Sümeyye Aksu / Özel Haber

Günlük hayatı olumsuz etkileyen ve insan vücudunda büyük oranda hareket kaybına neden olan bel fıtığı rahatsızlığı; duruş bozukluğu ailesel yatkınlık ve aşırı kilo gibi nedenlerle omurlarda bulunan disklerdeki bozulmayla kendini gösteriyor. Bel fıtığı, sinirlere baskı yapabiliyor ve bu baskı özellikle bacağa yansıyarak şiddetli ağrılara sebep oluyor. Çalışma hayatına da pek çok olumsuz etkisi olan bu rahatsızlık hakkında Fizyoterapist Seren Özer, Diriliş Postası’na açıklamalarda bulundu.

BEL FITIĞI BACAK AĞRISINI TETİKLİYOR

“Belimiz; vücut ağırlığımızı taşıyan, üst gövde yükünü bacaklarımıza aktaran, alt ve üst ekstremiteler arasındaki ilişkiyi kuran ve gövde hareketlerimize olanak sağlayan çok fonksiyonlu bir yapıdır” diyen Fizyoterapist seren Özer, “Belimizde L1-L5 olarak adlandırılan 5 adet omur mevcuttur. Her iki omurun arasında disk adı verilen iki tabakalı bir yapı mevcuttur. Bu iki tabakadan dışarıda olan yapı daha sert iken içte bulunan yapı jel kıvamlı ve daha yumuşaktır. Bu diskler; omurga üzerine binen yükleri eşit olarak dağıtarak harekete katkı sağlar ve omurilikte sinir köklerini korumaktadır” dedi. Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat duruş bozuklukları, yanlış ağırlık taşımak, ailesel yatkınlık, yaşlanma, aşırı kilo, bel ve çevresindeki kasların kuvvetinde yetersizlik gibi birçok sebep ile disklerde bozulma meydana gelebilir. Diskin dış kısmının zayıfl aması veya yırtılması ile iç kısımdaki yapı dışarı doğru kayar ve sinirler üzerine baskı yapmaya başlarsa bu durumu bel fıtığı olarak adlandırırız. Bel fıtığı, sinirler üzerinde baskı yapabildiği için özellikle bacağa yansıyan ağrıya neden olur. Sinirlere olan basının düzeyine göre semptomlar değişiklik gösterebilir”

Dengeye dikkat edilmeli

Özer “Ağır yük kaldırırken ve ani dönme hareketlerinde dengeli olmaya dikkat etmeliyiz. Ağır bir cisim kaldırırken dizleri bükmeden eğilmek, omuz üstü ağır cisimler kaldırmak ve aşırı-tekrarlayıcı uzanma hareketleri, dizleri kırmadan ağır nesneler itmek, bel desteği olmadan uzun süre oturmak gibi disklere baskıyı arttıran aktiviteler bel fıtığı oluşma riskini arttıracaktır.” diye konuştu.

Sert yatak çözüm değil

“Sert yatakta ya da yerde yatmanın fıtık ve ağrı tedavisinde kanıtlanmış etkinliği mevcut değildir. Çok sert ya da çok yumuşak yatak seçimi uygun değildir. İdeali orta sertlikte omurganın sağlıklı pozisyonunu sağlayacak yapıda olmasıdır. Kişinin fizik özelliklerine uygun yatak seçimi önemlidir” açıklamasında bulunan Özer uyku pozisyonlarının da önemini vurguladı. Yatış pozisyonlarında ise; yüzüstü yatma pozisyonunun çoğu yayının ortak sonucu ile omurga sağlığını olumsuz olarak etkilediği belirten Özer, “Sırtüstü yatarken uygun pozisyonlama omurganın stresini azaltıp ağrının azalmasına yardımcı olacaktır. Boyun, bel ve diz boşluklarına uygun yükseklikte destek uygulamaları ile yük azaltılabilir. Yan yatışta ise öne eğilme pozisyonu optimum sağlanırsa omurgaya binen yük azalır. Bu pozisyonda iki bacak arasına uygun boyutta yastık kullanımı hastayı rahatlatacaktır.Yatağa yatarken ve kalkarken gerekli destekler sağlanarak ani hareketlerden kaçınılmalıdır. Yatış pozisyonları ise kişinin fizik özellikleri, eşlik eden rahatsızlıkları, yatak ve yastık seçimine uygun olarak kişiye özel olarak planlanmalıdır” diye konuştu.

Hasta öyküsü ele alınmalı

”Teşhisi konulmadan önce hekim tarafından hasta öyküsü alınıp fizik muayene gerçekleştirilir” diyen Özer, “Hastanın kas gücü ve reflekslerini değerlendirmek amacıyla nörolojik muayene uygulanır. Fizik muayene sonrası röntgen, MR, BT gibi görüntüleme yöntemleri ile omurilik ve sinir basısı tespit edilir. EMG ile de hangi sinir kökü veya köklerinin fıtıktan etkilendiği belirlenir” diye konuştu.

KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ UYGULANMALI

Hastalığın pek çok durumda cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilebileceğini ifade eden Özer “Tedavi kişiye özel olarak planlanmalı ve uygulanmalıdır. Bel fıtığında cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi yöntemleri mevcuttur. İlerleyici kuvvet ve his kaybı, idrar ve gaita tutamama gibi ciddi nörolojik belirtiler haricinde acil cerrahi tedaviye gerek kalmadan tedavi edilebilir” ifadelerini kullandı.

“KISA SÜRELİ İSTİRAHAT VERİLEBİLİR”

“Tedavide ilk basamak omurgaya yük bindiren hareketleri kısıtlamak şeklinde olmalıdır. İstirahat ve hareket kısıtlamaları ise mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. Çok ağrılı durumlarda kişilere kısa süreli istirahat verilebilir fakat bu durum aktif istirahat olmalıdır. Kişi sağlıklı sınırlar içerisinde hareketlerine devam etmelidir. İşe gidip gitmeme durumu meslek grubuna bağlı olarak doktoru tarafından değerlendirilir” diyen Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu dönemde hekim tarafından, ağrıya sebebiyet veren tahrişi azaltmaya yönelik ağrı kesici ve kas gevşetici ilaç tedavileri uygulanabilir. Hekimin uygun gördüğü durumlarda steroid tedavisi yapılabilir. Korse de eğer gerekli ise kısa süreli kullanılabilir. Fizik tedavi yöntemleri bel fıtığı tedavisinde önemli bir yer tutar. Manuel terapi, kuru iğneleme, kinezyolojik bantlama, mobilizasyon, ağrı kesici akım tedavileri, sıcak-soğuk uygulamalar,lazer,ultrason en sık kullanılan tedavi yöntemleridir”

UZUN SÜRELİ KORSE KULLANIMINDAN KAÇININ

Özer “Korse; beli stabilize eder, kişiye emniyet hissi verir ve istenmeyen hareketleri sınırlayarak iyileşmeyi hızlandırmaktadır. Uygun korse, karın içi basıncını azaltarak belin yükünü azaltır. Fakat uzun süreli kullanımda; bel ve karın kaslarında zayıfl amaya sebep olabileceği, deride bası yaralarına sebep olabileceği ve kişide fiziki ve psikolojik bağımlılık gibi olumsuz etkiler oluşturabileceği için önerilmemektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

CERRAHİ MÜDAHALE ÖNERİLERİ

“Bel fıtığında cerrahi müdahale gerektiren durumlardan ilki ilerleyen güç kaybıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta sadece güç kaybının olması değil yapılan kontrollerle ilerleyici olarak kötüye gitmesidir. Bel fıtığında bacaktaki bazı kaslarda kuvvetsizlik olabilir fakat yürümeyi engelleyecek kadar ciddi bir güçsüzlüğün normal olmayacağını bilmeliyiz. Tüm bacak kaslarında meydana gelen güçsüzlük, idrar ve gaita tutamama gibi nörolojik belirtiler ameliyat gerektiren ikinci durumdur. Genellikle bu hastalar acil servis hastalarıdır ve acil müdahale gereklidir” diyen Özer sözlerine şu şekilde devam etti: “Cerrahi gerektiren üçüncü durum ise tüm müdahalelere rağmen geçmeyen ağrıdır. İlaç, fizik tedavi, enjeksiyonlar vb. tedaviler denenmiş fakat cevap alınamamışsa hasta cerrahi tedavi seçeneği seçilebilir. Bu seçenek inisiyatifi hastaya aittir” 

DURUŞ POZİSYONUNA DİKKAT!

Duruş pozisyonuna dikkat etmenin bel fıtığına karşı önemli olduğuna dikkati çeken Özer, “Yürürken, yatarken veya otururken omurgamızın minimum stres pozisyonunu sağlamalıyız. Dik durmaya, otururken bel boşluğumuzu desteklemeye önem vermeliyiz. Özellikle masa başı çalışan meslek gruplarında bilgisayar ile göz hizası optimumda tutulmalı, bel boşluğu ve sırt desteği sağlanmalı ve dizlerin 90 derecelik açısını sağlamak için destekleyiciler kullanılmalıdır.Yatarken sağlıklı pozisyonu sağlamak için uygun yatak seçimi çok önemlidir. Mutlaka ortopedik yatak tercih etmeliyiz. Uyku kalitesi ve omurga sağlığı için uygun yastık seçimi de çok önemlidir. Kişi kendisine en uygun yastığı seçmelidir.” dedi.

Stresin etkisi büyük

Mental stresten uzak durulması gerektiğini kaydeden Özer “Ayrıca bel ve boyun rahatsızlıklarında stresin büyük etkisi vardır. Mental stresten mümkün olabildiğince uzak kalmalıyız. İdeal kiloda olmak ise disklere binen baskıyı optimumda tutar bu nedenle kilo kontrolüne dikkat etmeliyiz” dedi.

Editör: TE Bilisim