Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ve arkasındaki güçler ülkede Mısır’daki rejimin bir benzerini tesis etme yolunda attıkları adımları sürdürürken, feshedilen Tunus Parlamentosu’nun başkanı ve en-Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’den dikkat çekici bir itiraf geldi.

BBC’ye konuşan el-Gannuşi, en-Nahda Hareketi’nin bazı hatalar yaptığını ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kays Said’i desteklemelerinin “en büyük hataları” olduğunu söyledi.

Geçmişte demokrasiyi korumak için iktidarda olma haklarından vazgeçtiklerine dikkat çeken el-Gannuşi, aynı amaç için bugün de taviz vermeye hazır olduklarını ifade etti.

Arap Baharı sürecinde devrimin kazanımlarını korumak için en esnek davranan grup hiç şüphesiz en-Nahda Hareketi’ydi.

Raşid el-Gannuşi’nin bu konuda söyledikleri doğru ve hareketin söz konusu tavrı takdire şayan.

Kays Said’i destekleme hatasına düşmelerine gelince, orada konuşulması ve itiraf edilmesi gereken başka bir hata var.

Çünkü asıl o hata mevcut Tunus Cumhurbaşkanı’nın seçilmesine yol açtı.

Kays Said’in nasıl seçildiğine ve öncesinde yaşananlara bakılırsa en-Nahda Hareketi’nin nerede yanlış yaptığı net bir şekilde görülür.

Tunus cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 15 Eylül 2019’da yapılan ilk turunda 26 aday yarıştı ve doğal olarak oylar bölündü.

Kays Said geçerli oyların 18,40’ını, devrik rejim yanlısı işadamı Nebil el-Karvi 15,58’ini ve en-Nahda Hareketi’nin adayı Abdülfettah Moro ise 12,88’ini almıştı.

Raşid el-Gannuşi, aday gösterdiği yardımcısının her halükarda ikinci tura kalacağına inanmıştı fakat sonuçlar açıklanınca büyük bir hesap hatası yaptığı ortaya çıktı.

Abdülfettah Moro’nun yarış dışı kalmasıyla en-Nahda Hareketi’nin önünde Kays Said’i ya da Nebil el-Karvi’yi desteklemekten başka bir seçenek kalmamıştı.

Kısacası, en-Nahda Hareketi yolsuzlukla suçlanan eski rejim yanlısı bir ismin cumhurbaşkanı seçilmemesi için Kays Said’i “mecburen” desteklemişti.

Raşid el-Gannuşi’nin bahsettiği fedakârlık -ne yazık ki- cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde gösterilememiş, Moro’nun adaylığında ısrar edilmişti.

Oysa demokrasi yanlılarının üzerinde anlaşacakları bir isim ortak aday olarak desteklenebilirdi.

Örneğin devrim sonrasının ilk cumhurbaşkanı Munsıf el-Merzuki seçimlerin ilk turunda yüzde 2,97 oy aldı.

O seçimde el-Merzuki’nin aldığı oylar da Moro’ya ya da Moro için kullanılan oylar da el-Merzuki’ye gitmiş olsaydı en azından ikinci tura kalan Nebil el-Karvi değil el-Merzuki ya da Moro olurdu.

Demokrasinin henüz tam olarak yerleşmediği ülkede en-Nahda Hareketi başta olmak üzere demokrasi yanlısı tüm gruplar ortak bir aday üzerinde anlaşmalıydı.

Raşid el-Gannuşi ve en-Nahda Hareketi, 2019’daki seçimlerde devrimin kazanımlarını ve demokrasiyi korumak yerine hareket içinden bir ismin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasını önceledi.

Geniş kabul görecek bağımsız bir ismin aday gösterilmesi yönünde tavsiyede bulunanlara da “Kendi liderlerimizden birini aday göstermeye hakkımız yok mu?” cevabı verildi.

Dolayısıyla, doğru itiraf, “Demokrasi yanlıları olarak o gün ortak bir aday üzerinde anlaşamayarak ve Tunus halkını ikinci turda Kays Said ya da Nebil el-Karvi’den birini seçmeye mecbur bırakarak hata ettik” şeklinde olmalı.