Koronavirüs döneminde toplu yaşam alanlarındaki davranış değişimleri araştırmasının sonuçları açıklandı. Ipsos tarafından gerçekleştirilen araştırmada, kamuoyu nezdinde çeşitli faaliyetlerin sağlık üzerinde ne kadar riskli olup/olmadığına bakıldı. Sosyal hayata katılıma dair sorulan sorularda; “kalabalık yerlere gitme, “misafirliğe gitme” ve “misafir ağırlama” davranışların, toplumun geneli tarafından çok riskli veya kısmen riskli değerlendirildiği görülüyor. Her 10 vatandaştan 7’si misafir ağırlamanın veya misafirliğe gitmenin çok riskli olduğu kanısında, öte yandan bu ciddi risk algısında yıl sonuna kıyasla yüzde 11-12 oranında düşüş olduğunun altını çizmek gerekiyor. Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik konuyla ilgili değerlendirmesinde: “ Kış koşulları etkisini arttırdıkça salgın ile mücadelenin verdiği yorgunluk daha fazla hissediliyor. Medyada ve sosyal medyada gerek ekonomik zorluklar yüzünden, gerekse insani ihtiyaçlar için normalleşmenin yeniden dile getirildiğini görüyoruz. Okulların aşamalı olarak yüz yüze eğitime dönmesinin ardından son günlerde en azından vaka sayılarının görece düşük olduğu şehirlerde restoranların açılması tartışılmaya başlandı. Toplumda 1 ay önce ile kıyaslarsak misafirliğe gitmeye/misafir ağırlamaya dair risk algısında gerileme var. Ancak; geniş kesimler henüz pek hazır değil. Kısmen gerileme olsa bile Kovid-19 salgınının kendisi ve ailesi için ciddi risk oluşturduğunu düşünenlerin oranı hala çok yüksek, hatta Nisan-Mayıs aylarına kıyasla da yüzde 10 daha yüksek” dedi.

GÜVENSİZLİK UMUTSUZLUĞA YOL AÇIYYOR

Araştırma verileri; vatandaşların virüsten korunmak için diğer vatandaşların aldığı tedbirleri yetersiz bulduklarını ortaya koyuyor. Bu güvensizliğin toplumda umutsuzluğa yol açtığı görülüyor. Bireylerin yarısı (yüzde 52) “başkalarının yeteri kadar önlem almaması nedeniyle salgının sona ermeyeceğine dair umutsuzluğa katılıyorum” ifadesine “kesinlikle katılıyorum”, dörtte birisi ise sadece “katılıyorum” diyor. Toplam skor dönemler arasında çok büyük bir değişim göstermese de, daha keskin bir tutuma işaret eden “kesinlikle katılıyorum” ifadesinin vakaların çok yüksek olduğu Ekim sonu-Kasım başı döneme kıyasla daha düşük olduğunu not edebilir. O dönemde bu oran yüzde 60’ların üzerinde seyrediyordu.

“MÜCADELEYE DEVAM ETMEK ZORUNDAYIZ”

“Her on kişiden sekizi diğer vatandaşlar yeterince tedbir almadıklarından ötürü salgının sona ermeyeceğine dair umutsuzluk içinde” ifadelerini kullanan Gedik, “Öyle ki toplumun yüzde 74’ü bu sene sonundan önce salgının biteceğini düşünmüyor, yarısı sene sonunda da biteceğine inanmıyor. Özetle kışın karanlık günlerinde de mücadeleye devam etmek zorundayız, hala gidecek yolumuz var. Virüsün mutasyona uğraması ve yeni türevlerinin yayılmaya başlaması salgın ajandasının en sıcak maddesi” diye konuştu.

TOPLUM İYİMSER BİR BEKLENTİ İÇİNDE DEĞİL

Ipsos, araştırmanın ilk döneminden bu yana salgının ne zaman biteceğine dair kamuoyunun tahminlerini alıyor. Virüs vakasının ilk görüldüğü tarihten itibaren bir aylık süreçte vatandaşların beklentileri daha iyimserdi. Ancak; Nisan ortasından itibaren salgının 6 aydan fazla bir sürede sona ereceği görüşü güçlenmeye başlamıştı ve mayıs sonu itibariyle bu görüş iyice ağırlık kazanmıştı. Salgının başlamasından bu yana neredeyse 1 sene geçmesine rağmen salgının yakın zamanda sona ermeyeceği görüşü devam ediyor. Son dönem araştırmasında bireylerin yarısı (yüzde 51) salgının bu sene bitmeyeceğini, daha ileri bir tarihte sonlanacağını düşünüyor. Aşının gelmesiyle beraber yaz döneminde normalleşme sürecine girilip girilmeyeceğine yönelik tartışmalar başlamıştı. Ancak; görülen o ki vatandaşlar toplamda sadece yüzde 12’si 2021 yılı ortasına kadar salgının biteceğine inanıyor.

VATANDAŞLARIN YÜZDE 57’Sİ SALGINI CİDDİ TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR

Araştırmaya göre, Kasım ortası- Aralık başı dönemde virüsü kendileri ve aileleri için çok tehlikeli görenlerin oranı en üst seviyeye çıkmıştı. Bu oranda anlamlı bir düşüş gerçekleşmedi, bugün vatandaşların yüzde 57’si virüsü kendileri için çok tehlikeli olarak değerlendirdiği izleniyor. Ciddi tehlikeli ve kısmen tehlikeli diyenlerin toplam oranı ise yüzde 87 olduğu görülüyor. Diğer bir ifadeyle, salgın hem günlük hayatta hem de yakın gelecek üzerinde hala ciddi bir söz sahibi.

Editör: TE Bilisim