hatipli olmak bir ruh, bir ayrıcalık. İmam Hatipli olmak bir kimlik. Biz bu kimliği taşıdığımız için aslında imam hatipliyiz. O açıdan da biz şunu söylüyoruz, önce imam hatipliyiz sonra mesleğimiz ne ise oyuz. Bizim de bir Müslüman olarak temelde taşıdığımız davetçi kimliğimizi tanımladığımız için ayrıcalıklı olarak görüyoruz.

ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 13’Ü İMAM HATİPLİ

Geçmişte İmam Hatip eğitiminin daha başarılı olduğunu, İmam Hatip sayısının artmasıyla eğitimde kalitenin düştüğünü düşünenler var. Siz bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Bir manada çok ciddi bir kara propaganda ya da bilgi eksikliğinin getirdiği bir yaklaşım bu. Biz önce imam hatipleri muhafazakâr, Müslüman camiaya anlatmalıyız. Çünkü maalesef bu kara propagandaya bizim kendi insanlarımız da inanıyor. Türkiye’de,28 Şubat süreci imam hatipliler için kurgulandı.

İmam hatipleri yok etmek için o dönemki zihniyet, 28 Şubat sürecini kesintisiz 8 yıllık eğitimle beraberkurguladı. 28 Şubat sürecinde imam hatiplerinTürkiye’deki eğitimde ortalaması %9-10 civarındaydı. Bugün geldiğimiz nokta %13.

Çok bir fark yok. %10 ile yok ettiler o dönem biliyorsunuz. Bütün imam hatipleri kapatma hedefleri vardı. Sonra 28 Şubat süreci o zulüm ortadan kalkınca tekrar imam hatipler toplum içerisinde yaygınlaşmaya başladı. %13’e çıktık.

Sanki Türkiye’deki eğitimin %70-80’i imam hatipli gibi bir algı içerisindeler. %13’ün de uygulaması çok net. Bizim mahallelerde çocuklarımızın yürüme mesafesinde gidebilecekleri okullarımız var. Mahallelerde diğer okulların alternatifi imam hatiplerimiz var. Bir de tüm Türkiye’de yaygınlaşmış sınavla alınan proje okullarımız var.

Aslında coğrafi yapılanmaya baktığınız zaman da böyle herkesi imam hatipe gönderiyorlar, bir yığılma var gibi bir yaklaşım da yok. Anadolu’da gittiğiniz her şehirde bir tane kız proje okulumuz, bir tane erkek proje okulumuz var.

Hatta Uşak’ta bir tane proje okulumuz var. Mahallelerde de ortaokullar ve liseler var. Eğitimdeki öğrencilerin %13 ‘ü imam hatipli. Geriye kalan %87 si diğer okullarda. Diğer okullar da bizim okullarımız.

Onu da ekleştirmiyoruz ama birilerinin yaptığı kara propaganda gibi, sanki her yer imam hatip olmuş, sanki bütün okulları imam hatipe çeviriyormuşuz gibi yanlış kara propaganda var. Bizim öncelikle bunu bizim camiamıza anlatmamız gerekiyor.

İmam hatiplerin Türkiye’de bir kimlik haline geldiğini vurgulayan ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Çal, “İmam hatiplerle ilgili anlamsız değerlendirmeler yapan arkadaşlar önce bizi bir tanısınlar. Dünya ölçeğinde yarışmalara katılan gençlerimizle tanışıp, yapılan projeleri görsünler. İmam hatipliler, Türkiye’nin bir değeridir ve gelecekte çok daha iyi yerlerde olacak.” dedi.

ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Kamber Çal, imam hatip liseleri, proje okulları, uygulanan eğitim modeli hakkında Diriliş Postası’na verdiği mülakatın ikinci bölümünde “Dünyaya yön veren imam hatiplilerimiz var artık. İmam hatipler hakkında yorum yapacak insanların önce bir imam hatipleri tanımalarını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“İMAM HATİPLİLERİMİZ DÜNYAYA YÖN VERİYOR”

Bazı kesimler her zaman imam hatiplerde sadece imam ve hatip yetiştiği algısını oluşturmaya çalışıyor. İmam hatiplilere karşı eskiden beri var olan bu algı oluşturma çabası nasıl kırılabilir?

Bizim imam hatiplerimiz meslek okulları değil. Mesela şu an imam hatip lisesinden mezun olan bir öğrenci imam olamıyor. Çünkü o kadar kontenjan sınırlaması var ki ilahiyat mezunları bile zor imam oluyor. Biz zaten sadece imam yetiştiren okullar olmaktan çoktan çıktık. Sosyal bilimler içerikli imam hatiplerimiz var, fen bilimleri içerikli imam hatiplerimiz var, spor, sanat, dil içerikli imam hatiplerimiz var. Çince öğrenen imam hatiplerimiz var. Bu açıdan biz imam hatiplerde çift kanatlı dediğimiz o dengeyi korumak için büyük gayret gösteriyoruz. Şu an fen lisesindeki akademik derslerin aynısı, müfredatı imam hatiplerde var. Geçmişten beri birçok mesleğe öğrenci yetiştiriyoruz biz. Yani toplumun her kesiminde imam hatipli var. Biz seçkinci bir yaklaşımda değiliz. Sadece Türkiye’nin kaymak tabakasına öğrenci yetiştiren bir yapıda değiliz. Öyle de olmak istemiyoruz. Biz toplumun her kesimine dokunan, toplumun her kesimini dindar yapan, imanlı yapan, toplumun her kesiminde ahiret bilinci olan ve toplumun her kesiminde topluma fayda sağlayacak nesiller yetiştirmek istiyoruz. İmam hatipten mezun olan bir ayakkabı boyacısı da olsun, imam hatipten mezun olan bir profesör de olsun. Mesela Viyana Üniversitesi’nde kanser araştırmaları bölümünün başkanı bir imam hatipli kardeşimiz. Dünyaya yön veren imam hatiplilerimiz var artık. İmam hatipler hakkında yorum yapacak insanların önce bir imam hatipleri tanımalarını istiyoruz. Gelsinler, bizimle konuşsunlar, okulları ziyaret etsinler. İmam hatipler öncelikle bu ülkenin değeri. Buradaki gelişmeleri bu ülkenin pozitif bir değeri olarak görüp oralardan keyif almak lazım. Onun için de imam hatiplerle ilgili böyle anlamsız yorumlar, değerlendirmeler yapacak arkadaşlar gelsinler önce bizi bir tanısınlar. Okullarımıza götürelim, oradaki gençlerle tanıştıralım, yapılan projeleri görsünler. Dünya ölçeğinde yarışmalara katılan çocuklarımızla tanıştıralım. Biz o açıdan da imam hatibi Türkiye’nin bir değeri olarak görüyoruz. Bu inşallah gelecekte çok daha iyi yerlerde olacak.

