Yeni yıl yaklaştıkça emeklilikte yaşa takılanların beklentilerinin de büyüdüğünü görüyoruz.

Yapılan çalışmaları yakından takip eden EYT’lilere genel anlamda bakıldığında sadece emekliliklerine odaklanmış durumdalar.

Onların açısından bakıldığında haklı olabilirler ama böyle düzenlemelerin ekonomiye, üretime ve piyasalara nasıl yansıyacağına bakmak da son derece önemlidir.

Bu işin bu noktaya nasıl geldiğini tartışmak an itibarıyla çok doğru değildir aslında.

Konuya şu açıdan yaklaşmak daha doğru olacaktır; yapılan çalışmalar neticesinde toplumda bir beklenti oluştu ve bu beklenti çerçevesinde nasıl bir taslak ortaya çıkmalıdır ki bundan tarafların tümü kazançlı çıkabilsin.

Tüm tarafların kazançlı çıkabilmesi için çalışmanın olabildiğince geniş çerçeveli olması gerekmektedir.

Çerçevenin geniş olabilmesi için de görüşlerin objektif bir şekilde alınıp uygulamaya konulması aslında bir anlamda da zorunluluktur.

Zorunluluktur diyorum çünkü ETY düzenlemesi vatandaştan işverene, ekonomiden hazineye ve üretimden tarıma her tarafı etkileyecek olan bir konudur.

Çalışmadan alınan bilgilere göre düzenleme tamamlandığında yaklaşık 1,5 milyon kişinin bir anda emekli olmasından söz ediliyor.

Yani bu sayının ifadesini şöyle açıklamak daha yerinde olacaktır; 100 kişinin çalıştığı 15.000 fabrikanın ya da şirketin veya 1.000 kişinin çalıştığı 1.500 fabrikanın veya şirketin bir anda çalışanlarından yoksun olması anlamına gelmektedir.

Düşünün 1.000 kişinin çalıştığı 1.500 fabrika bir anda çalışansız kalıyor. Bu taraf işin sadece fiziki tarafıdır.

Bir de bunun işverene maliyeti tarafı vardır ki bu yön bugünlerde işverenler tarafından sıkça dile getirilmeye başlanmıştır.

Konuşulan konuları şu başlıklarda sınıflandırmak mümkündür; özellikle yaşı 45’ten 55’e kadar olan geniş bir kitle direkt emekli olacak dolayısıyla da şirketlerde tecrübesi yüksek olan bu kitlenin emekli olmasıyla ciddi bir istihdam ihtiyacı ortaya çıkacaktır.

Son dönemlerde eleman bulma probleminin her geçen gün arttığı reel sektörün bu yükü bir anda taşıması çok kolay olmayacaktır.

İşletmelerin emekli olanlara ödeyecekleri tazminat yükünü kaldırabilmeleri işletme sermayesini bulmakta zorlandıkları şu dönemde pek de mümkünü olmayan bir duruma sebep olacaktır.

Bunun üstüne ocak ayında gelecek maaş zamlarıyla birlikte emekli olanlara ödenecek tazminat miktarları da ciddi oranda yükselecektir ki bunun üstesinden gelmek iş dünyasını çok ama çok düşünmeye sevk etmektedir.

Çünkü her geçen zaman diliminde şirketlerin finansmana erişmesi yolunda karşılaştıkları engellerin zorluğu artmakta, nakit akışları bozulmakta ve karşılarına çıkacak olan tazminat engelini aşmakta çok ciddi problemler yaşama ihtimalleri de yükselmektedir.

Tüm bu sebeplerden ötürü EYT’li olanların emeklilik tarihlerini geniş bir zaman dilimine yaymak son derece önemli ve iş dünyası tarafından da beklenen bir girişim olacaktır.

Diğer taraftan emekli olacak olanların tekrar çalışma hayatına dönebilmesi yönünde ciddi teşviklerin çalışılarak uygulanmaya konulması gerekli ve ekonomik yapının zarar görmemesi adına da bir anlamda zorunluluktur.

Yapılan hesaplamalara göre EYT çıktığında iş dünyasında yaşanılacak olan iş gücü kaybı bir hesaba göre yüzde 25 bir başka hesaba göre ise yüzde 30’ları bulmaktadır.

Yanlış hesabın Bağdat’tan dönmesi beklenmeden yanlış hesabın olası sonuçlarını önceden hesaplayarak yapılacak düzenlemeler hayata geçirilirse tarafların zararları da minimize edilmiş olur.

Bu yüzden konu sadece bir yönüyle değil tüm yönleriyle değerlendirilmeli ve uygulamaya konulmalıdır.