Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Peki, İstanbul Sözleşmesi niçin feshedildi?

İstanbul Sözleşmesi’nin neden feshedilmesi üzerine maddelerini sizler için sıraladık:

  • İstanbul Sözleşmesi’nin LGBT ideolojisi savunuculuğuna indirgenmesinin; LGBT’nin bazı kesimler tarafından meşru evrensel hukuk normu şeklinde dayatılmasının önüne geçmek
  • Milli ve manevi değerler, Türk aile yapısında LGBT propagandasının oluşturduğu rahatsızlığı gidermek
  • LGBT ideolojisi üzerinden inşa edilmek istenilen diplomatik ve siyasi baskıyı engellemek
  • Kadın hakları meselesini LGBT odaklı tartışmaların tahakkümünden kurtarmak
  • Sözleşmenin toplum değerleri ile bağdaşmayan kısımlarının, Türkiye’nin kadına şiddet ile mücadelesine ve kadın hakları konusundaki adımlarına gölge düşürmesini engellemek ve LGBT’yi işaret eden ifadeler sebebiyle rahatsızlık duyan kesimlerin kadına yönelik şiddete karşı desteğinin konsolide edilmesine olanak sağlamak
  • Bir devlet politikası olan kadına şiddet ile mücadelede iç hukuka dayalı uygulamaların iyileşmesine odaklanmak için gerekli olan zihinsel paradigma değişikliğinin önünde engel olan cinsel yönelim unsurunu ortadan kaldırmak
  • Reform paketleri içerisinde kadına şiddet ile mücadele ve kadın haklarının iyileştirilmesi ile ilgili bölümlerin ön plana çıkarılması

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN YERİNE KENDİ KRİTERLERİMİZ/MODELİMİZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 134.08.2020 tarihinde AK Parti’nin 19. Kuruluş Yıl Dönümü Kutlaması’nda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:

Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir. Kadınlarımıza sahip çıkmada geri duracak olursak hiçbir zaman bu dünyada da ebedi alemde de Rabb'imize hesabını veremeyiz.
Kadınlarımız lehine yaptığımız bunca düzenleme varken, tartışmayı değerlerimize düşmanlık aracı haline dönüştürmeye çalışan bir avuç sapkına da meydanı bırakmayacağız. Milletin millet, ailenin de aile olmasını zedeleyecek anlayışlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Aile kurumunu zayıflatacak hiçbir işin içinde yer almayacağız. Ne kadına şiddetle mücadelemizin zafiyete uğratılmasına ne de bir avuç marjinalin aile değerlerimizi zedelemesine izin veririz. Türkiye, bin yıllara dayanan medeniyet birikimiyle insanı ve insan onurunu yücelten, aileyi merkeze alan toplum dokusuyla uygun, özgün ve öncü metinler çıkarma potansiyeline sahiptir. Şimdiye kadar oluşan uluslararası külliyatından da istifade ederek tercüme metinler yerine artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor. Hani diyordum ya 'Kopenhag kriterleri' diyeceğimize 'Ankara kriterleri' der ve yolumuza devam ederiz. Enerjimizi ve vaktimizi heba eden son tartışmanın kasıtlı bir şekilde alevlendirildiğini, bazılarının da bilerek veya bilmeyerek bu ateşe odun taşıdığını düşünüyorum. Bu ateşi körükleyenler kadına şiddetle mücadeleden veya kadınların insan haklarını tesis etmekten bir adım olsun geri gideceğimizi sanıyorlarsa şimdiden bilsinler ki hüsrana uğrayacaklardır.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ 2011’DE NEDEN İMZALADIK? 2021’DE NİÇİN FESHEDİYORUZ?

Kadın haklarını iyileştirmek ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye destek amacıyla sözleşmeyi imzalandı. Bu sözleşmeye binaen 2012 yılında hazırlanan başta 6284 s. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun olmak üzere birçok yeni düzenlemeyi yürürlüğe sokarak sözleşmeyi iç hukuka uyarlamış olundu. Ancak zaman içerisinde sözleşmede yer alan “toplumsal cinsiyet” ve “cinsel yönelimler” gibi kavramlar üzerinden Türkiye’nin toplum ve aile değerlerine uygun olmayan eylem ve söylemler geliştirildi.

Başta LGBT örgütleri olmak üzere yurtdışından fonlanan, terör örgütleri ve uzantılarıyla birlikte hareket eden bir yapı ortaya çıkarak, bu gruplar, İstanbul Sözleşmesi’ni arkalarına alarak LGBT ideolojisini toplumun tümüne mal etmek istemişlerdir. LGBT ideolojisi sözleşmeye imza sebebi olan kadın hakları ve aile içi şiddetle mücadele konularını tahakküm etmeye başlayınca, anlaşma, Türkiye bakımından feshedilerek kadın hakları ve kadına şiddetle mücadele konusunda tüm adımlar kararlılıkla atılmaya devam edilecektir.

İstanbul Sözleşmesi, aileyi ve kadını güçlendirmeye odaklı olan sonrasında ise küresel LGBT lobilerinin ve bunlarla eşgüdümlü finans ve teknoloji şirketlerinin ülkemiz üzerinde düşünce ve ifade özgürlüğünü baskılayıcı, aile ve toplum değerlerimizi yozlaştırıcı politik bir baskı aracı olarak kullanmaya başlamalarından dolayı İstanbul sözleşmesini feshediliyor.

Avrupa Birliği içerisinde 6 üye ülke (Bulgaristan, Macaristan, Çekya, Letonya, Litvanya, Slovakya) sözleşmeyi imzalamasına rağmen yürürlüğe koymamıştır. Polonya, LGBT topluluğunun kendi cinsiyet anlayışını İstanbul Sözleşmesi üzerinden bütün topluma kabul ettirmeye çalıştığını öne sürerek sözleşmeden çekilmek için yasal süreci başlatmıştır.

Yunanistan, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Hırvatistan, İsveç, Fransa ise sözleşmeye çekince koymuşlardır.

LGBT topluluğu kendi cinsiyet anlayışını İstanbul Sözleşmesi üzerinden bütün topluma kabul ettirmeye çalışırken kamuoyunda hassasiyet uyandıran milli, dini ve manevi değerlere saldırı niteliğinde söylem üretmektedir. Bu süreçte, toplumun nüvesini teşkil eden aile yapısını tahrip ederek telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir.

LGBT ÖRGÜTLERİNİN TERÖR İLE BİRLİKTE HAREKET ETMESİ

LGBT söylemi aynı zamanda terör örgütleri ve destekçileriyle kol kola hareket etmektedir.

KADIN HAKLARI VE KADINA ŞİDDDET İLE MÜCADELEYİ LGBT TAHAKKÜMÜNDEN KURTARMAK

Sözleşmenin toplum değerleri ile bağdaşmayan cinsel yönelim kısımları kamuoyunda kabul görmemektedir. Bununla birlikte sözleşmenin özellikle kadın hakları bağlamında sağladığı imkanların çok daha fazlası ülkemizde hayata geçirilmektedir. Türkiye’nin son dönemde yapılan hukuki, idari ve sosyal düzenlemelerle büyük ivme kazanan kadına şiddet ile mücadelesine ve kadın hakları konusundaki adımlarına gölge düşürmesini engellenerek LGBT’nin tahakkümünden kurtarması sağlanacaktır.

KADINA ŞİDDETLE MÜCADELE VE KADIN HAKLARI KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN GÜÇLÜ HUKUKSAL YAPISI VE AÇIKLANAN REFORM PAKETLERİ

02 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin etkinliğini arttıracak faaliyetler öngörmektedir.

Editör: TE Bilisim