Bilgay Duman / Yusuf Can Ayaz / Analiz

2014 yılından sonra terör örgütü DEAŞ’a karşı mücadele çerçevesinde başta Irak ve Suriye olmak üzere Orta Doğu’daki askeri varlığını tahkim eden ABD, 2021 yılı itibarıyla Afganistan ve Irak’tan çekilme programını başlattı. Nitekim ABD ve Irak arasında yürütülen Stratejik Diyalog Görüşmelerinin dördüncü turunun ardından ABD’nin Irak’taki “muharip askerlerinin” tamamen çekileceği açıklandı. Fakat bu açıklamaya rağmen ABD’nin Irak’taki askeri varlığının statüsü halen tartışılır durumda. Zira ABD’nin Irak’taki varlığı ülkenin iç politikasına etki ettiği kadar hem İran’ın Irak’taki etkisi hem ABD-İran çekişmesi hem de ABD’nin Orta Doğu politikasında önemli rol oynuyor. Bu noktada Irak’ın ABD açısından Orta Doğu’daki harekât üssü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle ABD’nin “muharip askerlerini” Irak’tan çekeceği açıklansa bile, bir şekilde Irak’taki siyasi, askeri, diplomatik, toplumsal ve ekonomik alanlarda etkisinin devam etmesi beklenebilir.

ABD ASKERLERİ 2014’TE TEKRAR IRAK’A YERLEŞTİ

ABD’nin Irak’ta 20 Mart 2003’te işgalle başlayan askeri varlığı, 2007 yılına gelindiğinde 180 bine ulaşmıştı. ABD ile Irak arasında Ekim 2008’de ABD kuvvetlerinin 2011 sonunda Irak’tan tamamen çekilmesini öngören, stratejik ve güvenlik işbirliğine ilişkin Kuvvetlerin Statüsü Anlaşması imzalandı. Nitekim 2011 yılının Kasım ayı itibarıyla ABD’nin son “muharip askeri birliği” de Irak’tan ayrılırken, sınırlı sayıdaki üslerde Irak güvenlik güçlerinin eğitimi, bu güçlere destek verilmesi ve ülkedeki ABD unsurlarının korunması amacıyla bir kısım ABD askeri ülkede kalmaya devam etti. Ancak önce Suriye’deki gelişmeler ve ardından terör örgütü DEAŞ’ın 2014’te Musul’u kontrolü altına almasıyla başlayan sürecin ardından, ABD askerleri, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu kapsamında yeniden Irak’a yerleşti. Nitekim DEAŞ’ın ele geçirdiği tüm bölgelerin geri alındığı 2017 sonu itibarıyla yaklaşık 5 bin 200 ABD askeri Irak topraklarını arşınlıyordu.

ABD VE İRAN IRAK’TA KARŞI KARŞIYA

Özellikle 2016’da ABD başkanı seçilen Donald Trump’ın İran’ı doğrudan hedef alır bir dış politika izlemesi, ABD’nin Irak’taki varlığının sürmesine sebebiyet verdi. Nitekim söz konusu dönemde ABD ve İran, milis gruplar üzerinden Irak’ta sıklıkla karşı karşıya geldi. Bu karşıtlığın zirve noktası, 3 Ocak 2020’de Irak’ta İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Şii milis grupların çatı yapılanması Haşdi Şabi’nin Genel Sekreteri Ebu Mehdi el-Mühendis’in ABD’nin düzenlediği bir suikast sonucu öldürülmesi oldu. Bu olayın ardından Irak parlamentosundaki Şii milletvekillerinin katılımıyla düzenlenen oturumda Irak’taki yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasına yönelik bir karar alındı. Yapılan oturuma her ne kadar Şii grupların dışında bir katılım sağlanmamış olsa da hem 2019’da başlayan protesto eylemleri hem Irak’taki Şii milis güçlerin ABD unsurlarına yönelik saldırıları ve hükümet üzerinde kurduğu baskı hem de Irak’ın dış politikada denge arayışına girmiş olması, Irak’ın ABD ile ilişkilerini yeniden düzenleme ihtiyacını beraberinde getirdi. Buna ek olarak 2020’de Joe Biden’ın ABD başkanı seçilmesinin ardından ABD’nin de dış politikada farklı bir yönelime gittiği görüldü.

