Sümeyye Aksu / Röportaj

Sağlık Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tahminine göre, dünyada 339 milyon kişinin astımlı olduğu ve 2016 yılı verilerine göre 417 bin 918 kişinin astım nedeniyle hayatını kaybettiği belirtiliyor. 339 milyon kişi olarak tahmin edilen astım hastalarının sayısı, kentleşme ve çevresel faktörlerden dolayı gelişmiş toplumlarda giderek artıyor. Çağımızın hastalıklarından biri olarak kabul edilen astım, ülkemizde ise her 7-8 çocuktan birini ve her 12-13 yetişkinden birini hasta ediyor. Mayıs ayının ilk salı günü olarak kabul edilen “Dünya Astım Günü” hastalık bilincinin oluşması açısından önem taşıyor. Dünya Astım Günü, Dünya Astım İnisiyatif Organizasyonu (GINA) tarafından her yıl mayıs ayında düzenlemektedir. Bu kapsamda; Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, mayıs ayının ilk salı günü kutlanan Dünya Astım Günü ile ilgili Diriliş Postası’na açıklamalarda bulundu.

“DOĞRU TEDAVİ HEDEFLENMİŞTİR

”Prof. Dr. Özşeker, GINA tarafından astımla ilgili toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen Dünya Astım Günü’nün bu yılki temasının “Astımla ilgili yanlış kanıları ortaya çıkarmak” olarak belirlendiğini, bu şekilde hastaların doğru şekilde bilgilendirilmesinin amaçlandığını söyledi. Prof. Dr. Özşeker, “Bu tema sayesinde astımla ilgili doğru bilinen yanlışları ortaya çıkararak, astımlı hastaların doğrudüzgün tedavi almalarını engelleyici, onlarda korku ve endişe yaratacak yanlışları düzelterek, tedaviden doğru faydalanmaları sağlanması hedeflenmiştir” dedi. “YANLIŞ BİLGİLER TEDAVİYE ENGEL OLUYOR” Astımın tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özşeker, “Hastanın tedaviye uyumunu etkileyebilecek, azaltabilecek yanlış bilgilerin, diğer bir ifadeyle doğru bilinen yanlışların ortadan kaldırılması için hastaların ve toplumun bilgilendirilmesi hastalığın kontrolü açısından önem taşımaktadır” dedi.

“YANLIŞ BİLGİLER TEDAVİYE ENGEL OLUYOR

”Astımın tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özşeker, “Hastanın tedaviye uyumunu etkileyebilecek, azaltabilecek yanlış bilgilerin, diğer bir ifadeyle doğru bilinen yanlışların ortadan kaldırılması için hastaların ve toplumun bilgilendirilmesi hastalığın kontrolü açısından önem taşımaktadır” dedi.

HEKİM-HASTA İŞBİRLİĞİ“

Astım tedavisinin amacı, astım belirtilerini, alevlenmelerini ve ataklarını kontrol altına almak, astıma bağlı geriye dönüşü olmayan hava yolu değişikliklerine engel olmaktır” diyen Prof. Dr. Özşeker, “Aynı zamanda bu tedavilerin yan etkiye neden olmayacak dozda ve şekilde kullanılması önemlidir. Bu nedenle hastaların düzenli takipleri gereklidir. Hekim-hasta iş birliği astım tedavisinin en önemli parçasıdır” diye konuştu. Prof. Dr. Özşeker, astım hastalarının bu dönemde tedavi sürecine ara vermeden düzenli ilaç kullanımına devam etmesi gerektiğini vurgularken, herkes gibi Kovid-19’a karşı “kaçınma tedbirleri” almalarının önemine de dikkati çekti. Prof. Dr. Özşeker, astım hastalığında ilaçların doğru kullanımına yönelik ise şöyle konuştu:

“KONTROL İLE NORMAL HAYATLARINI YAŞAYABİLİRLER”

