Geçtiğimiz aylarda dolar karşısında değer yitirmeye başlayan euronun aradan geçen 20 yıl sonrası kafa kafaya geldiğine şahit olduk.

Sonrasında ise bugünlerde (yazıyı kaleme aldığım dakikalarda) dolar euronun üzerine çıkarak parite 1’in altına inmiş durumda.

Bunun birçok sebebi bulunmakta Avrupa ekonomisi bu sebeplerin üzerinden gelemezse Euro’nun değeri erimeye devam edecek gibi görünmekte.

Eriyişin bu yönlü olmasındaki en büyük etken devam eden Rusya- Ukrayna savaşıdır.

Savaşın hala devam ediyor olması ve Avrupa’nın enerji ile doğalgazını savaşan ülkelerden tedarik eder konumda bulunması parasının değer kaybetmesindeki en önemli sebep durumundadır.

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş halinin sürmesi euronun önümüzdeki dönemde de sıkıntı yaşayabileceğinin en önemli göstergesi konumundadır.

Bir diğer sebep olarak ise enerji konusunda yaşanılan sıkıntılar euronun değer kaybetmesine vesile olmuştur.

Avrupa’nın enerji politikalarında yaptığı hataların dönüşü son derece olumsuz olmuş ve Avrupa ekonomisinin zor süreçler geçirmesinin önünü açmıştır.

Avrupa Rusya’ya olan bağımlılığını sanki unutmuş gibi bir politika izleyerek parasının değer kaybına bir anlamda kapı aralamıştır.

Tüm bunlara ek olarak Avrupa ekonomisiyle birlikte dünyanın diğer bölgelerinde de yaşanan ekonomik durgunluğa karşı hızlı bir ivmelenme alamayan Avrupa ülkeleri paralarının değer kaybını izlemek durumunda kalmışlardır.

Durgunluk karşısında Avrupa ülkeleri üretim güçlerini tam olarak ortaya koyamadıkları ve savaşın verdiği olumsuzluklardan hızlıca çıkmadıkları için onlarca yılın ardından euronun değeri doların altında kalmıştır.

Avrupa’nın karşısında FED’in aldığı faiz kararları da doların değerinin yükselmesinde son derece etkili olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

Her geçen gün resesyon etkisinin güçlendiği dünya ekonomisinde bu güçlenme karşısında doğru ve zamanında karar alabilen ekonomiler sağlam bir şekilde ayakta durabilirken bunu yapamayanlar ise ciddi anlamda sıkıntı yaşayabilmektedir.

Öyle ki bir Avrupa ülkesi olan İngiltere’de enflasyon oranı son 50 yılın en yükseğine çıkmış durumdadır. Her ne kadar euronun kullanılmadığı bir ülkede böyle bir enflasyonun yaşanması sebebiyle ülke para biriminin değerlenmesi herkesin malumudur ki mümkün değildir.

Enflasyon para birimlerinin değerlenmesinin önündeki en önemli engellerden biri durumundadır.

Enflasyon yükseldikçe paranın alım gücü düşmekte dolayısıyla da diğer ülke para birimleri karşısında her geçen gün değer kaybetmektedir.

Bu şekilde devam ederse euro-dolar paritesinin 0.94 dolaylarını görmesi hiç de sürpriz olarak görülmemelidir. Açıkçası benim tahminim de paritenin bu seviyelere geleceği yönündedir.

Ayrıca burada bizim ülke ekonomimiz için şunun altını çizmekte de büyük bir faydanın olacağını belirtmek istiyorum.

Öyle ki enflasyonun yüksek seyretmeye devam ettiği ülkemizde enflasyonu düşürebilmek için alınan bazı kararların bundan sonraki süreçte özellikle bütçemiz üzerinde olumsuz baskılar ortaya koymaya başlayacaktır.

Dolayısıyla doğru politikalarla enflasyonu düşürme konusunda kararlı adımlar atmalıyız.

Eğer bunu yapmazsak aynı paritenin terse döndüğü gibi enflasyonun düşmesi konusu da terse dönebilir. Bu da ekonomik sıkıntıların biraz daha artmasına sebep olur.

Ekonomide ve ekonomi yönetiminde yer ve zaman kavramlarının kullanımı dünya tarihinin başladığı günden beri hep önemli olmuştur olmaya da devam edecektir.