Körfez diktatörlerinin korkulu rüyası olan Arap Baharı adım adım kışa döndürüldü. Suriye’de İran, Rusya engeline takılan demokrasi ve özgürlük hareketi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) fitne operasyonları ile bastırıldı. Yemen ve Libya kaosa mahkûm edilirken, Mısır’ın ardından Tunus’ta da “başarılı” bir darbe ile Arap sokaklarının özgürlük hayalleri yok edildi. Bir süredir darbe hazırlığı yaptığı öne sürülen Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, meclisi ve hükümeti feshettiğini duyurdu. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığını açıklayan Said, Başbakan Hişam el-Meşişi'yi görevden aldığını ve kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını bildirdi. Görevden alınan Başbakan Hişam el-Meşişi'nin ordu tarafından tutuklandığı iddia edildi.

İÇ SAVAŞ TEHDİDİ!

Tunus Cumhurbaşkanlığının yayınladığı videoda, “Tunus’un içinde bulunduğu yağma, yangın ve durum karşısında ülkeyi kurtarmak için olağanüstü önlemler alması gerektiğini” belirtti. Said, silah kullanmaya çalışanlara ordunun “gerçek mermiyle” karşılık vereceğini söyleyerek darbeye direnenleri de açık bir dille tehdit etti.

GANNUŞİ’DEN “DİRENİŞ” ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Said’in açıklamaları darbe olarak nitelendirildi. Tunus Meclis Başkanı ve ülkedeki en büyük parti olan Nahda Hareketi'nin lideri Raşid el-Gannuşi, Said'i darbe yapmakla suçladı. Gannuşi, yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanının yasal bir dayanağı olmayan kararları, bir darbedir, anayasayla yorumlamak yanlıştır" dedi. Meclis binasına girmesi askerler tarafından engellenen Gannuşi, “Halkı demokrasiyi yeniden tesis etmek için barışçıl mücadeleye çağırıyoruz” ifadeleriyle Tunusluları devrime sahip çıkmaya davet etti.

“TÜRKLER YAPTI BİZ DE YAPABİLİRİZ”

Eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki, Said'in aldığı kararların "darbe" olduğunu söyledi. Merzuki, Türkiye'de yaşanan darbe girişimine işaret ederek, Türk halkının bu girişimi başarısızlığa uğrattığını hatırlattı. Merzuki, "Biz de Türk halkı gibi bu darbeyi başarısızlığa uğratabiliriz. Türk halkı çok daha büyük bir darbe girişimini başarısızlıkla sonuçlandırdı" ifadesini kullandı.

AL JAZEERA’YE BASKIN

Öte yandan Tunus güvenlik güçlerinin gece yaşanan darbeden sonra Katar merkezli Al Jazeera televizyon kanalının Tunus'taki ofisine baskın düzenlediği belirtildi. Al Jazeera'nin Twitter hesabından yapılan açıklamada, ofislerine sivil giyimli güvenlik güçlerince baskın düzenlendiği ifade edildi. Açıklamada, baskından sonra tüm çalışanların ofisten çıkarıldığı, cihaz ve telefonların kapatılmasının istendiği aktarıldı.

LİBYA'DAN SAİD'İN KARARLARINA TEPKİ

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Tunus'ta yaşananlara kayıtsız kalmadı. Libya'da darbeci Hafter'in yönetimi ele geçirmek için darbe girişiminde bulunmasını, "14 Şubat 2014 Hafter darbesi" ifadesiyle hatırlatan Mişri, Tunus'taki gelişmeyi bununla kıyaslayarak, "25 Temmuz 2021 Kays darbesi" nitelendirmesini yaptı. Mişri, açıklamasının devamında, "Bu gece düne ne kadar benziyor" değerlendirmesinde bulundu.

Tunus'ta özellikle Meclis Başkanı Gannuşi’nin Türkiye'ye olan yakınlığı herkesin malumu. İslam ve demokrasinin birbirine tezat olmadığını savunan Gannuşi, Asr-ı Saddet dö- neminin buna en güzel örnek olduğunu belirtiyordu. Tunus’ta Zeynelabidin bin Ali rejimin devrilmesiyle 20 yıldır ayrı olduğu Tunus’a geri dönen Gannuşi, Tunus için en güzel demokrasi modelinin “Türkiye demokrasisi” olduğunu belirtmişti. Gannuşi, darbenin ardından yaptığı açıklamada, “Faili kim olursa olsun darbeyi reddediyoruz ve Meclisin önünde bekliyoruz. Türkiye’den aldığımız ders bize şunu gösteriyor: Darbe gerçekleştirse sokağa çıkmamız lazım” sözleriyle her anlamda Türkiye’yi model aldığı görülüyor.

LİBYA KIRILMASI!

Türkiye’nin benimsediği dış politikaya uygun adımlar atmayı hedefleyen Tunus yönetimi ile Cumhurbaşkanı Kays Said arasında derin görüş ayrılıkları yaşanıyordu. Bu görüş farklılığı en belirgin olarak Tunus’un Libya konusunda atacağı adımların tartışıldığı sıralarda ortaya çıktı. Türkiye’nin Libya üzerinden Doğu Akdeniz’de kurduğu denge, bölge üzerinde hesap yapan Mısır, BAE, Yunanistan, Fransa ve İsrail’in hesaplarını bozdu. Gannuşi, Libya’daki meşru hükümetin tanınması gerektiği görüşünü savunurken, Kays Said aksi pozisyonda konumlandı. Türkiye’nin meşru hükümete verdiği destekle Libya’daki darbe girişimi başarısız olan BAE, Libya’nın komşusu Tunus’ta darbe ortamı oluşturmak için kolları sıvadı. Arap Baharı’nın başladığı ülke olarak zaten BAE’nin hedefinde olan Tunus, Türkiye’nin Libya vizyonuna yakın durunca darbe süreci hızlandı.

