Ayların ölümlerle ne ilgisi olabilir diye düşünebilirsiniz. Aslında soruyu şöyle düzeltelim. Edebiyat insanlar ve aylar üzerinde gerçekten bu kadar etkili olabiliyor mu? Bazen bir dize bir insanın ömrüne bedel olabilir. İnsanın en yoğun duygu ikliminin bir parçası olan şiir ve onu damıtan şairler yazıklarıyla yüzlerce yıl sonra yaşayacak olanlara bile nefes oluyorlar. Şiirleri gibi insanların duyguları da asırlarca yaşasın diye…

“uy anam anam

haziranda ölmek zor!”

Bu dizelerle bitiyor Türk edebiyatının usta ismi Orhan Kemal’in anısına Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in yazdığı Haziran’da Ölmek Zor şiiri. Orhan Kemal’in anısına yazılmışsa da bir başka önemli isim Nazım Hikmet de anılıyor şiirde. Sadece Orhan Kemal ve Nazım Hikmet bu ay vefat etmiyor. Ahmed Arif, Ahmet Haşim, Cahit Zarifoğlu, Abdurrahim Karakoç, Cemil Meriç, Peyami Safa, Ahmet Muhip Dıranas…

İçerisinde bulunduğumuz Haziran ayı yazdıklarıyla kılcal damarlarımıza işleyen edebiyatçıların vefat iklimi gibi. Dünya görüşü ve yazın hayatı olarak birbirinden çok farklı olan ve Haziran’da ölen edebiyatçılar neredeyse hepsini birlikte hatırlayalım diye bu ayda vefat etmiş gibiler. Şair olan isimlerin dizelerini kısa kısa hatırlayarak yâd edelim.

Nazım Hikmet Ran

Pek çoğunuz Nâzım Hikmet’in şiirlerini okumuşsunuzdur fakat Kuvâyi Milliye şiirlerinin içerisinde olduğu kitabı okumadıysanız bir tarafınız eksik kalmış demektir. Türk Köylüsü şiirinde serbest şiirin maharetlerini kullanarak sanki bir halk şiiri yazmış Nazım. Yunus Emre’yi de hatırlatarak şöyle diyor:

“O Yunus’u biçaredir

Baştan ayağa yâredir

Ağu içer su yerine”

***

Ahmed Arif

Art arda kim bilir kaç zemheri geçti Ahmed Arif zindan duvarlarıyla konuşalı. O duvarlara bakarak koca bir memleket gördü. ‘Dağlarına bahar gelmiş memleketimin’ diye düşündü. Ben bir dizeyle bir ömre imza nasıl atılır onda gördüm:

“Hasretinden prangalar eskittim

Saçlarına kan gülleri takayım”

***

Ahmet Haşim

Şairlerin şiirleri hayatlarının tam ortasından el sallarlar ruhlarımıza. Sembolleri kullanmayı çok seven Ahmet Haşim’in Merdiven şiiri de böyledir:

“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak”

***

Ahmet Muhip Dıranas

Tiyatro oyunu havasında şiir yazılır mı? Örnekleri çok fazla ve iyi incelemek gerek. Ahmet Muhip Dıranas da ahengi şiirden ayırmadan güzel senaryolar yazdı. Fahriye Abla şiiri de bunlardan biriydi:

“Bahçede akasyalar açardı baharla

Ne şirin komşumuzdun fahriye abla”

***

Abdurrahim Karakoç

Öyle şiirler yazı ki 100’e yakını bestelendi. Dillerden dillere dolaştı. Kâh Hak yol İslâm Yazacağız dedi kâh Kardan Aydınlık. Fakat Mihriban şiirinde öyle bir dize yazı ki herkes kala kaldı:

“Lambada titreyen alev üşüyor,

Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban.”

***

Cahit Zarifoğlu

Türk şiirinde en sevdiğimdir A. Cahit Zarifoğlu. İsminin baş harfleri ACZ tutmuş bağışlanmasını dilemiştir. Rahmet olsun. Özcan Ünlü abinin dünkü yazısını da mutlaka okuyun derim. Cahit Zarifoğlu demek benim için ‘Yaşamak’ demek. En sevdiğim şair Zarifoğlu ve en sevdiğim yolculuk tren yolculuğu olduğu için ‘Sen Kuş Olup Gidersin Bir Trenle’ şiirini okumanızı önerip son dizesiyle bitiriyorum.

Bu ay vefat eden yazar ve şairlerimizi saygıyla anıyorum.

“Oysa sergimize kuşlar gelir uzanır.”