Sümeyye Aksu / Özel Haber

Son iki yıldır tüm dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs salgını yüzünden zaten iyice bozulan ruh halimize deprem, kuraklık belirtileri, günlerdir devam eden orman yangınları ve seller gibi doğal afetler de eklenince psikolojimiz alarm vermeye başladı. Dünya genelinde ise sel, fırtına, yangın ve deprem gibi afet haberleri peşi sıra geliyor. Uzmanların yıllardır uyardığı iklim krizi, kapımızdan girdi. Tüm bunlar, geleceğimizle ilgili ciddi kaygı yaşamamıza neden oluyor. Paylaşılan görüntüler yüreklerimizi parçalıyor. Özellikle sosyal medya kanallarındaki felaket görüntüleri insanlarda kaygı, depresyon, öfke, çaresizlik, travma ve saldırganlığa sebep olabiliyor. Tüm bunlara sosyal medyadaki asılsız ve ürkütücü haberler yayan felaket tellalları da eklenince insanlar deyim yerindeyse 'boğulmaya' başladı. O yüzden bu gibi dönemlerde, sağlıklı medya kullanım alışkanlıklarına sahip olmak ve çocukları da bu bilgi kirliliğinden korumak gerekiyor. Toplum olarak içerisinden geçtiğimiz süreci anlatan Psikolog Dilara Ocak, ruh sağlığımızı nasıl korumamız gerektiğini Diriliş Postası’na anlattı.

 PSİKOLOJİK SIKINTILARA ZEMİN HAZIRLIYOR

İnsanların dünyayı güvenilir bir yer olarak algılama ihtiyacı duyduğunu ifade eden Psikolog Dilara Ocak, bu ihtiyacın insanın kendisini güvende ve kontrol altında hissetmesi açısından önemli olduğunun altını çizdi. Psk. Ocak, afetlerin insanların güven algısını sarsan durumlara yol açarak gelecekte bir takım psikolojik sıkıntılara zemin hazırladığını belirtti.

EMPATİ DUYGUSU KRİZİ KÖRÜKLÜYOR!

"Krize sokan durumlardan biri de kayıp yaşantısıdır. Sıklıkla sevilen kişinin kaybı ile ilişkilendirilse de kayıp duygusunun içinden geçtiğimiz afetlerle de tetiklediğini gözlemliyorum" diyen Psk. Ocak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette koronavirüs nedeni ile yaşamını yitiren sevdiklerimiz oldu. Ama böyle bir kaybı yaşamayanlar da rutin yaşamlarını, gelecek duyumsamalarını, alışkanlıklarını 'bilindik dünyalarını' kaybettiler. İşte yangın afeti de bir kayıp. Ormanımız yeşil doğamız, güvende olduğumuz duygusu. Hep kayıp yaşantısı”

BİRDEN FAZLA YOLU VAR

 “Koronavirüs salgını ve ülkemizde devam eden doğal afetler bazı psikolojik sorunlara yol açıyor” diyen Psk. Ocak, “Depresyon, kaygı, öfke, çaresizlik, travma ve panik gibi sorunlara yol açan bu süreç hepimizin oldukça yorucu ve bıkkın bir dönem yaşamımıza sebep oluyor. Fakat süreç bizi psikolojik olarak zorlasa da bu tür zamanlarda ruh sağlığını korumak ve iyileştirmenin birden fazla yolu vardır” dedi. 

“PAYLAŞIM YAPMAK ZORUNDA HİSSETMEMELİYİZ”

 Özellikle böyle zamanlarda sosyal medya hesaplarından olaylarla ilgili paylaşım yapmak zorunda hissetmememiz gerektiğini ifade eden Psk. Ocak, “Deprem, sel, yangın gibi afetlerde hemen instagramda, twitter da bununla alakalı bir şeyler paylaşmak zorundaymışız gibi hissediyoruz. Buda bizim modumuzu düşürüyor. O yüzden her haber ile ilgili görüş bildirmek zorunda hissetmemeliyiz kendimizi” dedi.