ADIM ADIM DARBEYE!

*Cumhurbaşkanı Kays Said nisan ayında kendini başkomutan olarak tanımladı. Kays'ın anayasal bir dayanağı olmadan kendini başkomutan olarak tanımlaması 'darbe hevesi' olarak yorumlandı. *İhvan ve Türkiye düşmanı siyasetçi Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musa, 6 Haziran'da askeri kıyafet giyerek ''parlamentoyu İhvancılardan kurtarma'' sloganıyla oturma eylemi başlattı.

*Tunus’u 23 yıl boyunca laik diktatörlükle idare eden ve 2011 yılında halk tarafından gerçekleşen gösterilerle indirilen Zeynelabidin bin Ali rejimine yandaşlığı ile tanınan Abir Musa, parlamentoda sadece son 1 yılda 20'den fazla oturumu sabote ederek Meclis'in çalışmasını engellemesiyle biliniyor. *Abir Musa'nın liderlik ettiği hareket sık sık sokak gösterileri düzenleyerek, meclisin ve hükümetin feshedilmesi çağrısı yapıyordu. *Son olarak Pazar günü sokağa dökülen Musa taraftarları Nahda bürolarına saldırdı. Hükümetin feshini isteyen darbe taraftarları "Yönetim ve hükümet… Bozuk sistem", "Ey vatandaş ayaklar altına alındın", "Halk siyasilerin yolsuzluğundan bıktı" ve "Hükümetin istifası ve meclisin feshedilmesine evet" yazılı pankartlar taşıdı.

Darbe planı basına sızdı

İngiltere merkezli Middle East Eye internet sitesinin 23 Mayıs’ta yayınladığı bir haberde verilen detaylarla, Tunus’ta bugün yaşanan sürecin birebir aynı olduğu görülüyor. Haberde yer alan belgelere göre, Kays Said’in danışmanları bir darbe planı yaparak Said’in Özel Kalem Müdür Nadya Akkaşa’ya “çok gizli” notuyla sundu. Belgeye göre, Cumhurbaşkanı Said’in Anayasa’nın 80. maddesi uyarınca ulusal bir olağanüstü hal durumunda tüm iktidarı ele alma yetkisini kullanması planlanıyordu. Ardından Meclis Başkanı ve Başbakan’ın da katıldığı ulusa sesleniş konuşmasıyla Cumhurbaşkanı Said’in yönetime el koyduğunu duyurması öngörülüyordu.

Arap Baharı'nın başladığı yer

Tunus'ta Muhammed Buazizi adlı bir gencin, seyyar satıcılık yaptığı arabasına el konulması ve yetkililerce uğradığı kötü muamele nedeniyle 17 Aralık 2010'da kendini yakmasının ardından Tunuslular, kitleler halinde sokağa dökülmüştü. Tunus'u 24 yıldır demir yumrukla yöneten Zeynel Abidin Bin Ali'nin 14 Ocak 2011'de yakın ailesini de yanına alarak ülkeden kaçmasıyla, Arap Baharı'nın fitili ateşlenmişti.

Hafter’den darbeye destek

Libya'da meşru hükümeti, Rusya, BAE ve Mısır desteğiyle devirmeye çalışan darbeci Hafter’den Tunus’taki darbeye destek geldi. El Arabiya’ya konuşan Hafter, Müslüman Kardeşleri hedef göstererek, "Tunus, Müslüman Kardeşler'e karşı ayaklanmanın ardından gelişiminin önündeki en büyük engelden kurtuldu" dedi.

Darbe’nin arkasında BAE var

BAE Veliaht Prensi MbZ’nin danışmanlarından olan Dhahi Khalfan'ın 4 gün önce twitter’dan yaptığı "İyi haber, yeni bir darbe geliyor" paylaşımla “Darbenin arkasında BAE mi var?” sorusunun cevabını vermiş oldu. Khalfan, Tunus'ta gerçekleşen darbe sonrasında sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı son mesajda ise, "Çoğu zaman büyük olaylar olmadan önce bunu hissediyorum. Sırrı nedir bilmiyorum" ifadelerini kullandı.

Halk sokaklarda

Said'in darbe açıklaması, darbe taraftarları ve karşıtlarını sokağa döktü. Kays yanlıları darbeyi kutlarken, darbe karşıtları ise Meclis binasının önüne gelerek Gannuşi’ye destek verdi. Emniyet güçleri Meclis binası önünde toplanan darbe karşıtları ve destekçilerine müdahalede bulundu.

Diriliş Postası yazmıştı: Tunus’ta Mısır senaryosu mu?

Diriliş Postası muhabiri Furkan Benli 19 Tem 2021'de "Tunus’ta Mısır senaryosu mu?" başlığı ile yaptığı haberde, BAE destekli Abir Musa'nın 25 Temmuz'da halkı sokağa dökmeye hazırlandığını, böylece darbe için zemin hazırlayacağını yazmıştı. Haberde, Mısır'da 30 Haziran 2013'te Tahrir Meydanı'nda başlatılan ve 3 günde yapılan darbeye benzer bir darbe planlandığına dikkat çekilmişti.

Editör: TE Bilisim