Hayatın olağan akışında zaman mekan dikkate alınmaz. Alıştığımız düzen içinde ömrümüz akar gider. Zamanı ve mekânı önemli kılan kırılma noktaları vardır. Bunlar çoğunlukla tarihe ilişkin bizi de yakından ilgilendiren olaylar ve olgulardır. Hayatımızın akışını hızlandıran, bizi derinden etkileyen bu zamanlardır. Bu durumlar karşısında mutlu olursak "Bunu da gördük şükür." diyerek hamdımızı ifade ederiz. Yok, eğer hüzünlenirsek "Bunu da mı görecektim." diyerek hüzünleniriz. Bu cümle ile hem acıyı hem de sevinci dile getirebiliriz.

Köklü bir medeniyete mensup milletimiz tarihi akış içerisinde temmuz ayında yüzlerce büyük olay yaşamıştır. Bizim için en yakın ve önemli olanlardan birisi 6 yıl önce 15 gecesi yaşadığımız hain darbe teşebbüsüdür.

Temmuzun sıcak günlerinde sıradan bir gün geçirirken akşam saatlerinde anlamak ve anlamlandırmakta oldukça zorlandığımız "şok bir durumla karşılaştık." Olayın cereyan ediş tarzı, net olmayan muğlak ifadeler hainliği daha da esrarengiz kılıyordu.

15 Temmuz 2016 gecesi millet olarak çok şey öğrendik. Hepimiz için zor bir geceydi. Özellikle ülkenin yöneticileri ve Cumhurbaşkanımız için kader anıydı. Onların kararları bugün özgürce nefes almamızı sağladı. Zaman zaman üzerine çok konuşup eleştiri bile getirdiğimiz milletimizin ferasetine ne kadar teşekkür etsek azdır. Milletimiz iradesini ortaya koydu. Yıllarca koynumuzda beslediğimiz, kendisini evladımız sandığımız yılan, gâvur zehiri ile kalbimizden vurmaya çalıştı. Gâvurun dindar görünümlü uşakları püskürtülünce rahat bir nefes aldık. Derin hafızamıza 15 Temmuz, bir anıt olarak kazıldı.

Olayların sıcaklığı ile yaşananları, dilden dile ağızdan ağıza aktararak destanlaştırmaya çalıştık. Çok fazla olmamakla beraber bu hadise filmlere, romanlara, şiirlere… mâloldu. Üzerinden zaman geçtikçe konu unutulmaya ve gündemimizden çıkmaya başladı. Böyle büyük bir acı yaşamış milletin yazarları, şairleri, yönetmenleri, ressamları gibi kültür ve sanat adamları konuyla ilgili daha çok eser vermelidir.

Hafızanın diri tutulması için 15 Temmuz Derneği, bu yıl ikincisini düzenlediği "DARBE, DİRENİŞ, ÖZGÜRLÜK FİLM HAFTASI" ile sizi dirilişe davet ediyor. 1-7 Temmuz tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenecek film haftasında dünyanın farklı ülkelerinden direniş hikâyelerine şahitlik edeceksiniz. Özellikle gençlere sesleniyorum! Sizin için bir hafta boyunca gösterilecek filmler, insan hak ve onurunun yara aldığı ve buna karşı direnen kahraman insanların acıklı, hüzünlü bir o kadarda şerefli direnişlerinin birer şâhidi. Bunları izlemek sizi daha da basiretli kılacak. Bir hafta sonunda dünyanın gidişatına dair daha çok söyleyecek sözünüz olacak. Dünya mazlumlarının dertleriyle dertleneceksiniz.

Etkinlik kapsamında “Sinemada Algı Yönetimi ve Özgürlük” başlıklı paneli de takip etmenizi tavsiye ederim. Programa Prof. Dr. Abdülhamit Avşar, Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Ali Saydam, Yıldız Ramazanoğlu, Waad El Hatib konuşmacı olarak katılıyor. Panel 2 Temmuz Cumartesi saat 16.00 da Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde.

Tekrar yaşamamak ve yaşananlardan ibret almak, hafızayı diri tutmak için direniş ve özgürlük filmleri sizi bekliyor.

www.on5sifir7filmhaftasi.com