Hindistan’da bir tek kişinin uzun süre uykuda kalması olayına rastlandığı gibi Hint kutsal kitaplarından Mahabharata’da yedi kişinin, peşlerinde bir de köpek olduğu halde riyazet için krallığa ve dünyaya yüz çevirdikleri nakledilmektedir.

YEDİ UYURLAR (ESHAB-I KEHF) MAĞARASI NEREDE?

Yedi Uyurlar Mağarası Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunur. Tarsus ilçesinin 14 kilometre kuzey batısınde yer alan Yedi Uyurlar Mağarası, Dedeler köyü yakınındadır. Anadolu'nun farklı noktalarında Yedi Uyurlar Mağarası olduğuna inanılan mağaralar bulunmaktadır. Mersin'in Tarsus ilçesindeki Yedi Uyurlar Mağarası dışında İzmir'deki Efes'te de bir Yedi Uyurlar Mağarası bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Lice'de de bir Yedi Uyurlar Mağarası bulunur.

YEDİ UYURLAR (ESHAB-I KEHF) HİKAYESİ NEDİR?

Ashab-ı Kehf kıssasının anlatıldığı Kur’an-ı Kerîm’in on sekizinci süresine, bu kıssanın önemi dolayısıyla “Kehf” adı verilmiştir. Sürenin 9-26. ayetlerinde bildirildiğine göre, putperest bir kavmin içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç bu inançlarını açıkça dile getirip putperestliğe karşı çıkmış, taşlanarak öldürülmekten veya zorla din değiştirmekten kurtulmak için mağaraya sığınmışlardır. Yanlarındaki köpekleriyle birlikte orada derin bir uykuya dalan gençler muhtemelen 309 yıl sonra uyanmışlardır. Bu süre Kur’an-ı Kerîm’de, “Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar, dokuz da ilâve ettiler” şeklinde belirtilmektedir. 300 yıla 9 ilâvesi, şemsî takvimle belirtilen sürenin kamerî takvime göre ifadesi olmalıdır. Müfessirlerden bazıları, bu ayetteki ifadenin meseleyi aralarında tartışan grupların sözü olduğu görüşünü benimsemekte, gerçek süreyi sadece Allah’ın bilebileceğini bildiren ayetin de bunu gösterdiğini söylemektedir.

Mağarada “bir gün kadar” uyuduklarını sanan gençler, içlerinden birini gümüş bir para vererek yiyecek almak üzere şehre gönderirler. Böylece onların durumuna muttali olanlar Allah’ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin mutlaka geleceğini anlarlar, mağaranın bulunduğu yere bir mescid yapmaya karar verirler.

Kur’ân-ı Kerîm Ashâb-ı Kehf’in sayısı hakkında ihtilâf olduğunu bildirmekte, köpekleriyle beraber dört veya altı olduklarına dair tahminleri “karanlığa taş atma” diye nitelendirmektedir. “Yedi kişiydiler, sekizincisi köpekleri idi” diyenler hakkında aynı ifade kullanılmadığına göre bu görüşün gerçeğe daha yakın olduğu düşünülmüşse de onların sayısını Allah’ın bileceğini belirten Ayet-i Kerime, bu konuda fikir yürütmenin bir sonuç vermeyeceğini ortaya koymaktadır.

Kur’an’da mağaranın yeri bildirilmemekte, ancak konumunun kuzey-güney istikametinde olduğu belirtilmektedir. Olayın ne zaman vuku bulduğu ve gençlerin adları hakkında da bilgi verilmemektedir. Hadis kaynaklarında zikredilmeyen Ashâb-ı Kehf kıssası, tarih ve tefsir kitaplarında çeşitli rivayetler şeklinde geniş olarak nakledilmekte olup bu rivayetler ana hatlarıyla hıristiyan kaynaklarındaki tasvirlere uymaktadır. Ashâb-ı Kehf’in isimleri ise dokuz kişi olarak, fakat hıristiyan kaynaklarında olduğu gibi farklı şekilde nakledilmekte köpeklerine de “kıtmîr” adı verilmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’de Ashâb-ı Kehf ile birlikte anılan rakīm hakkında kaynaklarda birbirinden farklı görüşler yer almaktadır. Bunun Ashâb-ı Kehf’in içinde bulunduğu vadinin veya dağın yahut memleketlerinin, hatta köpeklerinin adı olduğunu iddia edenlerin yanında, onların adlarının veya maceralarının yazıldığı bir kitâbe, bakır veya kurşun bir levha olduğunu söyleyenler de vardır. Buhârî de rakīmin kitâbe olduğunu söyler.

Bazı tarihçilere ve el-Müsned’deki bir rivayete göre Ashâbü’r-rakīm, Ashâb-ı Kehf’ten başka kimselerdir. Nakledildiğine göre bunlar yağmurlu bir günde bir mağaraya sığınmak zorunda kalan üç kişiydiler. Dağdan yuvarlanan bir kaya mağaranın ağzını kapayınca, hayatları boyunca yaptıkları en değerli birer iyiliği anarak bu sıkıntıdan kurtulmaları için Allah’a dua ettiler. Allah da dualarını kabul ederek onları kurtardı. Arap coğrafyacılarına göre ise rakīm bir yer adıdır.

Editör: TE Bilisim