“Astım hastalığının tedavisinde ilaçlar ağızdan, damar ve solunum yoluyla alınmaktadır. Bu ilaçla hastalığı kontrol edici ve rahatlatıcı etkilere sahiptir. Solunum yoluyla alınan ilaçların akciğerlere yan etkisi az ve tedavide de etkinliği nedeniyle sık tercih edilmektedir. Tedavide etkinlikleri için bu ilaçların doğru kullanımı gerekmektedir. Tedavide solunum yoluyla kullanılan ilaçlar kullanılacak ise hastalara bu konuda eğitim verilmeli ve cihazların doğru biçimde kullanıldığı mutlaka kontrol edilmelidir. Özellikle bu pandemi döneminde hastaların tedavilerini doğru ve düzenli kullanmaları, belirtileri kontrol altında tutmak için önemlidir. Tedavi uyumsuzluğu ataklara ve hastane başvurularını arttıracağından Kovid-19 hastalık riskini de arttıracaktır. Kontrol edici ilaçlar astımın kontrol altında tutulmasını sağlamak için günlük olarak uzun süreli kullanılan antienflamatuar etkileri olan ilaçlardır.”

Maske, mesafe, el temizliği ve aşılanmanın öneminin belirten Prof. Dr. Özşeker, “Pandemi döneminde astım ilaçlarının doğru ve düzenli kullanılması atakları önlemek ve sistemik steroid kullanımını azaltmak açısından önemlidir. Maskenin doğru kullanımı sayesinde hem viralenfeksiyonlara yakalanma riski azalacak hem çevresel tahriş edici faktörlere hem de alerjenlere temas azalacağından astım kontrolüne ve atakların önlenmesine yardımcı olacaktır. Astım tedavi edilebilen ve kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Astımlı hastalar, doktorları tarafından önerilen tedavileri doğru kullanmak ve düzenli kontrollerine gitmek sureti ile tamamen normal bir hayat yaşayabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Yanlış kanıları belirleme çağrısı

Bu yıl Dünya Astım Günü’nde “Astımda Doğru Bilinen Yanlışlar”ın anlatılması hedefleniyor. Bu tema, astımlı hastaların bu hastalığın tedavisi ile ilgili gelişmelerden gönül rahatlığı ile faydalanmalarını engelleyen, astımla ilgili sık duyulan söylenti ve yanlış kanıları belirlemeye yönelik bir çağrıdır.

Astım hakkında doğru bilinen yanlışlar!

Astımın tam olarak iyileşmediğini ancak tedaviyle kontrol altında tutulabildiğini belirten Prof. Dr. Özşeker, tedavi süreci devam ettiği için hastalıkla ilgili pek çok bilgi kirliliği olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Özşeker, astımla ilgili Yanlış bilinen kanılar ve Doğruları şöyle sıraladı:

***

Yanlış: Astım bir çocukluk çağı hastalığıdır; zamanla kaybolur.
Doğru: Astım çocuk, genç, erişkin, yaşlı her yaşta ortaya çıkabilir.

***

Yanlış: Astım bulaşıcı bir enfeksiyondur.
Doğru: Astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Genetik ve çevresel etkiler ortaya çıkmasına neden olur. Viralenfeksiyonlar astım ataklarına neden olabilir. Çocuklarda alerjik astım daha yaygınken erişkin yaşta ortaya çıkan astım daha az alerjiktir.

***

Yanlış: Astımlılar egzersiz yapmamalıdır.
Doğru: Astım hastaları ilaçlarını doğru kullanıyorlarsa ve astımları kontrol altındaysa sağlıklı kişiler gibi egzersiz ve spor yapabilirler.

***

Yanlış: Astım zamanla KOAH olur.
Doğru: Astım ve KOAH farklı etkenlerle ortaya çıkar. KOAH genel olarak sigaraya bağlı olarak gelişirken, astım genetik ve çevresel etkenlerle ortaya çıkar. Astım hastaları zamanında teşhis edilip doğru tedavi edilmezlerse hava yollarında geriye dönüşü olamayan değişiklikler meydana gelir.

***

Yanlış: Astımlı çocuklarda yaşıtlarına göre gelişme geriliği olur.
Doğru: Astımlı çocuklar büyüme ve gelişme açısından geri değildirler. Ancak erken tanı konup tedavi edilmeyen çocuklar sık atak geçirip yoğun sistemik kortizon kullandıkları durumda bir miktar gelişme geriliği olabilir. Erken tanı ve tedavi astımda oldukça önemlidir.
Editör: TE Bilisim