Gökhan Yılmaz / Özel Haber

ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü ‘Siyonizm’in Başkenti’ olarak tanıdığı skandal kararın ardından Kudüs’ü Yahudileştirme projelerine hız verildi. Tüm dünya, yaşanan gasp ve yıldırma politikalarına karşı sessiz kalıyor. Siyonist İsrail rejiminin öncelikli hedefi Yahudiler için de kutsal olarak kabul edilen Kudüs ve El Halil’i tamamen Yahudileştirmek. Kudüs’te Şey Cerrah Mahallesi, Tekbir Dağı ve Silvan mahallelerinde, El Halil’de ise Arrub kampı bölgelerinde yoğunlaşan yıkım faaliyetlerinin bahanesi ise “Ruhsatsız” yapılaşma. Kudüslü Müslümanlara ait evleri ruhsatsız olduğu gerekçesiyle, yıkım ve tahliye kararı ile boşaltan İsrail, buralara Yahudi yerleşimcileri/işgalcileri yerleştirerek şehrin demografik yapısını değiştiriyor.

AİLELER GÖÇ ETTİRİLİYOR

77 ailenin zorla göç ettirilme riski bulunan Kudüs’te 1967’den beri 5 binden fazla ev yıkıldığı belirtiyor. Zorla tahliye skandalının son örneği, son günlerde direniş ve gözaltı olayları ile gündeme gelen Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaşanıyor. Sözde Kudüs Bölge Mahkemesi, toprakların Yahudilere ait olduğunu iddia ederek, 8 aileden evlerini boşaltması yönünde karar verdi. Mahkemenin verdiği karar doğrultusunda dört evde 58 kişi, İsrailli yerleşimciler için zorla tahliye edilecek. Ağustos ayında ise 70 kişiden oluşan Filistinli ailelere ait dört evin daha zorla tahliye edileceği belirtiliyor.

MESCİD-İ AKSA’YA BASKIN HAZIRLIĞI

Öte yandan Ramazan başından beri Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallere hız veren Yahudi yerleşimciler, baskınlara katılımın artması için kampanyalar düzenliyor. Günlük 150-200 arası değişen sayısı 2 binlere çıkarmak isteyen Yahudi liderler, sosyal medyadan başlattıkları kampanyada, tüm Yahudilere “Ailelerinizle birlikte gelin” çağrısı yapıyor. Ramazan’ın 28’ine denk gelen sözde ‘Kudüs Günü’ kapsamında, düzenlenecek baskına, eski Tarım Bakanı Uri Ariel ve eski Knesset üyesi ve Kahani Yahudi Güç Partisi lideri Michael Ben Ari’nin yanı sıra üst düzey İsrailli hahamlar da yer alacak. Kudüslü Müslümanlar ise Yahudi baskınlarına engel olma çağrısı yaptı. Gazze’deki Filistinli Alimler Derneği ise, “Mescid-i Aksa’ya ulaşabilen herkesin, Ramazan’ın son on gününde itikafa girmesi zorunlu” ifadeleriyle yayımladığı fetva ile Yahudilerin baskınlarına yönelik tedbir almaya çalıştı.

“KUDÜS MÜSLÜMANDIR”

Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu, son günlerde söz konusu mahallede yaşanan gelişmelere dair yaptığı basın açıklamasında, “Şeyh Cerrah’daki halkımıza yönelik saldırı ve yıldırma sahneleri, işgal rejiminin barbarlığını ve devam eden saldırgan uygulamalarını gözler önüne sermekle kalmıyor oradaki Kudüslülerin çektiği acı ve zulmün boyutunu da yansıtıyor” ifadelerini kullandı. 65 ülkeden 354 Sivil Toplum Kuruluşunun çatı kuruluşu olan İslam Dünyası STK’lar Birliği ise bir açıklama yaparak İsrail zulmünü kınadı. Açıklamada Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı, Filistin’i ve Filistinlileri yok sayan İsrail’in bu terör politikalarını reddediyor ve en yüksek sesle ifade ediyoruz ki Kudüs Müslümandır ve öyle kalacaktır” ifadesi kullanıldı.

‘BEN ÇALMAZSAM BAŞKASI ÇALACAK!’

Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaşananlar İsrail’in sistematik hırsızlığının en acımasız örneklerinden biri olarak tarihe geçiyor. Önceki gün ortaya çıkan bir video kaydında, mahalledeki bir evi gasp eden Yahudi’nin sözleri, İsrail’in devlet politikasını gözler önüne serdi. İsminin ‘Yakub’ olduğu belirtilen Yahudi yerleşimci, evin asıl sahibinin “Burası senin evin değil, benim evimi çaldın. Çık evimden” tepkisiyle karşılaşıyor. Yahudi yerleşimci “Ben çalmazsam başkası çalacak. Sen de biliyorsun ki ben burada çıksam da sen giremeyeceksin. Sen bana bağırıyorsun ama bu benim sorunum değil” şeklinde cevap veriyor. Sosyal medyada hızla yayılan video tepki çekse de Yahudi yerleşimcinin, kendisine hiçbir şey yapılmayacağının rahatlığı net bir şekilde görülüyor.

-Doğu Kudüs'te bir işgalciden, gasp ettiği evin sahibi Filistinliye; Evini ben çalmasam başkası çalacak!

Editör: TE Bilisim