Ekonomik gelişmelere genel anlamda baktığımızda özellikle üretim yapan işletmelerin bazı sorunlarla uğraştığını görürüz.

Üreten veya üretmeye çalışan iş insanlarıyla sohbet ettiğinizde birçoğunun ortak sorunları olduğunu kulaklarınızla duyarsınız.

Bu sorunların başında üretim yapabilmek için gerekli olan finansmana erişebilmek adına kredi kurumlarından talep edilen kredilere ulaşmada yaşanılan sıkıntılar gelmektedir.

Her geçen gün kredilerde yaşanılan sıkışıklığın arttığını piyasalarda rahat bir şekilde hissedersiniz.

Bunun yanında üretim yapabilmek adına ham madde almak zorunda olunduğu için ham madde fiyatlarında yaşanan yükselişler de iş dünyasının yaşadığı en önemli sorunlar arasında yer almaktadır.

Her parti ham madde alımında bir önceki alıma göre fiyatların yükseldiği gerçeğiyle karşı karşıya kalan iş dünyasının üretim yapabilme adına iştahının nasıl olacağını kestirebilmek hiç de zor değildir.

Hele ki alınan ham madde yabancı para birimi üzerinden alınıyorsa, bir de fiyat artışının üzerine kur artışını eklediğinizde durumun hangi seviyede olduğu tam anlamıyla ortaya çıkabilmektedir.

Üretim yapılıp ardından ürünün satıldığı varsayıldığında ortaya çıkan bir diğer sorun ise tahsilat sorunu olmaktadır.

Üretmenin bu kadar zorlu olduğu bir süreçte bir de iş dünyası tahsilat problemiyle uğraşırsa finansal anlamda çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacaktır demektir.

Finansal anlamda yaşanılan bir diğer problem olarak finansmana erişim sorunuyla mücadele etmek için iş dünyası dişe dokunur derecede gayret göstermektedir.

Zaman geçtikçe finansmana erişmede yaşanılan sorunların arttığı bir piyasada güçlü bir şekilde ayakta durabilmek için gayret göstermek son derece önemli ve hayati bir realitedir.

Ham madde fiyatları dışındaki girdi maliyetlerinde yaşanılan yükselişler üreticinin işini oldukça zorlaştırmaktadır.

Bu girdi maliyetlerinden en önemlisi enerji maliyetleri olmakta özellikle son bir yıl içerisinde ülkemizde üretim yapan işletmelerin enerji fiyatlarının yükselmesinden ötürü ödedikleri faturaların ciddi oranda arttığı görülmektedir.

Üretimin önündeki sorunlar arttıkça üreticilerin ilk önlem olarak çalışan sayılarını azaltma yönünde bir girişimde bulunduğuna şahit olunmaktadır.

Ayrıca alınan siparişlerde yaşanan ciddi oranlardaki düşüşlerin, üreticinin üretim iştahını da daralttığı, bu anlamda da üretenin önünün açılması gerekliliğinin bilinmesi, ekonominin geleceği için son derece önemle üzerinde durulması gereken bir diğer konudur.

Üretim iştahının yanında yeni yatırım yapmaya olan talebin de azalması önümüzdeki süreçte üretilen ürünler noktasında sıkıntıların yaşanabileceğinin bir göstergesi durumundadır.

Ürün fiyatlarındaki yükselme ve durgunluk endişesinin her geçen gün artması sonucunda sipariş miktarlarında da önemli ölçüde düşüşler yaşanmaktadır.

Bu anlamda da üretimin ve üreticinin yanında olunarak, yaşanılan sıkıntıların bir an önce sonlandırılması gerekmektedir.

Fiyat istikrarı konusunda yapılacak çalışmaların sayıca ve hacimce artırılması, siparişler noktasında çözüm geliştirilebilecek mekanizmaların önünü açacak bir girişimdir.

Durgunluk noktasında endişelerin her gün biraz daha arttığı ekonomik ortamda enflasyonun en ciddi sorunlar listesinin başında olması gayet normal karşılanmalıdır ki buna karşı da mücadele kararlılıkla sürdürülmelidir.

Mücadele konusundaki azim ve kararlılık, hem üretimin hem de üretenin önünü her an biraz daha açacaktır.