Ortadoğu’da diktatörlerin çocukları da genelde yönetimde önemli görevler üstlenirler ve babaları ülkeyi onlarca yıl yönetirken onlar da siyasetin içinde büyürler.

Büyük bir servete, İsviçre bankalarında gizli hesaplara, ülke içinde ve dışında geniş bir ilişki ağına sahip olurlar.

Seyfülislam Kaddafi örneğinde olduğu gibi, babaları Arap Baharı rüzgarıyla devrilen çocukların bir köşeye çekilip normal vatandaşlar gibi hayatlarını devam ettirememelerinin ve birileri tarafından hâlâ umut olarak görülmelerinin sebebi de budur.

Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek’in 2011’den bu yana sessiz olan oğullarından Cemal Mübarek, abisi Alâ Mübarek’in taziye için Abu Dhabi’yi ziyaret edip Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid’le görüşmesinden sonra dikkat çekici bir video yayınladı.

Bildiri niteliğindeki videoda İngilizce konuşan Cemal Mübarek, Mübarek ailesi hakkında yolsuzluk suçlamasıyla açılan tüm davaların sona erdiğini ve ailenin hukuk mücadelesini kazandığını söyledi.

Şubat 2020’de hayatını kaybeden Hüsnü Mübarek’e seslenerek, “Zafer kazandık, babacığım. Huzur içinde yat” dedi.

Avrupa Birliği Genel Mahkemesi, 2011’de alınan Mübarek ailesinin mal varlığını dondurma kararını geçen ay kaldırmıştı.

Mübarek ailesi hakkındaki yolsuzluk iddialarını “asılsız yalanlar” olarak niteleyen Cemal Mübarek’in açıklamalarından daha çok yıllar sonra kamera karşısına geçmesi ve İngilizce konuşması Arap sokağında büyük yankı uyandırdı.

Hüsnü Mübarek’in küçük oğlunun Abdülfettah es-Sisi sonrasına hazırlandığı, yayınladığı videoyla Mısır halkına değil Amerika ve Avrupa’ya seslendiği, BAE tarafından desteklendiği iddiaları gündeme geldi.

Mısır’ın ekonomik durumunun her geçen gün daha kötüye gittiği, borçlarının sürekli arttığı ve Abdülfettah es-Sisi’nin darbeyi destekleyenler için dahi artık taşıması zor bir yüke dönüştüğü sır değil.

Mısır ordusu için de önemli olan vesayetini korumaktır.

Ordu, 2011’de Hüsnü Mübarek’ten vazgeçtiği gibi zamanı geldiğinde Abdülfettah es-Sisi’yi gözden çıkarabilir.

Mısır Cumhurbaşkanı, geçen ay tüm siyasi partilere diyalog çağrısında bulunmuştu.

Fakat diyalogun organizasyonu istihbarata havale edilince ölü doğdu.

Devlet kontrolündeki medyaya birçok partiyi şemsiyesi altında toplayan Sivil Demokratik Hareket üyelerini görmezden gelmesi talimatı verildiği söyleniyor.

Abdülfettah es-Sisi’nin içinde bulunduğu krizden kurtulmak için gündeme getirdiği diyalog çağrısına Mısır Vakıflar Bakanlığı’ndan da destek geldi.

Bakanlık, ayetle desteklediği bildirisinde siyasi partileri diyaloga davet ederken öyle bir hataya imza attı ki sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna sunduğu bildiriyi apar topar yayından kaldırdı.

Çünkü diyalog çağrısına olumlu cevap vermek gerektiğine delil olarak getirilen ayette, Allah’ın Hz. Musa ve kardeşi Hz. Harun’a “İkiniz Firavun’a gidin, çünkü o sınırı çok aştı. Yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer” (Tâhâ:43-44) bildiriliyor.

Mısır Vakıflar Bakanlığı siyasi partilere seslenirken farkında olmadan Abdülfettah es-Sisi’nin “sınırı çok aşan bir Firavun” olduğunu ve aklını başına toplaması gerektiğini itiraf etmişti.