Beş yıl önce, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda özel bir eğitim kurumu tarafından YGS Deneme Sınavı yapılmıştı.

O özel kurumun içindeki bir yan firma logosuyla kendi matbaalarında basılan deneme sınavının sosyal bilimler testinde tuhaf bir soru vardı.

Yakından baktığınızda FETÖ’nün Cumhurbaşkanı’na, devlet okullarında yapılan bir sınav üzerinden meydan okumasını görebiliyordunuz.

Sonradan Türkiye genelinde 50 ile dağıtıldığı yani satıldığı ortaya çıkan bu deneme sınavlarından Milli Eğitim Bakanlığı’nın haberinin olmadığı açıklanmıştı.

Bu da yayıncı kuruluş tarafından YGS deneme sınavlarının bakanlıktan bağımsız olarak il ve ilçe Milli Eğitim müdürlüklerine satıldığı anlamına geliyordu.

O soruyla, İlk kez oy kullanacak ve Başkanlık Sistemi’ni oylayacak, 50 ilin bütün liselerindeki 11 ve 12. sınıf, 18 yaş grubu yüzbinlerce öğrencinin bilinçaltına Cumhurbaşkanı düşmanlığının sinsice yerleştirilmesi hedeflenmişti.

Ben bunu bu şekilde haberleştirince yayıncı kuruluş arayarak, “Biz deneme sınav kitapçıklarının sadece baskısını yaptık. Konunun bizimle alakası yok” dedi.

“Kitapçıklarda sizin logonuz niye var?” sorum cevapsız kaldı.

Sonra deneme kitapçığını hazırlayarak baskıya yollayan ve taşeron olarak sınavı yapan aynı zamanda yurt sathına yayılmış okul ve dershaneleri olan özel bir eğitim kurumu ortaya çıktı.

Bana, sorunun kendilerine dışarıdan hazırlanarak gelmiş olabileceğini, MEB’de görevli bir eğitimciden alınmış olabileceğini, deneme sınavını hazırlarken önceden soru bankası veyahut soru havuzu diye tarif ettikleri sistem içinde hazır olan soruları kullanmış olabileceklerini anlattı. 

Çok geçmedi, sorunun gerçek sahibi aradı;

“Abi ben Milli Eğitim Bakanlığı’nda görevliyim. Biz hem bakanlığa soru hazırlıyoruz hem de ben akşamları evimde soru hazırlayarak özel kurumlara, yayıncılara ve dershanelere satıyorum. Onlar da soruları, ‘soru havuzunda’ biriktirerek ihtiyaç olduğu zaman kullanıyorlar. Bu sorunun bahsettiğiniz gibi bir gözdağı veyahut meydan okumak gibi bir durumu asla söz konusu olamaz çünkü ben bu soruyu yıllar önce hazırlayıp satmıştım” dedi bana.

O halde sorumlular kimdi;

Soruyu yazan da dahil olmak üzere, firmanın bütün değerlendirme birimleri, son onayı veren musahhihler, sorumluluğunu üstlenemeyeceği muhtevaya logosunu koyarak basan yayıncı, sınavı illerde uygulayan taşeron firma, kendilerinden izin alınmadan deneme sınavı yapılabilecek kadar olaylardan habersiz bakanlık ve bakanlığın müsteşarları, izinsiz deneme sınavı yapan il ve ilçe Milli Eğitim müdürleri, herkes sorumlu ve herkes suçluydu bana göre.

Son KPSS vakasında da durum budur…

İşin içinde ÖSYM’de kalmış tam temizlenememiş FETÖ artıkları olma ihtimaliyle beraber sorumlu; en baştan en aşağıya kadar bütün ÖSYM kurumudur.

Bir liyakatsizlik, ihmal, bir tembellik, bir denetimsizlik almış başını gitmiş; kimse ne yaptığının, nasıl yaptığının farkında değil…

Her kurumun birer soru bankası var; Milli Eğitim Bakanlığı ilgili birimlerinin, özel eğitim ve öğretim kurumlarının, dershanelerin, yayıncıların ve dışarıdan bu kurumlara soru hazırlayan eğitimcilerin...

Sorular birikmiş birikmiş birikmiş; güncellenmeden, yeniden düzenlenmeden, eskisi atılıp yenisi konulmadan olduğu gibi kullanılır hale gelmiş…

Dahası bütün havuzlardaki sorular da birbirine girmiş, kimde hangi sorular var, o da belli değil…

Bütün sınav tartışmalarına başlamadan önce sorulması gereken soru şudur: Sınav sistemindeki soru havuzu problemi nasıl çözülecek!