Uluslararası Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi

Nefis kişinin kendisi demektir. Bu demek oluyor ki ilk rakibimiz nefsimizdir. Nefsimizi yenmek için ilk hamlemiz Allah’tan başka tapılacak varlık edinmemektir. Para, rütbe, teknoloji vb. şeylere haddinden fazla değer veriyoruz. Hâliyle kontrolü kaybediyor, nefsimizi bunların kölesi hâline getiriyoruz. Bu putları terk edersek nefsimize ilk darbeyi vurmuş oluruz. Nefsimizi yenmek için bir sonraki hamlemiz Rabbimizin bize verdiği nimetlere şükretmek ve bu nimetleri unutmamaktır. Yani denizdeki gemimiz fırtınaya yakalanınca “Rabbimiz bizi kurtar” deriz. Rabbimiz bize yardım eder, kurtuluruz ama sonra yine gaflet içinde yaşamaya devam ederiz. Peki, böyle mi olmalı? Elbette hayır… Allah bizi o fırtınadan kurtarıp gemimizi karaya sağ salim ulaştırmamızı sağlamışsa bizler Allah’ın verdiği bu lütfu unutmadan ona şükretmeye devam etmeliyiz. Nefsimizi alt etmek için yapmamız gereken son hamle kişiliğimize ağır gelen kurallara uymaktır. Bu şekilde ilk rakibimizi alt edebiliriz.

“RABBİM BİZİ KURTAR”

Bir başka rakibimiz de cehalettir. Kimileri, insanların eğitimli olmasını istemez; cahil kalmaları isterler. Yöneticiler, makam sahibi insanlar emellerine ulaşabilmek için karşılarında eğitimsiz, etkisiz insanların var olmasını ister, bunun için çaba gösterirler. Çünkü böyle insanları yönetmek kolaydır. Bunun için bizleri eğitim ve öğretimden mahrum ederler.

“SEVMEK DİNİMİZDE SINIRLIDIR!”

Bizleri bu kıymetlerden uzak tutacak her şeyi güzel göstermeye çalışırlar. Bizler de bize “güzel ve iyi” olarak gösterilen şeylerle bir ömür boyu oyalanıp dururuz. Bu duruma izin vermemiz gerekir. Eğer buna izin verirsek cahilliğimiz bize yön verir. Müslüman uyanık olmalı ve bu durumdan kendini kurtarmalıdır. Hz. Osman’ın cahillikle ilgili şöyle söylediği rivayet edilir: “Cehalet öyle bir binektir ki üzerine binen zelil olur; arkadaşlık yapan, yolunu kaybeder.” Yani değersizleşmek istemiyorsak cehaletten ve cahil insanlardan uzak durmamız gerekiyor.

Bir diğer rakibimiz de cimriliktir. Cimrilik Müslüman’ın düşmanıdır ve onunla savaşması gerekir. İnsan mal ve mülkü çok sever. Onları kolay kolay terk edemez. Sadaka verirse zenginliğinin eksileceğini zanneder. Kendisinden çok emin olduğumuz insanlar bile konu para olunca duraksayabiliyor. Seyyid Kutub, bir şeyi Allah’tan çok sevmenin insanı şirke sokabileceğini söylemiş. Sevmek de dinimizde sınırlıdır. Dünyanın düzeni için zenginin malını fakire vermesi, fakirin de isyan etmeden çok çalışarak sabretmesi lazımdır. İnsanlar arasında ekonomik eşitliği sağlamak için dinimiz zenginden kısıp fakire vermektedir. Hz. Ebubekir zekât vermeyenler ile sonuna kadar savaşacağını kesin olarak belirtmiştir. Zekât ve namaz Kur’an-ı Kerim’de her zaman birlikte zikredilmiştir. Dinin direği olan namaz ne zaman terk edilirse iman yıkılır. Zekât için de aynı sonuçları hiç şüphe duymadan söyleyebiliriz.

Editör: TE Bilisim