Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, Pınar Gültekin cinayetinde katil Cemal Metin Avcı'nın ailesinden şüpheliler Selim Avcı, Eda Avcı, Ayten Avcı ve Şükrü Gökhan Orhan'ın kasten adam öldürme olayı sonrasındaki bir zaman diliminde, birlikte olay mahalline gidip suç delillerini yok ederek, gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirdi. Bu şüpheliler hakkında iddianame düzenlendi.

Başsavcılık aynı aileden olan şüphelilerin ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesini talep etti. Başsavcılık, hazırladığı 8 sayfalık yeni iddianame ile davanın birleştirilmesini talep etti. Pınar Gültekin davasının 26 Eylül'deki duruşmasında birleştirilme kararının verilmesi bekleniyor. Gültekin ailesinin Avukatı Dr. Rezan Epözdemir, hukukta olağanüstü yol olan kanuna yarına bozma talebinde bulunmuştu.

Adalet Bakanlığı ve Yargıtay bu kişilerin şüpheli olabileceğine dair iddianame düzenlenmesi gerektiğine karar vermişti. Bunun üzerine Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, Avcı'nın eski eşi, annesi ve ortağı için iddianame düzenleyerek, davanın birleştirme talebiyle birlikte, yargılamanın yapıldığı mahkeme olan Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği öğrenildi.

CHP'Lİ VEKİL CİNAYETİ ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞMIŞTI

Muğla'da vahşice katledilen Pınar Gültekin'in babası, kendisini arayıp şikayetinden vazgeçmesini isteyen CHP milletvekilinin Süleyman Girgin olduğunu daha önce açıklamıştı. Ayrıca baba Sıddık Gültekin CHP'nin sözcüsü Özgür Özel'in davada yanında olduklarını belirtip CHP'de başka işler döndükten sonra CHP'li vekilin adını verdiğini belirtmişti...

"HUKUKİ SÜRECİN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"

Avukat Dr. Rezan Epözdemir yeni gelişme ile ilgili, "Başından beri sürecin içerisinde başkaca faillerin de olduğunu iddia ediyorduk, bütün hukuki yollara başvurduk ve bu iddianameyle yargılama önemli ölçüde genişledi. Bundan sonra da hukuki surecin sonuna kadar takipçisi olacağız, adaletin tecellisi ve maddi gerçeğin ortaya çıkması için mücadelemiz devam edecek" dedi.

NE OLMUŞTU?

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020'de Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.

Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmemişti. Avcı, deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.

Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, "delil karartmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.

DAVA SÜRECİ

Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.


Yaklaşık 10 saat süren 9 Kasım 2020'deki ilk duruşmada mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Pınar Gültekin'in kesin ölüm nedeninin saptanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili 1. Adli Tıp İhtisas Kuruluna yazı yazılarak yeniden rapor istenmesine ve olay yeri inceleme uzmanı ve bilirkişi marifetiyle olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek, duruşmayı 4 Ocak 2021'e ertelemişti. İkinci duruşmada baba Sıddık Gültekin, mahkemede adil yargılama olmadığını öne sürerek salonu terk edip reddi hakim talebinde bulunmuş, duruşma 15 Şubat'a ertelenmişti.

Üçüncü duruşmada mahkeme heyeti Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, kardeşi Mertcan Avcı'nın yurt dışı yasağı ile tahliyesine karar vermiş, yeniden keşif talebini de reddeden mahkeme heyeti, bu celse dinlenemeyen tanıklardan birinin dosyaya yeni bir şey katmayacağından dinlenmesine yer olmadığına, bir tanığın ise sonraki celseye zorla getirilmesine, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine hükmederek duruşmayı 26 Nisan'a ertelemişti.

Dördüncü duruşmada mahkeme heyeti, sanıklardan Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine, android şifresi ile ilgili yazılan müzekkere ile ilgili, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne gönderilmesine hükmederek duruşmayı 12 Temmuz'a ertelemişti.

Beşinci duruşmada mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilen adli yardımlaşma talebinin dönüşünün beklenmesine, sanık müdafilerinin talebi doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. Üst Kurulunun gönderdiği rapora esas Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesi raporunun bir örneğinin mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar vererek duruşmayı 27 Eylül'e ertelemişti.

Editör: TE Bilisim