GÜZEL HABERLERE UYANMAK

Gece yatmadan öncede haberleri araştırmanın sabaha daha mutsuz, psikolojik olarak kötü uyanmamıza sebep olduğunu vurgulayan Psk. Ocak, “O yüzden yatmadan önce haberleri araştırmamaya dikkat edelim. Sabahları uyandığımızda bizi böyle mutlu edebilecek haberlerle uyanırsak günümüz ona göre şekillenir” ifadelerini kullandı.

 “YARDIMLARDA BULUNABİLİRSİNİZ”

 Bu tarz zamanlarda kaygı, korku, öfke işte ben elimden geleni yapabiliyor muyum tarzında bir bakış açısına sahip olabildiğimizi söyleyen Psk. Ocak, “Bununla alakalı eğer çok fazla kaygı, panik ya da kendim elimden geleni yapmıyor hissi yaşıyorsak ben ne yapabilirim bu durum için diye düşünebiliriz. Benim önerim ise doğayı seven bir insan olarak devam etmek çok daha büyük katkılar sağlıyor. Buda ruh halimizi daha iyi etkiler. Evet ya ben elimden geleni yaptım. Psikolojisine bürünüyorsa insanın iyi hissetmesine neden olur” dedi.

“Obsesyonlar geliştirmek çok doğal”

Aslında yaşanılan doğal afet ve salgın gibi durumların dünyanın her yerinde her zaman geçekleşmiş durumlar olduğunu söyleyen Psk. Ocak, insanların bu durumlarda kaygı yaşaması ya da obsesyonlar geliştirmesi çok normal olduğunu belirtti. Fakat eski zamanla kıyasla şu anda çok daha büyük bir dezavantajın olduğunu işaret eden Psk. Ocak, “Bu durum bize sosyal medya ile birlikte fazlasıyla ek olarak geliyor. Dolayısıyla da bununla baş etmek için nasıl mücadele edeceğimize dair bir araştırma yapmak zorunda kalıyoruz. Bununla alakalı birkaç yöntem var aslında bize de çok iyi gelecek. Onları denersek, mutlaka avantajlarını göreceksiniz” diye konuştu

Stresle başa çıkmanın yolları:

• Umutsuzluğa kapılmayın ve olumlu düşünmek için gayret edin.

• Hissedilen yoğun olumsuz duyguların zamanla geçeceğini sık sık kendinize hatırlatın.

• Haberleri takip etmeye biraz ara verin veya güncel bilgileri alma sürenizi mümkün olduğunca sınırlandırmaya çalışın.

• Neler olduğuna dair genel bir fikre sahip olmak için gündemi takip etmekte ısrarcıysanız, gün içinde belirli zamanlarda, söylentilerden ve spekülasyonlardan uzak duran saygın kaynakların açıklamalarına odaklanın.

• Sadece doğruluğuna emin olduğunuz bilgileri paylaşmanızın, başkalarının korkularının yatışmasına ve onlarla bağ kurmanıza yardımcı olacağını göz önünde bulundurun.

• Mümkünse psikoloğunuzdan sanal yardım alın veya stres giderici bir uygulama indirin.

Sosyal medyadaki bilgi kirliliğine dikkat!

Sosyal medyada doğal afetlerle mücadeledeki bilgi kirliliğine değinen ve insanları uyaran Psk. Ocak, “Son dakika haberleri böyle çok ani gelen yine travmaya neden olabilecek durumlardır. Sonrasında nasıl ilerledi diye bütün haber kaynaklarından bunu öğreneyim demek yerine yavaş yavaş irdelemek daha doğru olacaktır. Çünkü bir anda bütün serotoninimizi kaybetmek, bütün kötü haberlere odaklanmak bizi psikolojik olarak çok kötü etkiliyor. Haberlere genel olarak ne yapıyoruz? Sosyal medyadan inceliyoruz twitter, instagram gibi. Bunun yerine gazeteden ya da daha sağlam güvenilir haber kaynaklarından araştırmak bize çok daha iyi gelecek. Çünkü sosyal medyadan herkes istediği haberi istediği şekilde yayabiliyor. O yüzden hiç güvenilir değil. Psikolojik açıdan da bu bizi çok fazla zorlar” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: TE Bilisim