Keşfetmek bir bakıma tanımaktır; tanımak ve tanınır kılmak için ortaya bir çaba koymaktır; eşyayı, dünyayı, varlığı ve kendini tanımaya çalışmaktır.

İnsan bir ömür boyu hayatı tanımaya, anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır.

Keşif süreci bir arayıştır; neyi önemsediğinizi, neye değer verdiğinizi gösterir bu arayış.

Arayış neticesinde aranan şey inkişaf eder.

İnkişaf keşfedilmek, ortaya çıkmak ve belirmek anlamlarına gelir; bir diğer manada gelişimdir.

İnsanın inkişafı kendisini arama, tanıma yani keşfetme sürecine girmesiyle başlar.

Kendisini keşfedememiş kimse neyi keşfedebilir?

Kendisinin farkına varamamış kimse neyin farkına varabilir?

İnsan olmak sürecinin keşfi sağlanmadan yapılan her keşif aslında ilerleme değil, gerilemedir.

İnsan var oluşa dair sorular sorabilen bir varlıktır.

Bu sorulara kendisini güvende hissetmesi için ihtiyaç duyar.

İnsan gerek dünya hayatına dair gerekse ölüm sonrasına dair sorular sorar ve cevaplar bulmaya çalışır.

Zira belirsizlik insanı rahatsız eder.

İnsan n’olacağım endişesi güden bir varlıktır.

Ölüm ötesine dair hiçbir inancı olmayanlarda dahi ölüm ve sonrası, yani belirsizlik müthiş rahatsız edici bir durumdur.

İnsan bu hakikati ya unutmaya, unutarak bastırmaya çalışır, ya da bu hakikatle uyumlu bir arayışa girer.

İnsanın kendi kendisiyle yüzleşmesi, kendisine yönelmesi, kendisine dair can alıcı sorular sorması kolay bir süreç değildir.

Bu sürecin sonucunda ancak inkişafını gerçekleştirebilir.

İnsan farklı yaratılmış, insana farklı bir misyon yüklenmiştir; bu misyon yeryüzünün imarıdır.

Bu imara ise kendi yaratılış farkındalığını fark etmeden başlanamaz.

İnsanı insan yapan değerler, insana dur diyecek iç mekanizmalar ve sınırlar harekete geçirilmediği müddetçe, yeryüzünü imar etmesi gereken insan bu defa imar değil, imha etmeye çalışır.

Yaratılmışlar içerisinde ayrıcalıklı bir değere sahip olan insan çoğu defa dışarıyı keşfe çıkar ama kendisini unutur.

Çoğu zaman yakında kaybettiklerini uzaklarda arar.

Doğruyu doğru yerde aramayanlar keşiflerini kendi inkişaflarına dönüştüremezler.

Kendisini keşfedememiş, kendisini ortaya çıkaramamış, kendisinin üzerindeki örtüleri kaldıramamış kişi farkını ve farklılığını ortaya koyamaz.

Kendisini keşfedememiş insanlardan oluşan bir toplumun ilerleme adına yaptığı keşifler kendisini hakikatten daha da uzaklaştırır.

İstenilen manada, insani anlamda değişim ve dönüşüm ancak kendi kendisini keşfetmiş insanın inkişafı ile gerçekleşir.

İşte o zaman insanlık gelişmişlik yolunda adım atmış olur.