5 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin’in Soçi’deki görüşmesi oldukça sıcak bir ortamda meydana geldi. Ukrayna savaşı sırasında yapılan bu son derece kritik ziyareti Türkiye ve Rusya olduğu kadar Batı ülkeleri de büyük bir dikkatle takip etti.

Bildiğiniz gibi Türkiye bir NATO ülkesi ve AB’ye de aday ülke. Ancak son yıllarda Rusya ile güçlenen ilişkileri Batı ülkelerini son derece rahatsız ediyor. Özellikle Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın alması ona ABD tarafından yaptırım uygulanmasına hatta ülkenin F-35 programından çıkarılmasına bile sebep oldu.

Bu son görüşme, Batı ülkelerinin Türkiye-Rusya iş birliğine karşı sergiledikleri şüpheci tavrı daha da pekiştirecek türden. Putin, görüşme sırası ve sonrasında Türkiye’den birçok konuda övgüyle bahsederek ülkesinin Türkiye ile ekonomik iş birliğini güçlendirmek için bir anlaşma imzalamaya istekli olduğunu ifade etti. Ayrıca, Ukrayna tahıllarının Karadeniz'deki Ukrayna limanlarından sevkiyatı konusunda Moskova ile Ukrayna arasında bir anlaşma imzalanmasını mümkün kıldığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti.

Putin'in açıklamalarındaki bir başka önemli nokta, TürkAkım doğalgaz boru hattı üzerinden Rus gazını Avrupa'ya taşımada Türkiye'nin rolünü vurgulamasıydı. Putin, “Avrupalılar Rus doğal gazının kesintisiz geçişini sağladığı için Türkiye'ye minnettar olmalı” dedi. Putin'in de belirttiği gibi gıda krizinin çözülmesinin ardından Türkiye, önümüzdeki aylarda enerji alanında da önemli bir rol daha oynayacak gibi görünüyor. Bu da bize kış aylarında enerji kriziyle karşı karşıya kalması muhtemel Avrupa için Türkiye’nin değerinin artacağını gösteriyor.

Görüşme ve Putin’in Türkiye hakkındaki açıklamaları Batı basınında büyük yankı uyandırdı. Le Monde gazetesi konuyla ilgili makalesine “Soçi'de Putin ve Erdoğan ekonomik ve enerji işbirliklerini güçlendiriyor” başlığını attı. 20 Dakika gazetesi ise, iki lider arasındaki yakınlığı vurgulayarak, “Ukrayna'da savaş: Tahıl teslimatları devam ederken Erdoğan ve Putin her zamankinden daha yakın iki dost” başlıklı bir yazı yayımladı. Le Figaro gazetesi yazısı için “Erdoğan Türkiye-Rusya ilişkilerinde Putin ile yeni bir sayfa açmak istiyor” başlığını tercih etti.

Görüşmeyle ilgili en rahatsız edici yazı ise, kuşkusuz Batı başkentlerinin Türkiye'nin Rusya ile derinleşen bağlarına ilişkin kaygılarını inceleyen Financial Times'a ait. Yazıda özetle, Türkiye’nin Rusya'nın Batı yaptırımlarını delmesine yardım etmesi halinde karşılık verilerek kendisine de yaptırım uygulanabileceği mesajı veriliyor. Türkiye'nin Rus gazını kısmen ruble olarak ödeme kararı aldığını da hatırlatalım. Aslında Türkiye-Rusya yakınlaşması ve alınan kararlar dolar hegemonyasını da tehdit eder türden.

Peki yabancı siyasetçiler bütün bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyor? Fransa’da konuya en çok yer veren siyasetçilerden biri François Asselineau’ydu. 2022 Cumhurbaşkanlığı seçimleri adayına göre, ABD boyunduruğu altında ve AB oluşumu içinde kaybolan Batı ülkeleri çökerken, Rusya ve Türkiye gibi bağımsız ulus devletler ise güçleniyor. Asselineau, Erdoğan’ı bir “satranç oyuncusu” olarak nitelerken, ülkesine yöneltilen yaptırım tehditlerine karşı kendisinin de İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini engelleyebileceğini söylüyor.

Batı basınının manşetlerinden de anlaşılacağı üzere Türkiye-Rusya iş birliği kafalarda “Türkiye Batı’dan kopuyor mu?” sorusunu ortaya çıkarıyor. Öte yandan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’den bir heyetin ABD’den F-16 savaş uçakları satın alma talebi hakkında tekrar 15 Ağustos’ta ABD’ye gideceğini açıkladı. Bakalım ABD Türkiye’yi Rusya’dan koparmak için karşı hamleler yapacak mı yoksa Türkiye ile köprüleri atacak mı? Şu bir gerçek ki dünyadaki gerginlik ve savaşlar artarken Türkiye’nin desteğini alan kazanıyor.