İmam hatip liselerinde ders dışında hadis yarışmaları gibi güzel faaliyetler de yapılıyor. Özellikle ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’nin de bu tür faaliyetlerinin olduğunu görüyoruz. Biraz bu faaliyetlerden bahsedebilir misiniz?

İmam hatiplerde birçok yarışmalar oluyor. Biz artık bunu kategorilendiriyoruz. Mesela sporla ilgili biz 13 branşta çocuklarımızla ilgileniyoruz. Sporla ilgili dünya ölçeğinde başarılı sonuçlar elde ediliyor. Daha yeni, bir öğrencimiz dünya şampiyonu oldu bir spor dalında. Bunun örneği çok fazla. Bilim ve teknoloji ile ilgili dünya ölçeğinde başarılar eldeediyoruz. Robotik kodlamadan diğer alanlara özellikle bilim ve teknoloji alanına okullarımız çok önem veriyor. Bilim ve teknoloji laboratuvarları kuruluyor. Bu alanda birçok yarışmalar ve başarılı sonuçlar alınıyor. Hadis, kuran ve hafızlık yarışmaları kendi branş ve alanımızla ilgili zaten yarışmalarımızı eksiksiz devam ettiriyoruz. Bunu sadece ÖNDER yapmıyor. Okullarımız yapıyor, din öğretim genel müdürlüğüyle beraber planlıyoruz. Onlarca yarışmamız var. Kültür sanat ile ilgili inanılmaz yarışmalarımız, kurslarımız var. Tiyatro kulüplerimiz, müzik kulüplerimiz var. Kategorik şekilde baktığınız zaman imam hatiplerde her alana dokunan hem yarışmalar hem kurslar, aktiviteler gerçekleştiriliyor. Biz ÖNDER olarak bu faaliyetlere destek olmaya çalışıyoruz, geliştirmeye, modellemeye çalışıyoruz. Yapılan bir çalışmayı başka okullarımıza veya başka şehirlerimize taşımaya çalışıyoruz.

“DAHA CİDDİ BAŞARILAR HEDEFLİYORUZ”

İmam Hatip liseli öğrencilerin gittikçe daha başarılı olmaları ve özellikle geçtiğimiz üniversite sınavında derece yapan imam hatipli öğrencilerin sayısının artması hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu deminden beri anlatmaya çalıştığım hikâyenin bir sonucu aslında. Biz Müslüman olarak başarı odaklı değiliz. Biz sefer odaklıyız. Biz seferden sorumluyuz, zafer Rabbimizin lütfu. Çocuklarımıza da bunu öğretmeye çalışıyoruz. Biz bir Müslüman olarak önce yapmamız gerekenleri yapacağız, anımızı iyi değerlendireceğiz ve sorumluluklarımızı yerine getireceğiz. Bu sorumlulukları yerine getirdiğimiz zaman zaten Rabbimiz bize bunları lütfediyor. Bu açıdan inşallah önümüzdeki dönemde çok daha ciddi başarılar elde edeceğiz.

“İmam hatipler bu ülkenin markası”

Kurumsal manada statüsü oturmuş, sistemi, alt yapısı oturmuş, öğretmen kadrosu oturmuş okullarımızda başarılarımız çok çok daha ileriye gidecek. Aslında yüzyılı geçmiş imam hatip serüveni var bu ülkede. Ama imam hatipler yeni. Ne kadar tezat bir durum değil mi? 1912’de başlamış bu imam hatip serüveni ama biz hâlâ proje okullarımızdan mezun vermemişiz. Bu ne demek? Dokunmayın bize. Biz kendi okullarımızla ilgili kendi sürecimizi kendimiz yönetelim. Bu okullara imkân verin, fırsat verin, zaman verin. Bu okullar kendi yapılarını kursunlar. Göreceksiniz bu ülkenin bir değeri olarak bu okullar başarılı sonuçlar elde edecekler. Bu ülkede müfredatını ihraç eden tek okul imam hatip müfredatıdır. Bu ülkenin markası imam hatiptir. Şu an 22 ayrı ülkede 55 tane okul imam hatip müfredatını uyguluyor. Onun için bizi başkalarından duyduklarıyla tanımasınlar. Bizi bizden duyduklarıyla tanısınlar.

Editör: TE Bilisim