Günümüz bilim adamlarının bir kısmı, “Allah” dememek için, elinden gelen mücadeleyi veriyor. Onlara göre, “Allah” demeyi, bilim kabul etmiyor. Sırf bu sebepten dolayı, her şeyi haşa Allah’tan soyutlayarak, kendilerince doğruya en yakın olan hangi fikir ise, onu makul (!) görüyorlar.

 

DOĞRU BİRDİR MÜTEADDİD OLAMAZ!

Önceki gün, gençlerle İsra Suresi’nin 44’üncü ayeti kerimesini mütalaa ile “Tevhid” konusunu zihnimize der-hatır ediyorduk. Âlemin her bir cüzünde bu ayetin tecellisini görme gayretine girmiştik. (Yedi gök, yeryüzü ve içindekiler, O'nu tesbih ederler. Onu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini kavrayamazsınız. Şüphesiz ki O Halimdir, ceza vermekte acele etmez. Gafurdur, günahları çokça bağışlar)

 

Gençlerden biri, arkadaşının “Allah’ın olmadığını ispat edebilirim” şeklinde bir paylaşımda bulunduğunu söyledi. “Nasıl?” diye sordum kendisine. Son günlerde, özellikle kendini entelektüel (!) gösterme gayretinde olanların, diline pelesenk olmuş, “Büyük patlama” diye tabir ettikleri “Big Bang” olayından bahsetti. Sonuç olarak da âlemde olan her şey ile bu hadise arasında münasebet kurmuş bizim gencin arkadaşı…

 

KULAKLARINA ÜFÜRÜLENİN, HAMALLIĞINI YAPIYORLAR
Hâlbuki varsayılan bu olayın olması, Allah’ı inkar değil; bilakis Allah’ı kabul etmeği gerektirir. Çünkü kâinatta görünen bu acib intizamı Allah’tan başka şeylere isnad etmek, ilim, irade, kudret gibi Allah’a ait ne kadar sıfat varsa, o şeylerde bu sıfatların bulunduğunu kabul etmeği gerektirir. Kabul etmedikleri bir ilah yerine milyarlarca ilahı kabul etmek zorunda kalırlar. Bu ise dünyadaki en saçma ve hurafe fikirdir. Bir sarayın ustasını kabul etmeyip, o sarayın taşları bu binayı oluşturmuştur diyen adam, binanın her taşına ustalık sıfatlarını vermek zorundadır. DemekBüyük patlama” gibi iddialarda bulunan kişilerin ortaya attığı bu hezeyan, akıl süzgecinde geçirdikleri bir “fikir” değil; bilakis kulağına üfürenlerin “hamallığıdır.

Bir köy, muhtarsız olmuyorsa, âlemdeki nizamın faili kim? Bir harf katipsiz değilse, kainat kitabının müellifi kim? Bir iğne bile ustasız değilken, bu teşhirgahı âlemin sanatkarı kim? Konu münasebetiyle biz “Allah” derken,  “Big Bang” denilen bir hadisenin neticesinde oluşan sebepler zinciri çıktı karşımıza. Kaldı ki, o sebepler zincirindeki her bir sebebin kör, sağır, akılsız ve şuursuz olduğunu bizim dinsiz müddeiler biliyor. O halde, farkında olmadan Allah’a ait bütün sıfatları o sebeplere bağlayarak, “Nihayetsiz ilah” iddiasında bulunuyorlar.

 

HEM MAHKUM HEM HAKİM!..

Sonuç olarak; Bu tür iddialarda bulunanlar, bir okulda, birkaç müdürün, bir şehirde birkaç valinin, bir ülkede birkaç padişahın olduğunu var sayarak, müsbet sonuç beklemeleri gibi bir saçmalığa düşüyorlar. Faraza dedikleri patlama neticesinde oluşan sebepler zinciriyle bu âlemin oluştuğunu iddia edenler, o sebeplerin her birisinin hem hakim, hem de mahkum olduğunu kabul etmek zorundadırlar. Çünkü her birisinin hem hâkimlik, hem de mahkûmluk durumu var. Yani biri diğerine hükmettiği gibi, aynı zamanda hükmeden de bir diğerinden emir alıyor.

Bugünkü yazımızın son sözü: İnkâr bir saçmalıktır. O saçmalığa tutunanlar, adını koyamadıkları bir çamurun içinde çırpınmaya devam ediyorlar.

Selam ve dua ile...
Fiemanillah…