Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu / Analiz AA

Resmi açıklamalar kalabalık bir grup yabancı paralı askeri işaret ederken, Moise’nin en yakınındaki kişiler tarafından öldürülmüş olabileceğine dair iddialar da bazı çevrelerce dile getiriliyor. Müteveff a Cumhurbaşkanı’nın resmi konutunda sabaha karşı gerçekleşen suikasttan yaralı kurtulan eşi Martine Moise’nin ise Miami’de Baptist hastanesinde tedavi altına alındığı ve sağlık durumunun şimdilik iyiye gittiği açıklandı. Martine Moise’nin ayrıntılı ifadesi, olayın üzerindeki sis perdesinin aralanmasına katkıda bulunabilir ancak tarihte gerçeklerin hiçbir zaman bütün yönleriyle ortaya çıkmadığı örnekler de mevcut.

İKTİDARI 3 SİYASETÇİ DEVRALDI

Anayasaya göre böyle bir durumla karşılaşıldığında başa geçmesi öngörülen makamlar boş olduğundan iktidar üç günlüğüne de olsa sabık Başbakan Claude Joseph’e kaldı. 13 Nisan 2021 tarihinde müteveff a Cumhurbaşkanı tarafından geçici olarak Başbakanlığa atanan ve ölümünden iki gün önce görevden alınan Başbakan Joseph şimdilik görevi bırakmış değil. 05 Temmuz 2021 tarihinde görevden alınan Başbakan’ın yerine atanan Ariel Henry ise yemin ederek göreve başlayamadığı için bu oldubittiyle -en azından- şimdilik devre dışı kalmış görünüyor. Yirmi senatörün süreleri dolduğu ve yeni seçimler de yapılamadığı için sadece on üyesi kalan Senato ise farklı bir hamle yaparak, sekiz senatörün oyuyla üç dönemdir Senato Başkanı Joseph Lambert’i geçici olarak başkanlık görevine getirdiğini açıkladı. Bu şartlar altında Cumhurbaşkanı Moise’nin ölümü sonrasında Haiti’de iktidarı devralan siyasetçiler üçe çıkmış oldu. Bu durum, ada ülkesinin önümüzdeki dönemde yeni çalkantılara sahne olabileceğini gösteriyor.

YAKIN ÇEVRE SUİKASTİN İÇİNDE OLABİLİR

Şu ana kadar yapılan açıklamalar menfur suikastı gerçekleştirenlerin askeri eğitim almış, gelişmiş silahlarla mücehhez kalabalık bir grup olduklarına işaret ediyor. Darbeci grubun bazı üyelerinin sağ yakalandığı da işbaşındaki hükümet tarafından açıklandı. Yakalanan infazcıların ifadeleri olayın üzerini örten sis perdesini aralamaya yetecek mi, meçhul. Öncelikle Haiti’nin egemenlik alanı, ülkeye sızdığı anlaşılan eğitimli ve ağır silahlı teröristler ve bu katillerin ardındaki karanlık güçler tarafından ağır bir şekilde ihlal edildi. Ülkeye sızmanın ötesinde, Cumhurbaşkanı konutuna nüfuz edilerek ülkenin liderinin katledilmesiyle de ihlal en üst düzeye taşındı. Öte yandan bahse konu 28 paralı askerin ülkenin oligarkları tarafından, yurtdışından kişisel güvenliklerini temin etmek üzere getirildikleri ve cinayetle herhangi bir alakaları olmadıklarını savunan çevreler de var. Bu iddiaları dile getirenler paralı askerlerin, olay yerine Cumhurbaşkanının ölümünden bir saat sonra geldiklerini savunuyorlar. Bu komandoların olay yerine neden geldikleri ise bir muamma. Olaydaki bir diğer muamma ise Cumhurbaşkanlığı korumalarından herhangi birinin öldüğüne ya da yaralandığına dair hiçbir bilginin verilmemesi. Cumhurbaşkanlığı resmi ikametgahında gerçekleşen suikastın, müteveff a liderin yakın çevresinin işbirliği olmadan düzenlenmiş olması ihtimal dahilinde görünmüyor. Bu cinayetten hangi iç ve dış mihrakların nemalandığı ve nemalanacağı, tetiği çekenlerin ardındaki gerçek katillere ışık tutabilir.