KAZIMİ VE BİDEN ANLAŞMA İMZALADI

ABD ile Irak arasında Stratejik Diyalog Görüşmelerinin dördüncü turu 23 Temmuz 2021’de yapıldı ve Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin görüşmelerin tamamlanmasının ardından, bunların ABD güçlerinin çekilmesi hakkında yapılan son tur görüşmeler olduğunu açıklayarak, ABD’nin muharip askerlerinin Irak’tan çekileceğini ilan etmiş oldu. Zira 26 Haziran 2021 tarihinde Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi ABD’ye giderek ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmüş ve anlaşma imzalamıştı. Anlaşmaya göre ABD’nin askerlerini Irak’tan 2021 yılı sonuna kadar çekmesi ve Irak’a askeri danışmanlık ve eğitim hizmeti sunmak için bölgede kuvvet bulundurması öngörülüyor.

ANLAŞMAYA İLİŞKİN TARTIŞMALAR

2021 sonundan itibaren eğitim ve danışmanlık kapsamında Irak’ta ne kadar Amerikan askerinin kalacağı hakkında net bir bilgi yok. Hatta ABD tarafından bu sayının tam olarak açıklanmayacağı belirtildi. Bu durum pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Irak’ta özellikle eğitim, teknik destek ve danışmanlık alanlarında hizmet vermekte olan ABD’li askeri ve sivil unsurların yoğunlukta olduğu ve az sayıda muharip sınıflara mensup askerinin bulunduğu biliniyor. Bu nedenle gerçekleştirilen görüşmelerin sadece muharip askerler üzerinden yapılmasının, Irak’ta yaklaşık 2 bin 500 askeri bulunan ABD’nin Irak üzerindeki kontrolünü önemli ölçüde etkilemeyeceği öngörüleri yapılıyor. Öte yandan Irak hükümeti Stratejik Diyalog Görüşmeleri ve “ABD muharip kuvvetlerinin Irak’tan çekilmesi” konusunu iyimser bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih görüşmeleri Irak’ın egemenliği çerçevesinde yorumlarken, Irak Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi görüşmeleri Irak’ın tam kapasiteye ulaşması yolunda atılan emin adımların bir parçası olarak nitelendirdi.

IKBY’deki siyasi güçler ABD kalsın istiyor

Öte yandan ABD’nin Irak’tan çekilmesine başta Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) olmak üzere özellikle IKBY’deki siyasi güçler karşı çıkıyor. Kürtlerin stratejik ortağı ve başlıca destekçisi olarak görülen ABD’nin Irak’tan çekilmesine ilişkin sürecin Kürtlerde endişeye yol açtığı ifade edilebilir. Nitekim Kürtlerin gerek Irak merkezi hükümeti gerekse Irak’taki diğer siyasi güçlere karşı aldığı pozisyonlarda en güçlü desteği ABD veriyor. ABD’nin dördüncü tur Stratejik Diyalog Görüşmelerinin hemen öncesinde Peşmerge güçlerine 80 civarında zırhlı askeri araç desteği sunması da Kürtlerin endişelerini gidermeye ve desteğin devam edeceğine yönelik bir mesaj olarak değerlendirilebilir. ABD’nin savaş alanından çekilmesi NATO’nun Irak’ta daha etkin olmasına da zemin hazırlayabilir. Zira Biden’ın uluslararası örgütleri daha aktif kullanma yönünde bir dış politika yaklaşımı benimsediği ve bu konuda NATO’ya özel bir önem atfettiği görülüyor. Nitekim 17-18 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirilen NATO Savunma Bakanları toplantısında DEAŞ’a karşı mücadele çerçevesinde Irak’taki NATO misyonunun kademeli olarak genişletilmesine karar verilirken, personel sayısının ise 500’den 4 bine çıkarılacağı açıklandı. Bu hamle ABD’nin taktiksel bir adım attığına yönelik yorumları da beraberinde getirdi.

‘Çekilmiş görünme’ kurgusu

Nitekim NATO’nun ABD’den bağımsız hareket etmesi pek olası görünmüyor. ABD böylece hem sorumluluğu kendi üzerinden atıyor hem de İran’ı birçok muhatapla karşı karşıya bırakıyor. Öte yandan bu durum NATO kapsamında Türkiye’ye Irak’ta askeri alanda yeni fırsatlar sunabilir. ABD’nin, Irak’ın tamamen İran kontrolüne girmemesi için bölge ülkeleriyle temas kurma çabalarını desteklediği de dikkate alındığında, Amerikan askerlerinin bölgeden kısmen çekildiği süreçte Irak-Türkiye ilişkilerinde de bir ivmenin yakalanabileceği öngörülebilir.

Sonuç olarak ABD’nin çekilme kararıyla taktiksel bir hamle yaptığı, bölgeden çekilmeden çekilmiş görünmenin bir kurgusunu ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.

Kaynak: AA

Editör: TE Bilisim