Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Nablus kentine bağlı Huvara beldesinde İsrailli bir asker tabancasını çıkararak gözaltına almak istediği Filistinli gencin üzerine sıfır mesafeden kurşun yağdırdı.

İsrailli askere direnen Ammar Muflih adlı silahsız gencin yargısız infazı cep telefonu kameralarıyla kaydedildi ve tüm dünya işgal güçlerinin Filistin topraklarında işlediği savaş suçlarının bir örneğine daha şahit oldu.

İsrail askerinin ve polisinin bu kadar pervasızca cinayet işleyebilmelerinin bir nedeni suçlarının cezasız kalacağını biliyor olmaları.

Bir diğer nedeni de kendileri tepeden tırnağa silahlıyken karşılarındaki insanların ellerinde hiçbir silah olmaması.

Diğer bir ifadeyle bu gibi durumlarda eşit koşullarda bir çatışma söz konusu değil.

Şehit gencin elinde bir silah olsaydı tabancasını çıkarıp ateş eden o işgalci asker muhtemelen can havliyle kaçıp saklanırdı.

Batı Şeria’da elinde silah olan Filistin Yönetimi güvenlik görevlileri de zaten kendi vatandaşını değil İsrail askerini ve polisini, dünyanın dört bir yanından getirilip işgal altındaki Filistin topraklarına yerleştirilen Yahudi göçmenleri koruyor.

İsrail, 22 yaşındaki Ammar Muflih’in işgal askerinin silahını alarak eylem yapma girişiminde bulunduğunu öne sürüyor ancak video görüntüleri Filistinli gencin sadece haksız yere gözaltına alınmaya itiraz ettiğini ve İsrailli askerin elinden kurtulmaya çalıştığını açıkça gösteriyor.

Daha ötesi, görgü tanıklarından şehit gencin Huvara beldesinde arbede çıkaran, sağa sola ateş eden ve kendisini yaralayan bir yerleşimciyle tartıştığı için gözaltına alınmak istendiğini öğreniyoruz.

Yani İsrailli asker beldede terör estiren silahlı Yahudi yerleşimciyi değil ona karşı çıkan suçsuz, silahsız ve yaralı Filistinliyi gözaltına almak istiyor.

Bu zaten işgal güçlerinin Batı Şeria ve Kudüs’te sürekli yaptığı bir şey.

Yahudi yerleşimciler Filistinlilere, evlerine ve araçlarına, zeytin bahçelerine ve tarım arazilerine saldırır.

Filistinliler toplanıp karşı koyunca da işgal güçleri devreye girerek yerleşimcileri korur.

Türkiye, Huvara beldesinde Filistinli bir gencin yargısız infazla katledilmesini kınadı.

Ne yazık ki önümüzdeki günlerde daha çok kınama mesajı yayınlamamız gerekecek.

Çünkü fanatik Yahudi milletvekili Itamar Ben-Gvir’in İsrail’de Binyamin Netanyahu başkanlığında kurulacak hükümette İç Güvenlik Bakanı olması bekleniyor.

Ben-Gvir, geçenlerde bakanlık koltuğuna oturduktan sonra gerçekleştirmeyi vadettiği amaçlarını açıkladı.

Birincisi, Mescid-i Aksa’nın statüsünü değiştirerek Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’da rahatça ayin yapmalarını sağlamak.

Yani Mescid-i Aksa’yı da tıpkı el-Halil kentindeki tarihi İbrahim el-Halil Camii gibi Müslümanlar ve Yahudiler arasında ikiye bölmek.

İkincisi, Batı Şeria’da İsrail hükümetinin resmi onayı olmadan yerleşimciler tarafından inşa edilen Yahudi yerleşkelerine yasallık kazandırmak.

Üçüncüsü de işgal güçlerinin Filistinlilere ne zaman ve nasıl ateş açabileceklerine yönelik talimatları yeniden düzenlemek.

Mevcut talimatların “aptalca” olduğunu söyleyen Ben-Gvir, İsrail askerinin ve polisinin hiçbir soruşturma korkusu hissetmeden Filistinlileri daha rahat katledebilmelerini istiyor.