Bugün hükûmet, işveren ve işçi temsilcilerinin bir araya gelmesiyle 2023 yılının asgari ücreti belirlenmeye başlanacak.

Hükûmeti temsilen Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, işveren temsilcisi olarak Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve işçi kesiminin temsilcisi olarak ise Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) asgari ücret konusundaki toplantının katılımcıları olacaklar.

Bir sonraki toplantı ise gelecek çarşamba günü yani 14 Aralık tarihinde gerçekleştirilecek.

Bu iki toplantıda asgari ücret konusunda bir anlaşma sağlanamaz ise son toplantı da bu yılın son haftasında yapılarak bir rakam üzerinde uzlaşılması gerekecek.

2023 asgari ücreti bundan önceki yıllarda belirlenen asgari ücretlerden daha fazla merak ediliyor.

Çünkü ekonomide yaşanılan birçok sorun bireylerin ekonomik problemlerini yakından etkiler hâle geldi.

Gelirlerin hızla düşmesine sebep olan yüksek enflasyon, günden güne daha doğrusu aydan aya artan yoksulluk sınırı, gıda ürünlerinin tamamında yaşanan hızlı artışlar ve ekonomik büyüme noktasında istenilen seviyelerinin yakalanamaması sonucunda bu yılın asgari ücreti önceki yılların asgari ücretlerine kıyasla birkaç kat daha önemli bir noktaya gelmiş durumdadır.

Yüksek enflasyondan bir an önce kurtulmak üzerine ekonomi politikaları belirlenip gün geçirmeden uygulanmaya konulmalıdır ki alım gücü belirli bir aşamaya getirilebilsin.

Yüksek enflasyon hızlı bir şekilde düşürülemez ise asgari ücret rakamsal anlamda nereye gelirse gelsin enflasyon karşısında ezilmeye devam edecek ve hiçbir yaraya merhem olamayacaktır.

Aynı şekilde gelir dağılımının toplumun geneline orantılı bir şekilde yayılımı yapılamazsa yine asgari ücretin geleceği noktanın pek bir önemi olmayacaktır.

Öyle bir asgari ücret rakamı belirlenmelidir ki işsizlik sayısını artırmamalıdır.

Bu anlamda işveren tarafının yaklaşımı sonuna kadar dinlenilmeli ve alınacak kararda işveren de yapıcı bir şekilde söz sahibi olmalıdır.

Diğer taraftan asgari ücret öyle optimal bir noktada olmalı ki çalışanı da geçim sıkıntısıyla karşı karşıya bırakmamalıdır.

Fakirleşmenin önünü kapatmalı ve bireylerin refah seviyesini iyi bir düzeye getirmelidir.

Tüm bunların yanında asgari ücret belirlenirken uluslararası standartlar göz önünde bulundurulmalı ve Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranı da ciddi anlamda değerlendirilmelidir.

Dünya ülkeleri arasındaki enflasyon sıralamamızı iyi bir noktaya getirmeliyiz ki alım gücünü artırabilelim ve fiyat istikrarını piyasalarda sağlayarak ürün fiyat değişimlerinin önüne geçelim.

Maalesef fiyat istikrarıyla ilgili insanların şahsi yaklaşımları da son derece kötü bir durumda ülkemizde.

Yani herhangi bir maliyet artışı olmamasına rağmen bazı ürün gruplarında devamlı surette bir fiyat artışı durumu yaşanıyor.

Piyasa deyimiyle kafa zamlarının hızlıca önüne geçilmesi ekonomik konjonktürümüz için hayati öneme sahiptir. Bu noktada denetimlerin sayısı ve yaptırımı da artırılmalıdır.

Tüm bu konular inceden inceye düşünülerek ve üzerinde konuşularak gerek işçinin gerek işverenin gerekse de hükûmetin memnun kalacağı bir noktada asgari ücret belirlenerek yola devam edilmelidir.

Tarafların her biri, üzerine düşen fedakârlıkları yerine getirerek bir konsensüs sağlanmalı ve asgari ücret rakamı belirlenmelidir.