Geçtiğimiz salı günü yazımda Ayasofya’dan bahsetmiştim. Ayasofya’nın yeniden hürriyetine kavuşmasının üzerine bir yazıydı bu. Bu arada “hürriyetine kavuşmak” tabirini bile isteye kullanıyorum. Zira bence hürriyetin sesi ezan sesidir ve Ayasofya yeniden hür olmuştur.

Bunları yazarken de asırlar evvelinden gelen bir menkıbeyi aktarmıştım. Ayasofya ile ilgili hem Bizans döneminde hem Osmanlı döneminde ve hem de cumhuriyet döneminde şekillenen pek çok menkıbe ve efsane var. Hem dikkat çekici ve hem de çok fazla bunlar. Açıkçası merak edenlere okumalarını tavsiye ederim. Ama ben bunu yazınca bazıları “bu anlattıklarınızın tarihi gerçekliği yok” falan gibi mesajlar yazdılar.

E adı üstünde “efsane ve menkıbe” bunlar. Tarihi gerçeklikten izler taşır ama mecbur değillerdir buna. Ha ama illa ki yaşanmış ve gerçek bir Ayasofya hatırası isteyen varsa diye aşağıda Binbaşı Tevfik Bey’i ve onu hatırasını anlatayım.

Birinci cihan harbinden hemen sonra İstanbul işgal edilmiş ve Sultan Vahdettin Dolmabahçe Sarayı’na bir manada esir edilmişti. Ve sultan kendini korumakla görevli olan Binbaşı Tevfik Bey’e askerleriyle beraber Ayasofya’yı koruma vazifesini vermişti.

Binbaşı Tevfik Bey yanındaki yedi yüz kadar askeriyle beraber Ayasofya’nın önüne koydurduğu iki makineli tüfekle beklediği bir gün bir Ayasofya’nın tahliye edilip Fransız askerlerine teslim edilmesi emrini aldı. Ertesi gün bir Fransız taburu başlarında komutanlarıyla geldiler Ayasofya’nın önüne. Ve Fransız Komutan Binbaşı Tevfik Bey’e;

- “Siz emir almadınız mı? Önümden çekilin, içeri gireceğim” dedi.

Binbaşı Tevfik Bey hiç tereddüt etmeden ve yerinden hiç kıpırdamadan;

- “Ben Müslüman bir Türk askeriyim. Ve burası, Ayasofya benim mabedimdir. Ve ben evvel emri Allah’tan ve vicdanımdan alırım ve mabedime düşman ayağını sokmam. Ve bil ki bu yolda ölmeyi de öldürmeyi de şeref sayarız biz. Şayet illa ki gireceğiz derseniz evvela bu makinelilerin mermileri sizi karşılar. Sonrasında da bilin ki Ayasofya’nın her bir yanına bombalar yerleştirdim. Girmek için azmederseniz her birini patlatırım gerekirse ben de ölürüm altında, sizi de öldürürüm lakin o pis ayaklarınızı sokturmam Ayasofya’nın eşiğinden içeri” dedi ve ardını dönüp de Ayasofya’nın büyük kapısından.

Bu arada, bütün bu kahramanlığı ve fedakârlığı yapan Binbaşı Tevfik Bey ile ilgili bir şeyler öğrenmek isterseniz boşuna araştırmayın çok fazla bir bilgi bulamazsınız. Zira bilinsin değil de unutulsun istenen adamlardan biridir o.

Ama bazı şeylerin bilinmemesi onların olmadığı anlamına gelmez.