Bu yazıyı yazmak hem vicdani bir sorumluluğun hem de bir hakkı teslim etmenin gereğidir, şahsım açısından…

Sayın Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, tarafımdan savunulmaya ihtiyacı olmayacak kadar birikime ve dirayete de sahiptir ayrıca…

Türkiye toplumunun çoğu onu daha çok Merkez Bankası Başkanlığı ile tanımış olsa da bankacılık alanın uzun bir tecrübeye sahip bir akademisyen olmanın yanında bir dönem de Bayburt Milletvekilliği yaptı…

Biz Bayburtlular olarak onu ayrıca uzun yıllar yürüttüğü Bayburt Eğitim Kültür ve Hizmet Vakfı başkanlığı ile de tanıyoruz…

Hakikati söylemekten hiçbir zaman imtina etmeyen dili ve açık sözlülüğüne, ülke ve memleket aşkına yakından şahit olmuş biri olarak çok net hatırladığım konuşmaları var

Oy kaygısından uzak bir zeminde yaptığı konuşmaları çok net hatırlarım; hemşehrilerine yaptığı o dobra dobra konuşmalardan…

“Belki bana bir daha oy vermeyeceksiniz ama ben hakikati söylemekle mükellefim” diyen biri olarak…

Şimdilerde muhalefetin, “iş bilmez ve talimatlarla kumanda edilen” bir başkan olarak itibarsızlaştırmaya çalıştığı Kavcıoğlu’nun bendeki gerçek yanı bu…

Kendisinin de bu asılsız yakıştırmalardan etkilenerek, demoralize olduğu/olacağı kanaatinde değilim…

Lakin onun üzerinden yapılan spekülasyonların ülkeye zarar vermesinden de mutlaka rahatsızdır; bu milletin evladı olarak nasıl olmasın ki…

Muhataplarının yüzüne bakarak, alınan ucuz kredilerin nasıl dolara yatırıldığını ve bu sebeple de kurun yükseltildiğini söylemesi kimi nasıl rahatsız eder, anlam mümkün değil…

İktidarın, KKM (Kur Korumalı Mevduat) ile parası olanlara peşkeş çektiğini savunan kitle, büyük bir çelişki ile çok daha kaymak tabaka olan dolar milyonerlerini koruyan bir tutumun içine giriyor…

Oysa savunmaları gereken asıl şey paradan para kazanılması değil, daha uygun döviz kuru ve daha ucuz kredi ile yatırımların ve istihdamın artırılması olmalı…

Kavcıoğlu tam da bunu söylüyor işte; “kendi ülkenize kötülük yapmayın” diyerek…

Peki, muhalefet neden hakikatin değil de ülkeye zarara verecek olanın yanında yer alıyor?

Cevabı çok açık…

Ekonomik dengelerin yerine oturmasını asla istemiyor…

Çünkü iktidarı, kendi politikalarının yenemeyeceğini çok iyi bildikleri için dolar ve enflasyon yensin istiyorlar; “tencere” yensin istiyorlar yani…

Zira iktidarların en güçlü muhaliflerinden biri ekonomidir…

Hatta muhalefetin haine bakınca ülkemizde şuan için “tek rakibidir” demek yanlış olmayacaktır…

Söyleyenler değil, yapanlar kazanır; başkalarının yaptığına çökenlerin hali ise tamamen kayıptır…

Muhalefet iktidara karşı olacağım derken, rant lobisine çalıştığının bir an evvel farkına varmalıdır…

Zira “bu ülke hepimizin” diyenlerin 180 derecelik açıda fikir üretmeleri, gerçeğin söylenenden çok farklı olduğunun açık göstergesidir…