Habercilik şehveti midir yoksa ego mu bilmem ama çarptığı her şeyi kıracak cinsten yazıların, paylaşımların önce kendisinin alçıya alınması gerekiyor…

Zira daha doğduğu zihinde kırıklarla oluşmuş fikir ya da kanaatler, en azından sadece kendi kırıklarıyla orada kalmış olurlar…

Bunu yapacak olan da yazıların ya da paylaşımların sahipleridir…

Boğazdaki “kırk boğumu” atalarımız bunun için bir ölçü olarak tayin etmediler mi?

Nagehan Alçı’nın İstanbul Ticaret Odası seçimleriyle ilgili yaptığı paylaşım da -daha sonra silmesi ve nedamet getirmesi elbette önemlidir- keşke daha zihindeyken dondurulabilseydi…

Çünkü silinmesinin de telafi etmeyeceği birçok kırıklar oluşturdu; kendi meslek hayatında ve muhataplarının yüreğinde…

Nedamet paylaşımında bile kendi mesleği ile yan yana gelmemesi gereken hatalarını itiraf etmiş oldu…

Bir gazeteci, kendisine gelen bilgiyi teyit etmeden paylaşabilir mi?

Üstelik kendisini “tecrübeli” olarak tanımlayan, hatta yorumlarıyla ekranlarda kitlelere yön tayin etmeye çalışan biri olarak…

Bu durumda ticaretten anlamadığını belirten bir yorumcu-gazeteci sıfatıyla bugüne kadar ekranlarda ticaret ve iş dünyası ile ilgili söyledikleri için de özür dilemesi gerekmez mi?

Peki, paylaşımı tersten okursak, “Zafer, Sayın Erdoğan’ın ve AK Parti’nindir. Buradan dönüş yok. AK Parti resmen sandıkları patlattı” mı demek gerekiyor?     

Bu mukayeseyi hangi bilimsel ya da sosyolojik bir çerçeveye oturtacağız…

Her şeyi politize etmekten dem vuranların, gerçek anlamda politize ediciler olduğu hükmüne varmanın yolunu kendi sözleriyle açmış olmadı mı?

“Paranın, ticaretin, siyasi görüşü yoktur” ve olmamalıdır gerçeğine rağmen politize olma halini derinleştirme çabası kime ve neye hizmet eder…

Bu özrü ayrı kendi ayrı kabahatli paylaşımlar, bütün meslek ilkelerini rafa kaldıran şehvetli bir paylaşım olarak bana, Gürsel Tekin’in seçimlerde sandıklar açılır açılmaz; “Büyük bir farkla kazandık” deyip sonra birkaç gün ortadan kaybolmasını hatırlattı…

Tekin, bir özür dileme gereği bile duymamıştı…

Nagehan Alçı da en azından birkaç ay sözlerini alçıya alır mı bilmem ama paylaşımı ve geri adımıyla birçok zaafını ifşa etmiş olduğu kesindir…

Kazananı tebrik eder, bu zor günlerde cebi yanan insanımıza hayırlı, vicdanlı bir ticaret sunmalarını bekleriz…

Değer katsayısı yükselen her şey, her alan, onun için samimi çaba gösterenler sayesindedir…

Ahi ruhunu miras bırakmış bir ecdadın neslinden, ahlakı ilke edinmiş bir ticaret beklemek en doğru ve haklı olanıdır…

Milletin cebine göz dikmiş, aldığı mirasa ihanet eden gözü doymaz muhteris fırsatçılarla mücadele etmelerini de canıgönülden temenni ediyorum…

İTO seçimleri İstanbul’umuza ve ülkemize hayırlı olsun…