Son yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yaptı
JOVENEL Moise bu şartlar altında son yurtdışı seyahatini Antalya Diplomasi Forumu’na katılmak üzere ülkemize gerçekleştirdi. Ziyaret süresince yapılan en üst düzey temaslar ve teknik düzeydeki görüşmelerle ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin ticaret, savunma, eğitim, enerji gibi pek çok konuda geliştirilmesi öngörülmüş ve müteveff a Cumhurbaşkanı Moise bu yönde alınan kararları bir basın toplantısıyla açıklamıştı.Suikast süreciyse ülkede tüm olan biteni yeniden altüst etti. Bundan sonra ülkenin kısa vadede istikrara kavuşabileceğini, asayiş, güvenlik ve refahın yakın zamanda tesis edilebileceğini değerlendirmek pek mümkün görünmüyor. Haiti’yi istikrarsızlığın pençesinde yaşamaya mahkûm etmeye çalışan çevrelere verilecek en iyi cevap ise tohumları atılan işbirliği süreçlerinin nihayete erdirilmesi olacak.Nüfusunun yüzde 80’i yoksulluk sınırı altında yaşayan ülkede nüfusun yüzde 1’i ülkedeki zenginliğin yüzde 50’sini elinde tutuyor. Ülkede Temmuz 2021 itibarıyla henüz hiç Kovid-19 aşısı uygulanmadı. Sadece bu veriler bile “insani ve girişimci dış politikamızın” Latin Amerika’daki öncelikli hedefl erinden birinin neden Haiti olması gerektiğini büyük ölçüde ortaya koyuyor.

HAİTİ’NİN KAOTİK YILLARI

Yüzölçümü de nüfusu da aşağı yukarı Belçika kadar olan ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) ise 14 milyar ABD doları civarında. Belçika’da bu sayının 500 milyar Amerikan doları civarında olduğu düşünüldüğünde Haiti’nin en önemli sorunu da ortaya çıkmış oluyor. Latin Amerika’nın bu en yoksul ülkesinde kişi başına düşen milli gelir yıllık bazda yalnızca 800 ABD doları. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDO) tarafından hazırlanan İnsani Gelişim Endeksinde 189 ülke arasında 179. sırada yer alan Haiti’nin son dönemki sorunları yalnızca ekonomiyle de sınırlı değil. Ülke 2010 yılında Richter ölçeğine göre 7.0 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı ve bu doğal felaket nedeniyle 300 binden fazla Haitili hayatını kaybetti. Haiti’nin neredeyse tüm altyapısı depremde tahrip oldu ve sonuç olarak ekonomi durma noktasına geldi. Başkentteki Port-AuPrince Katedralini, Meclis binasını, Cumhurbaşkanlığı Sarayını ve önemli hastaneleri yerle bir eden deprem sonrası bir milyondan fazla Haiti vatandaşı ise evsiz kaldı.

***

7 Şubat’ta suikast planı ortaya çıkmıştı

TÜM bu etmenlerin bileşkesi ya da sonucu olarak ülkede son dönemde yaşanan siyasi istikrarsızlık ise şöyle özetlenebilir: 2010- 2016 sürecinde asayiş ve istikrar açısından çok zor dönemlerden geçen ülke, 2015 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerini gecikmeli olarak gerçekleştirdi. Seçimler önce ertelendi sonra da hile iddiaları nedeniyle iptal edildi. 2016’da gerçekleşen seçimlerin ardından ise Şubat ayında Cumhurbaşkanlığı koltuğuna geçici olarak işadamı JovenelMoise oturdu.Aynı yılın Kasım ayında düzenlenen seçimleri de Moise kazandı. Fakat kesin seçim sonuçlarının açıklanması geciktiğinden Moise Cumhurbaşkanlığı görevine resmi olarak ancak 2017 yılı Şubat ayında başlayabildi.

20 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Başkan Moise bu nedenle beş yıllık görev süresinin 2022 yılı Şubat ayında dolacağını savunurken, muhalefet geçici başkanlık sürecini de görev süresine ekleyerek Moise’nin görev süresinin 2021 yılı Şubat ayında dolduğu iddiasıyla sokaklara çıktı. Moise’nin yeni bir anayasa hazırlama çabaları ve bu amaçla kurduğu beş kişilik komisyon da gerilimin artmasına neden oldu. 7 Şubat 2021 tarihinde ise Başkan Moise’ye yönelik bir suikast planının ortaya çıkarıldığı ve planla ilgili olarak aralarında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu 20 kişilik bir grubun gözaltına alındığı açıklandı. Sürekli gösteri, yürüyüş ve protestolarla artan gergin ortam, birçok önemli devlet görevlisinin tutuklanması ve yerlerine Başkan Moise tarafından yeni atamaların yapılmasıyla sürdü.

Editör: TE Bilisim